English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Y ] / Yüzü

Yüzü tradutor Inglês

7,257 parallel translation
Sevimli yüzü her şeyin içine ediyor.
His too-pretty face ruins the fuckin'thing.
Nokta, nokta, virgül. Şuna bak. Yüzü tabak gibi.
Dot, dot, comma, swish, makes a face round like a dish
- Güvenilir bir yüzü var.
- He has a trustworthy face.
"Yüzü bir meltem gibi kokuyor"
"His face smells like Sea Breeze"
Yüzü renkten renge girmişti.
There was so much color in her face.
Bütün yüzü kanla kaplanmıştı.
So much blood, was covering his entire face.
Bu gece burada pekçok kötü yüzü görmek harika.
It's great to see so many evil faces here tonight.
Ölü ya da diri, Katniss Everdeen bu isyanın yüzü olarak kalacak.
Dead or alive, Katniss Everdeen will remain the face of this revolution.
- Ona bak.Boş bir yüzü var.
It's got a blank face.
Bu yüzü bir süredir göremiyorduk.
Hey, ain't seen that face in a while.
Bence kesinlikle her iki yüze de, birer çok iyi şarkı koyuyorlardı. Böylece iki yüzü de dinlemeni sağlıyorlardı.
I bet they put one really good song on each side, so you just keep flipping it over.
Yüzü... sanki dünyanın tüm yükünü kendi sırtında taşıyormuş gibi.
His face.. as if he's carrying the world's misery by himself.
Yüzü bir daha eskisi gibi olmayacağından dıştaki yaralarını gizlemek için bir maske yapmış.
His face would never be the same. And so, he made a mask to hide his scars on the outside, but his anger grew on the inside.
Yüzü Tanu'ya benziyor ona rağmen..
She thinks there's nothing wrong..
Güldüğü zaman yüzü çok garip görünüyor, iyi anlamda bir gariplik yani.
And when he laughs, his face looks weird, but, in a good way.
"Bay Heathcliff'in ereksiyonu ve yakışıklı bir yüzü varmış."
"Mr Heathcliff had..." "... an erect and handsome figure. "
ve yakışıklı bir yüzü ve somurtmayı tercih ediyor.
"and handsome figure and rather morose."
Ama Chaplin'in yüzü...
But Chaplin's face...
Senin gibi eli yüzü düzgün birine aşık olmak isterdim, tamam mı.
I would love to have fallen for someone as presentable as you. Okay? Trust me.
Um, gök yüzü mü?
Um, is it the sky?
Durmaksızın mıncıklamak isteyeceğiniz kadar güzel bir yüzü vardı.
He had the kind of face you just wanted to caress.
Böyle bir yüzü nasıl unutabildim?
How could I forget a face like that?
- Aptal şey. Yüzü de kırılmış.
It's stupid, it's stupid, and the face is broken.
Ve ilk korkunç yüzü.
And first scary face.
David, oyun yüzü, oyun yüzünü kullan.
David, game face, put your game face on.
Yüzü çok güzel, güzel yüzlü kızlar beni geriyor.
She has a pretty face and pretty faces make me nervous.
Yüzü güzel mi?
Pretty face?
- Yüzü erimiş beton gibi, sikerler.
- Face like a melted bucket of concrete, Fuck that.
Yüzü yağlı Meksikalılardan olmadığınız için değil tabii ki bu.
I mean, it's not like you're some greasy Mexican.
Yüzü göt biriymiş demek.
Sounds like a real bucket of turds.
Popüler kız stereotipinin yüzü olmak ister misin? Duygularını ve popülerliğin getirdiği baskıyı o baskıyla yaşamayı insanların fazla anlamadıkları kız.
And would you be willing to be the face of that stereotype of the popular girl that not a lot of people understand what it feels like, the pressures of feeling...
Yeterince uzun zamandır müdürlük yapıyorum. Her olayın iki farklı yüzü vardır.
Um, been principal long enough to know there's always two sides to every story, um...
Annen ve baban da buradayken kendi bakış açını anlatman için bir şans veriyorum çünkü her olayın iki yüzü vardır.
Now I'm giving you a chance here with your parents here to tell us your side of this because I know there's always two sides to every story...
Tanrı'nın yüzü size parlasın ve size karşı merhametli olsun.
The Lord make his face shine on you and be gracious to you.
- Yani bu yüzü takınırsam karşımdakine, sana zarar vermekten hiç çekinmem demek oluyor bu.
So the idea is that I make a face that conveys the fact that I'd have no problem hurting you.
- İş yerinin yüzü mü?
Okay?
Her yıl, pencereye bir insan yüzü çizerdi.
Every year, she'd draw a face on the window.
Taş yüzü.
Face of stone.
İki kez takla atıp, yüzü kuma gömülüyor.
A double flip somersault face-plant into the dirt.
- Daha önce sizinki kadar güzel bir yüzü gördüğümü hiç sanmıyorum.
I don't think I've ever seen a face as beautiful as yours.
Bu yüzü daha önce gördüğünü biliyorum.
I know you've seen this face before.
Arabasından indi ve yanına gelerek arabana bindi, yüzü kanla kaplanmıştı.
So, he got out of his car, and when he came over to your car, his face was covered with blood.
- Yüzü güzel, değil mi?
Right?
Evet, yüzü güzel.
Yes, nice face.
Eli yüzü düzgün Amerikalı gençler. Senin gibi orospu kılıklılar değil Ramona.
All-American kids, clean-cut kids, not gutter trash like you, Ramona.
Ellerimi kardeşimin kanına bulayarak büyük bir günah işlemiş olsam da seni öldüremediğim müddetçe bağışlanma yüzü de görmeyeceğim.
His blood is on my hands. I did the unforgivable. I couldn't kill you.
Bakın Nancy'nin... Harika saçları ve çok güzel bir yüzü var.
Listen, Nancy is... she's got very cool hair and a lovely face and...
Yönetim az önce farkında vardı, ki geciktiler yeni bir Merkez yüzü için farklı yönlere başvurmalıyız.
The board just realized, albeit on the late side, that we're obligated to go a different direction for the face of the Center.
Merkez'in yeniden yüzü olmak istiyorum.
I want to be the face of the Center again.
Yüzü açık bir Peştun kızının İngilizce Cat Stevens söylemesinden hoşlanmadılar.
They did not dig an uncovered Pashtun girl... singing Cat Stevens in English.
- Jack, her şeyin iki yüzü vardır.
Jack, there is two sides to everything.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]