Yürümeye tradutor Inglês
3,216 parallel translation
Benjamin artık yürümeye çalışırken poposu aynı penguene benziyor.
So Benjamin does this thing now where he kinda scoots forward on his butt like a penguin.
Şimdi havuzun yüzeyinde yürümeye çalışmanı istiyorum.
Okay, now I want you to try to walk the length of the pool.
Hatırlasana, yatağıma kadar öpüşerek yürümeye çalıştık,...
Remember? We did the whole kiss-walk stumbly thing back to my bed, and then you did that thing where you take one leg up
- Yürümeye devam et.
- Keep walking.
Sonra çantadan kurtuldu ve yürümeye devam etti.
So he ditches it and keeps moving.
Daha fazla insana doğru yürümeye başlayacağım.
I'm gonna start to walk up to people more.
Ve yürümeye devam edeceğiz.
And we keep moving. Do you understand?
Tamam, sen git yürümeye başla.
Nothing? You know, just... just start walking.
Yürümeye bayılırım.
I love walking.
- Yürümeye devam edin.
Keep moving.
Bana bakma, yürümeye devam et, telefonunu çıkart ve konuşuyormuş gibi yap.
Don't look at me, keep moving, pull out your phone and pretend you're having a conversation.
Dostum, yürümeye başla.
Dude, keep walking.
İçine bakmak için arabaya doğru yürümeye başladım ama... bir mesaj geldi.
I started to talk towards it because I wanted to look inside, but... I got a text.
Sokakta yürümeye korkar hâle getirdin.
You made her afraid to walk down the street.
Yoksa niye ellerimin üzerinde yürümeye çalışayım.
Why else would you try to walk on your hands?
Miles, bir şey yapamayız. Yürümeye devam edelim, tamam mı?
Miles, we can't do anything, let's just keep walking, okay?
Hadi Miles, yürümeye devam edelim.
Come on, man, let's just keep walking.
Yürümeye devam et.
Just keep moving.
Dik yürümeye başladığımızdan beri bu muamma var.
That's been the conundrum since we started walking upright.
Yürümeye devam et, koca oğlan.
Keep walking, big chap.
Yürümeye devam.
Keep going.
sanki biri yukarıda ileri ve geri yürümeye başladı.
All of a sudden, it's like somebody is walking back and forth up above us.
- Bir dahaki sefere yürümeye devam et.
Well, next time, keep walking.
Paytak paytak yürümeye başladığımda bugünler, salata günleri gibi görünecek. Karnıma kocaman bir "Uzun Araç" tabelası asacağım.
These are the salad days before I start waddling around with a veritable "Wide Load" sign across my gut.
Yürümeye devam et.
Keep moving.
Bizimkilerle Gelecek Adası'nın orada buluşacağız. Yürümeye başlasak iyi olur çünkü parkın ta diğer ucunda.
Well, we've gotta meet everybody in Tomorrowland, so we'd better get movin'cause it's all the way on the other side of the park.
Sonra yürümeye başlıyor.
Then, he gets walking.
Böyle yürümeye devam mı edeceğiz?
Will we keep walking like this?
Yürümeye devam etmeliyiz.
We got to try to keep going.
Yürümeye başlarsın.
And then you start walking.
- Yürümeye.
- To the walk. - To the walk.
Hayır, ama yürümeye devam etsem de bana söyleyeceğini tahmin ediyorum.
No, but I'm guessing you're gonna tell me even if I keep walking.
Yürümeye başladığında bile kendini kız vücuduna hapsolmuş gibi hissediyormuş.
Even as a toddler, she felt like she was trapped in a girl's body.
Sonunda kapı açıldı, ve Nazir elinde çay ile yürümeye başladı.
Then finally the door opens, and Nazir walks through with tea.
Yürümeye devam et.
Keep going.
Yürümeye devam edin.
Keep moving.
Eminim yürümeye geç başlamışsındır...
You were probably a really late walker...
Yürümeye devam edelim.
Let's keep moving.
Ve sokağa doğru yürümeye başladı.
-... stands up... and starts walking out onto the street.
Bir evsiz sokakta yürümeye başladı ve çocuklar etrafını sardı.
A homeless person starts walking across the street and the guys surround him.
Arkadaşımı bulana dek yürümeye devam et.
Keep going till you find my friend.
"Yürümeye yeni başlayan bir çocuk olarak Bay, girişken, komik ve korkusuzdu."
"As a toddler, Bay was feisty, funny and fearless."
Parkın 40. Sokak çıkışına doğru yürümeye başlayın.
Start walking to the 40th Street exit of the park.
Baston ise şu an kullandığım gibi yürümeye yardımcı bir araçtır.
A cane, such as the one I am using, is a mobility aid.
Barry, yürümeye son verip anahtarlarını unutmuşsun gibi cebini karıştır.
Uh, Barry, stop walking and pat your pockets like you forgot your keys.
Yürümeye devam et. Yürümeye devam et.
Keep moving.
Yürümeye devam et.
Just keep walking.
Yürümeye devam et.
Keep walking.
Gidip biraz yürümeye ne dersin?
So maybe you would like to go for a walk?
Sizler kameraya doğru yürümeye devam edin.
- Don't.
Yürümeye devam et, Amy.
Keep moving, Amy.
yürümeye devam et 109
yürümeye devam edin 34
yürümek 18
yürüme 27
yürümek istiyorum 17
yürümek mi 17
yürümedi 20
yürümeye devam edin 34
yürümek 18
yürüme 27
yürümek istiyorum 17
yürümek mi 17
yürümedi 20