Zaferler tradutor Inglês
193 parallel translation
Ve biz İsveç için yeni zaferler kazanmaya devam edeceğiz.
And we shall win still greater glories for Sweden.
Prens, ben zaferler için doğduğuma emin değilim, ama kesinlikle entrikalar için doğmadığıma eminim.
Prince, I'm not sure if I am born for victories, but certainly not for intrigues.
Sen zaferler arıyorsun, ama ben onları... anlamak istiyorum.
You're looking for victories, but I am looking... for a meaning in them.
Zaferler, avantaya ait.
To the victors belong the spoils.
Kazandığımız zaferler ne kadar parlak da olsa, şanımızı kemiriyor bu hâlimiz.
And indeed, it takes from our achievements, though performed at height.
- Yarım kalmış zaferler...
- Half-victors.
Zaferler ve çöküşler.
Triumph and downfall.
Birçok savaş verdik, büyük zaferler kazandık.
We've fought many battles and won great victories.
Leonidas'a ucuz zaferler veriyoruz.
We are giving Leonidas cheap victories, my lord.
Subaylar, büyük zaferler hakkında kitaplar dağıtıyor.
Officers distribute books... about the great conquerors.
Bu zaferler istenilen avantajları sağlamayınca cumhuriyetçiler zaman kaybetti.
Unable to take advantage of their initial triumph,
Savaş manevralarından kalma bir faaliyet saldırılar, sortiler, ihlaller, püskürtmeler, zaferler, yenilgiler.
It's an activity from war or maneuvers with assaults, sorties, breaches repulses, victories and defeats.
Tepelerinde güzel rüzgâr çekişme, aldatmaca ve zaferler getiriyor. Macera ; yaşanabilir evler ve bahçeler kazanmak ve buralara işlenip hakkını elde etmektir.
On its hills, where the first good wind will bring the great kite championship with its duels, feints, triumphs adventure is about conquering liveable homes gardens that can be cultivated, and justice.
- Çeşitli türde zaferler vardır.
- There are many kinds of victory.
İlk ve son kez, şanlı ordu tarafından kazanılan şanlı zaferler fikri kafalardan silinip atılmalı.
Once and for all, the idea of glorious victories won by the glorious army must be wiped out.
Savaş boyunca bazı adamlar, madalya alır, zaferler kazanır.
During a war such men earn medals, win victories.
José Dolores ihtilali üstlenir ve çeşitli zaferler kazanan yeni bir ordu örgütler.
José Dolores takes over the revolution... and organizes a new army that wins some victories.
Fakat yakışıklı kahramanın kazandığı zaferler ona rahat vermemişti.
But the laurels won by the handsome hero did not give him rest.
Aşırılıklar, sırlar, ihlal edilen kurallar, ümitsiz fırsatlar, muhteşem başarısızlıklar ve muhteşem zaferler.
The ecstasies, the miseries, the broken rules, the desperate chances, the glorious failures and the glorious victories.
Evet, hayatları boyunca bazı zaferler ve sonra da...
There're many who... Yes, some triumph during their lives, and then...
Roma askerleri zırhları sayesinde zaferler kazanmıştır.
The Roman soldiers were victorious thanks to their armours.
Çin ve Rus savaşları, Mançurya Olayı, tüm zaferler
The Sino and Russian wars, Manchurian Incident, all victories.
Elde ettikleri zaferler, hayal ettiklerinden de öteydi.
They had had a victory of which nor they dreamed.
Elde ettiği çabuk ve kesin zaferler kendi kurmaylarına bile parmak ısırtyordu.
The rapidity and certainty of its victories they had frightened until its generals.
Ancak Almanların batıda elde ettiği zaferler beklediğinden hızlı gelişmişti.
But the German victories in the Ocidente, they had been faster of what it waited.
Zaferler ve hileler... Hazineler ve taklitler.
The triumphs and the frauds... the treasures and the fakes.
Fakat hemen ardından zaferler, savaş müzikleri sürekli çalan askerî marşlar... Yani... Oldukça heyecanlıydık.
I thought about what would go to happen, but the reports of the victories, musics of war and the marches that they all passed in the radio the day, they had made them to be very enthusiastic.
1941'de elde edilen zaferler, Japonya'yı, ölümüne savunulan engin bir koruma çemberine almıştı.
The 1941 victories they had placed Japan behind of a vast protective ring, defended until the o end.
1942'de Buisson'la birlikte Zaferler Sokağı soygunundaymış.
With Buisson in'42 at the Victories Street holdup.
Zaferler mi yoksa Zafer Sokağı mı?
Victories or Victory Street?
Zaferler Sokağı.
Victories.
Birileri onları, yüzleri, binleri görüp öğrenmeli, hesap zamanı geldiğince... yenilgiler ve zaferler toplandığı zaman... birilerinin kıçına girecek, birilerinin kıçına girecek çünkü...
One must see or learn to see that tens, hundreds, thousands of me and you, when it's time to pay... when it's time to sum up defeats and victories... one gets it up the ass very often, one gets it up the ass because one...
- Askeri zaferler söz konusu değil.
- A military victory's out of the question.
Ordulara karşı zaferler kazandık.
We have won battles against armies.
Kansız kazandığı zaferler üstün dehasını kanıtlıyor.
His whole brilliance lies in his bloodless victories.
Şu hale bakın. Ne zaferler ama!
" Our recent triumphs :
Her diyarda zaferler kazansın... tek kaygısı ordusu olsun.
In all lands may he glory earn... our welfare is his one concern.
Yıllar süren zaferler... yenilgiyle bitebilir mi?
Could many years of victories... result in defeat?
Kazandığı zaferler onu çok cesaretlendiriyordu. Ve o kaybedene kadar seks yapmamaya yemin etti.
He was so encouraged by his victory... that he vowed not to have sex until he lost.
İşte biz buyuz, sadece büyük zaferler ve galibiyetlerle ilgileniriz.
Now that's us, we're only interested in great victories and big defeats.
Gelin, keyiflenin dostlarım, bu yelken açtığımız zaferler için...
Come cheer up, my lads,'Tis to glory we steer
Gelin, keyiflenin dostlarım, Bu yelken açtığımız zaferler için...
Come cheer up, my lads'Tis to glory we steer...
Tanrının daha büyük zaferler kazanması için.
For the greater glory of God.
Ve iyi bir muhabbet şansı yakalayamadığınızda, kesinlikle dışardaki potansiyel zaferler için uğraşırsınız.
And while you may not necessarily get a chance for good conversation, you certainly get a good opportunity to scope out potential conquests.
Rekor kitaplarında ahlaki zaferler için bir kayıt yoktur.
There is no column in the record books for moral victories.
Ben, her şeye rağmen neyin önemli olduğunu asla gözden yitirmedim. Bu zaferler için en anlamlı şey.
I have never, ever lost sight of what's truly important, the thing that gives meaning to these triumphs.
Kalıcı zaferler yürekte kazanılır şu ya da bu toprakta değil.
Lasting victories are won in the heart not on this land or that.
Zaferler, inşaat, dikme ve sikimin kalkması için doğmuşum.
I was born to triumph build, lift and climb.
Komutan, tüm hayatım giderek artan bir dizi zaferler şeklinde geçti.
Commander, my entire life has been a series of escalating triumphs.
Coolidge hızla ayrıldı. Zaferler kazanan bir boksör ringi bırakıyor.
Coolidge was out faster than I've seen a boxer leave.
Böylelikle ABD, Pasifik'teki deniz hakimiyetini yeniden ele geçiriyor Japonların yeni zaferler kazanma hayali suya düşüyordu.
e the end of the Japanese hope of new conquests.