Zayıflamış tradutor Inglês
292 parallel translation
Cathy, ellerin zayıflamış.
Cathy, your wasted hands.
Ama sanki biraz zayıflamış gibi.
- Yes. She lost a little weight, maybe.
Çok zayıflamış mıyım?
Have I become very thin?
Zayıflamış da. - Senin için üzülüyorum, Saşok.
You're studying and other take around.
Alçak herif, iyice zayıflamış.
The scoundrel's grown thin.
Zayıflamış gibi.
He looks a little thin.
Biraz zayıflamışsın. Çok yakışmış.
You've gotten a trifle thinner, and it's most becoming.
Belki de ışıktandır ama zayıflamış gibisin.
Maybe it's this light, but you look thinner.
Çok zayıflamış.
So skinny.
Biraz zayıflamış gibisin.
You look a bit thin, though.
Pardon, gözlerim iyice zayıflamış.
Sorry. My eyes are failing.
Bayan Gina iyi görünüyor, zayıflamış.
Mrs. Gina, you're looking good, you've lost weight.
Zayıflamış gibi görünüyor değil mi?
She looks rather thin, don't she?
Çok zayıflamış, cılızlaşmış.
He's starving, all skinny.
Havanızın şu ana kadar bayağı zayıflamış olması gerek.
Your air should be getting quite thin by now.
Zayıflamış görünüyorsun.
You look thin.
Sadece nabzı çok zayıflamış. Arada bir kendini kaybediyormuş. Bu geceyi çıkaramayabilirmiş.
It's just that his pulse is very weak... and it misses altogether on occasions... and he might not last the night out.
Çok zayıflamış ve hasta gibi bir hali var.
She's become so thin and sick-looking.
Zayıflamış görünüyorsun.
You look thinner.
Lobide veya hediyelik eşya mağazasında tekrar karşılaşırsak söz veriyorum, çok zayıflamış olacağım.
If we should run into each other again... in the lobby or the souvenir shop... I promise you I'll be so thin.
Dolayısıyla havaa savunma gücü giderek zayıflamış ve tükenmişti.
But now, the aerial control British diminuía and disappeared.
Ellili yıllardan sonra yeni bir şeytan oldu. Ninuccio Zayıflamış görünüyorsun.
After the 50 years, an ailment every 10 years!
Sen... zayıflamış gibisin.
You... looks like you're losingweight.
- Biraz zayıflamış gibi duruyor.
- He's lookin'a little thin in the skin.
Artık iyi görmüyorlar, refleksleri zayıflamış, güçleri azalmış.
Their eyesight is failing, they have slow reflexes, diminished strength.
Doğru! ama zaten egzersiz yaparken... gözlerim zayıflamıştı
That's true, but I've hurt my own eyes... when I was practicing
İhtiyar Mircea'nın varisleri arasındaki taht kavgalarıyla zayıflamış olması, ve boy beylerinin yarattığı feodal anarşi ortamı sayesinde, Fatih, Eflak'ı kolay lokma olarak görmekteydi.
Weakened by fights for the throne among the successors of Mircea the Old and by the feudal anarchy of the great boyars, Wallachia seemed an easy prey for the Conqueror.
Gerçekten çok zayıflamış.
And he really does look a lot thinner.
Zayıflamış mı?
Has he lost weight?
Zayıflamışsın evlat.
You're thinner, kid. That's good.
Bence yaklaşık 10 kg zayıflamış.
I'd say he's gotta be about 20lb lighter.
Öyle zayıflamış ki orta siklet gibi görünüyor.
I tell ya, he has so slimmed down, he looks like a middleweight.
Güneş ışığı zayıflamış, eflatun renge bürünmüştü.
The light was getting purple and soft outside.
Tedavi yüzünden koku alma duyun zayıflamış...
Your sense of smell's gone with the treatment...
Gözlerin zayıflamış.
You've even lost your eyesight.
Çok zayıflamış.
He's so skinny
Nasılsın? Zayıflamış görünüyorsun.
You look thin.
Gücünü korumalısın, zayıflamış duruyorsun.
You've got to keep your strength up, you're looking peaky.
Çok zayıflamış. Teslimat işine biraz ara vermem gerekecek yani.
It's become lery weak, so I think I'le gotta take a break from delilery work.
" zayıflamış zehrini fışkırttı,
" spouting its weakening venom,
O zamana göre zayıflamışım.
I'm thinner than I was.
Zayıflamışın.
You've lost weight
Zayıflamış mıyım anne?
Do I look thin?
Zayıflamış gibisin.
You look thin. - Mother.
Mağara duvarı ağırlıktan dolayı zayıflamış.
The cavern wall has been weakened by the stress.
Warp muhafaza alanları zayıflamış olmalı.
Their warp-containment field was weak.
ama benim zayıflamış sağlığım, asistanım olmadan onu tamalayabilir miyim bilmiyorum.
But with my enfeebled health, I don't know that I shall ever be able to complete it, without my assistant.
Jean'in zayıflamış zihni, koruyucusunu arıyor olabilir.
Jean's troubled mind may reflexively seek his protection.
Antonietta çok zayıflamış.
Antonietta has gotten so thin.
Hafızan zayıflamış senin.
You got a short memory.
Kaslarının zayıflamış olması gerekiyordu ama kronik ve açıklanamaz bir hücresel yenilenme durumundalar.
Thanks. - See you in a bit. Hey, Barry.