Yola çıktım tradutor Inglês
895 parallel translation
Bana bir at getirmelerini söyler söylemez hemen yola çıktım.
I came right away, just yelled in that I was going as they brought the horse around.
New York'a gitmek için yola çıktım ve oraya gideceğim... açlıktan ölmem gerekse bile.
No, sir. I started out for New York and I'm going to get there if I have to starve all the way.
Lort Willoughby, sizi Port Royal'de karaya ulaştırmak üzere yola çıktım, ama şimdi....
Lord Willoughby, I set out to land you at Port Royal, but now...
Bu ikinci eldir ve kiliseye doğru yola çıktım.
Second-handed it is. And I went out to the chapel to...
Böyle bir beyanat verdikten sonra şunu söylemeliyim ki, şu an 54 yaşındayım ama zamanında epey zorluklarla bu yola çıktım çok fazla yükselmediysem, sebebi geldiğim noktayı yeterli gördüğümdür!
After such a statement of principle... let me say that I'm now 54... that I started out... quite low... and... if I haven't risen very high, I've gone quite far!
O akşam geç saatte... uzun masalı odayı... son kez terk edip... Londra'ya yola çıktım.
Late that evening, I left the room with the long table for the last time and started on my way back to London.
Çarşamba yola çıktım.
Wednesday I left Bangor.
Eski elbiseler ve kırık dökük bir araba alıp, kendim 66. yola çıktım.
I bought myself some old clothes and a broken-down car and took Route 66 myself. I lived in their camps, ate what they ate.
- Şafak doğmadan yola çıktım.
- I left before dawn.
Yola çıktım bir kere kanunsuz bir şerifle anlaşmak beni rahatsız etmiyor.
I'm on my way, and if it takes a deal with a crooked sheriff, that's all right with me.
Ben de eşyalarımı arabaya koyup yola çıktım.
So I packed my kit into the car and drove off.
Tören bittikten hemen sonra yola çıktım, Gömüldüğünü kendi gözlerimle gördüm.
They're taking him to the top so that no White Eyes could find his grave.
Sana bel bağlayarak yola çıktım.
I've come to depend upon you.
# Ve seyehat için istasyona doğru yola çıktım
And I headed for the station gonna travel all about
Balodan hemen sonra yola çıktım.
I left right after the ball.
- Sizden sonraki gün yola çıktım.
- I left Chicago the day after you.
Paltonun fişini çocuğun cebinde bulamadılar. "Boş ver dedim" taksiye binmek için yola çıktım.
They couldn't find the check for it in his pocket. I said, "Let it go" and started out for a taxi.
Seni Losworth'a geri götürmek amacıyla yola çıktım..... ve bunda da kesin kararlıyım.
I started taking you back to Lords, and that I full intend to do.
Yola çıktım
~ I'm on my way ~
Yola çıktım
~ Well, I'm on my way ~
Ama yola çıktım
~ But I'm on my way ~
Tanrım, yola çıktım
~ Lord, I'm on my way ~
Yola çıktım
~ On my way ~
Aynı gün yola çıktım.
Started riding the same day.
Mamüller ABD'ye doğru yola çıktı! Her iki yarım kürenin de kralıydı!
Grooms of the USA, no more crawling the walls!
Arkadaşlarım, ben ve uçaktaki hanım... önceki gün Baskul'dan Şanghay'a doğru yola çıktık.
My friends and I, and the lady in the plane left Baskul the night before last for Shanghai.
Yola çıktığımızı hatırlıyorum.
I remember we started out.
Tanrım, yola çıktık.
- By gad, we're off.
Akıntıyla birlikte yola çıktık, tüm gece boyu güvertede uzandım, seni düşündüm, yıllar boyu sensiz olacağımı.
We were held up by the tide, and I lay all night on the deck... thinking of you and the years and years ahead without you.
Üzgünüm ama artık yola çıktık.
I'm sorry, but we're on the road now.
Yola çıktığımızdan beri ters olan bir şeyler vardı.
The whole time, ever since we sailed, something's been wrong with me.
Size yardım getirmek için yola çıktığımızı söylemek isterdim.
I'd like to be able to tell you that we were going out to bring back help.
Şu anda yolumuzun üzerinde, Bugandi'deki insanların düşüncelerini bozmak için entrikacı düşmanlarımız tarafından gönderilen dört bakire yola çıktı.
Already on the trail, four maidens have set out from Zambesi sent by our enemies to corrupt the minds of the people of Bugandi.
Noriko sağ salim yola çıktı mı?
Did Noriko get off all right?
Yüzüne yarım kilo makyaj sürdü, bir tülle gizledi ve DeMille'i görmek için yola çıktı.
So she put on about a half pound of makeup, fixed it up with a veil... and set forth to see DeMille in person.
Yola çıktığımızda hayattan vazgeçmiştim zaten.
Gave myself up for dead back where we started.
Yola çıktığında önünü görmen lazım.
You want to leave it so you can see over the top.
Bende Kamelot'a dogru yola cıktım. - Ve ağaçlık bir alanda sır Gawain'le karşılaşınca...
I went on my way to Camelot, and that's where I met Sir Gawain and mistaking him for my pursuer, I...
15 Haziran sabah saat 10.30'da yola çıktık.
We started off 10 : 30 A.M. on June 1 5.
Sizi bulmak için iki kez yola çıktım, ama...
Twice I started out to find you, but...
Zamanında yola çıktı mı?
Is he running on schedule?
Yola çıktınız mı?
Can you get here right away?
Şey, çok az yiyecekle yola çıktık ve kötü bir planlama yapmıştım.
And I should have considered the youth of my companions.
Yola çıktığımızdan beri tek kelime etmedin.
You haven't spoken ten words since takeoff.
Sonra, orduya gitmek için yola çıktığım gün,..
Then, on the day I left for the army,
Yola çıktığımız ilk gün bunun 3 katını kat etmeyi düşünüyorum, Ned.
It will be the first day, Ned. I intend to make twice that distance.
- Yola çıktığım gün mü?
The day I left?
Yola çıktığımız zamandaki kadar zinde.
He's just as fresh as when we started out.
Yola çıktığımızdan beri her gece bu oyunu düşledim Semiz Adam.
I've dreamed about this game, Fat Man, every night on the road.
Ama yola çıktığımızda dünyadaki bütün askerlerden daha hızlı yürürüz.
But once we start, we march faster than any soldiers on earth.
Yola çıktığınızı daha yarım saat önce öğrendik.
It was only a half-hour ago we knew you were on your way.