Âşkım tradutor Inglês
80 parallel translation
Bu âşkımın bir kanıtı.
It is a proof of love.
Ama izniniz olursa süsleyip püslemeden anlatayım âşkımın hikayesini :
Yet, by your gracious patience I will a round, unvarnished tale deliver of my whole course of love :
Bak, âşkım kalkmamış olsaydı.
Look, if my gentle love be not raised up.
Alçak adam, kanıtla âşkımın fahişe olduğunu!
Villain, be sure thou prove my love a whore!
"Tatlı Desdemona, dikkatli olalım, âşkımızı saklayalım."
"Sweet Desdemona, let us be wary, let us hide our loves."
Sevgisizlik çok şey yapar ve onun sevgisizliği alabilir canımı ama asla lekeleyemez âşkımı.
Unkindness may do much and his unkindness may defeat my life but never taint my love.
Selam benim küçük âşkım.
Hello, my little darling.
Benim âşkım sensin Fielding.
You're my lover, Fielding.
Âşkım.
Oh, dear.
Benim âşkımdan haberin var mı?
Do you know of my love?
Yaşasın âşkımız bırak... Sonsuza değin ve şevkâtli...
and let's live our love with future and compassión
Tutku dolu ve ateşli... Yaşasın âşkımız bırak... Sonsuza değin ve şevkâtli...
With fire and passión and let's live our love with future and compassión
Ve biliyor musun âşkım?
And you know what, my love?
Ve o an, hayatı hissetmenin mucizevi anında, seni gördüm âşkım.
And there, in the miracle of feeling alive, I saw you, sweetheart.
Ne demeye çalışıyorsun âşkım?
What are you trying to say, my love?
80'de savaşa gidebiliyorsunuz 21'de içki içebiliyorsunuz ve 65'te emekli oluyorsunuz peki kaç yaşında olmalıyız ki âşkımız gerçek olsun?
hell you can drive at sixteen, go to war at eighteen, you can drink at twenty-one and retire at sixty-five so how old do you have to be... before your love... is real?
Âşkım!
My love.
"Sana olan âşkım hiç bir zaman bitmeyecek."
'My love for you will never die.'
Âşkım, burada harika zaman geçiriyorum, ama seni çok özlüyorum.
My darling, I'm having a wonderful time, but I miss you a lot.
Âşkım... Âşkım!
Darling... darling!
Sana ilk âşkımı anlatmamı ister misin?
Want to hear about my first love?
Hayır, ilk âşkımı.
Not that, my first love.
16 yaşımdan 22 yaşıma kadar, eroin hayatımdaki en büyük âşkım oldu.
From the age of 16 to 22, heroin was the love of my life.
Efendim âşkım?
Mommy?
Âşkımı ispatlamam gereken tek kişi Elliot'dır.
The only person I have to prove my love to is Elliot.
Biricik âşkım da bir sandaldaydı
My love was on the boat.
"Âşk için Çatışmak" ta yaptığımıza benzer bir şey yani.
It's pretty much what we did in Shootin'for Love.
Düşüncede veya davranışta ihanet ettiysem âşkına veya gözlerim, kulaklarım ya da başka bir duyu organım bir başkasından hoşlandıysa beni silkeleyerek attığı halde onu hâlâ sevmiyorsam, hep sevmemişsem ve hep sevmeyeceksem huzur terk etsin beni!
If ever my will did trespass against his love either in discourse of thought or actual deed or that mine eyes, mine ears or any sense, delighted them in any other form or that I do not yet and ever did and ever will though he do shake me off to beggarly divorcement love him dearly...
Buradayım, Tanrı âşkına yardım edin!
Here, for heaven's sake, help me!
İnanıyorum Âşkın getireceklerine hazırım
Oh, I believe I am ready For what love has to bring
İnanıyorum Âşkın getireceklerine hazırım
That Ijust can't hide Oh, I believe I am ready
Bu hayır, yok canım. Bu âşk olamaz.
No, no, no, no... this can't- -...
Her işlemi kolaylaştırırım. Âşk dediğiniz şey hariç.
I can streamline any procedure - except this thing you call "love."
Biliyorsun, hoca hanımın küçük âşk mektubu, buralara ulaştı özellikle de "Beni dilediğin zaman ara." kısmı.
You know, Tutor Girl's little love note you passed around earlier - the one that said, "Call me if you need anything... at all."
"Sanırım âşk beni bu nihaî sonuca sürükledi."
"I think that love drove me to the ultimate step"
Bu nedenle bir kere daha âşkı hissedemeyeceğimizi anladığımızda hayatımıza son vereceğimize yemin ederiz.
Therefore we swear to end our lives once we no longer feel any love
Ve âşkı bizden çalanları da yanımızda götüreceğiz.
And we will take all those along who robbed us of our love. Hey Paul
Ben ki âşkının bir esiri...
I'm a slave to your love.
Ben ki âşkının bir esiri...
I'm a slave to your love
Küçük oyuncağım tüm gün âşk diye ağladı durdu.
"My little toy cries all day out of love".
Oh, ben burada yargı mercii değilim. Ben sadece... Âşk bir şekilde yolunu bulur, değil mi?
Oh I'm not in any position to judge, I just... but the heart wants what it wants.
Haley, sen ve Nathan'ın büyük bir âşk yaşadığınızın farkındayım ve benim de lisede böyle bir âşk yaşadığımı biliyorsun ama kimi zaman âşk solar ve bunu tüm kalbimle istiyorum ki, dilerim senin âşkın solmaz.
Haley, I know that you and Nathan are in love... and you know that I was also in love in high school. But, sometimes, love fades... and I just hope with all my heart that it doesn't fade for you.
Senin âşkına ihtiyacım yok.
I don't need you to love me.
Çünkü ben Nathan'la seninki gibi bir âşk yaşayamadım.
Because I was never in love with Nathan the way you are.
Belki de hayatımızın geri kalanında birlikte olmayacağız ama şu an hayatımda ilk kez âşkı hissediyorum ve bundan 20 sene sonra bu dövmeye baktığımda bana bugün nasıl hissettiğimi hatırlatacak ve sanırım bu benim için iyi bir şey.
Maybe we're not going to be together for the rest of our lives, but right now I'm in love for the first time and if I look at this tattoo 20 years from now, and it reminds me of how I feel today, I think I'll be okay with that.
Bu bir âsk mı?
Oh... it's love is it?
Âşk ve kudret olmalı içinde rastladıklarım...
Must be the love and the strength that I found in you
Kariyerim ve âşk hayatım hiçbir yere varmıyor.
"My career and love life are heading nowhere!"
Bu adamlar annenle âşk yaşadığımızı biliyor.
Those two know that we have a romantic relation.
Tek taraflı âşk mı?
One-sided crush?
Teşekkürler. Tek taraflı âşk uzmanım.
Thanks, my senior in one-sided crushes.