Ög tradutor Inglês
212 parallel translation
Öğ! Ben yokum!
I won't take it!
Og olmalı.
That must be Og.
Og, babamla tanıştırayım.
Og, I'd like you to meet my father.
Baba, bu Og Oggilby.
Father, this is Og Oggilby.
Og Oggilby.
Og Oggilby.
Bizden bahsedelim, Og.
Let's talk about us, Og.
Bak Og, dedektiflik işleri için bakış açısından fazlası lazım.
Listen, Og, there's more to this detective business than meets the eye.
Bahse varım ki Og gelmiştir.
I'll bet that's Og.
Og, şimdiden onu bahse alıştırmış.
He's got her betting'now.
Og ile tanışmadan önce hiç kumar oynamamıştı.
She never gambled'fore she met him.
- Merhaba Og.
- Hello, Og.
Og, neler söylüyorsun?
Og, what are you saying?
Og, korkutma beni!
Og, don't scare me!
- Og!
- Og!
Og, içki mi içtin sen?
Og, have you been drinking?
Og, neyin var?
Og, what's the matter?
Og?
Og?
- Og'a ne oldu?
- What happened to him?
Teşekkür ederim, Og.
I'll give you half of'em. - Thank you, Og.
Beyefendiyi hatırladın, değil mi Og?
Ah, you remember the gentleman, Og?
Laflarına... laflarına dikkat et, Og.
Ah, mind your, uh, mind your language, Og.
- Hemen beyefendinin dediklerini yap, Og.
- Do what the gentleman tells you to, Og, quickly.
Beyefendinin dediklerini yap, Og.
Do what the gentleman tells you to, Og.
Sanki kendi oğ... kardeşim gibi.
Like my own s... younger brother.
ÔÚËuÃǵ ± ÖĞ ( küfür )
I'll just say one thing.
- Bu sırılsıklam sarhoş asiden birşey öğrenemeyeceksiniz - Belki de öğreniriz.
- You are not going to get anything out og that drink sodden rebel
Kardeşlerimiz Sarah ve Judith'e yardım ettiğiniz için size borçluyuz.
I owe you because you've helped our sisters Sarah og Judith.
İlk arabanın peşine düşmeliydin. - Altınlarım çoktan buradan uzaklaştı.
Y ou sou d avve goe ate t e st wago My go d s og goe
- OG olabilir.
- Let's see, it could be, uh, O-G.
"OG" olabilir. OG-2.
It could be "Og." Og-2.
Og, Fidgit, kapıyı kontrol edin.
Og, Fidgit, check the door.
- Og, burada mısın?
- Og, are you here?
Og tasarladı, değil mi?
Og designed it, didn't you?
Og haklıydı.
Og was right.
Öyle değil Og.
Not like that Og.
- Og haklı!
- Og's right!
Bu doğru, Og.
That's right, Og.
Harikasın, Og.
Well done, Og.
Og ve ben kalacağız.
Og and me'll stay.
Og!
Og!
- Og, buraya!
- Og, here!
Ben, Knox Petrol Şirketi'ni temsil ediyorum Bay Urquhart.
I represent Knox Oil and Gas, Mr "Og-hart".
Tanker kaptanı 00028, uçuş defterini kontrolöre getir.
Tanker captain 00028, bring your fight og to the controer's booth.
Bu "si far ogıl" mı "si far agıl" mı?
What is this? "See far ogle" or "see far oggle"?
Bu film FRANK W. DUX'un yaşadığı gerçek olaylara dayanmaktadır.
This motion picture is based upon true events in the life og Frank W. Dux.
- OG
- OG
Damadı m bana falsodan kurtulmayı öğ retiyor da.
Jackie's gonna show me how to get rid of my slice.
- Oğ, bebeğim, çok acelecisin.
- Gee, baby, you work fast.
"Og."
"Og."
Simon'la köpek hakkinda mi yoksa Lucy ile ergenlik hakkinda mi konusmak istersin?
You want to talk d og with Simon or pube rty with Lucy?
Köpege bir bakacagiz dedim
I told the d og we'd see.
oğlum 2974
oglum 53
ogata 17
öğlen 52
öğrenci 51
öğretmen 128
öğretmenim 161
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
oglum 53
ogata 17
öğlen 52
öğrenci 51
öğretmen 128
öğretmenim 161
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksin 43
öğren 61
öğreneceksiniz 19
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
oğlumuz 33
öğrenmelisin 17
öğretmenler 37
öğrenebilirim 18
ogden 29
öğren 61
öğreneceksiniz 19
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
oğlumuz 33
öğrenmelisin 17
öğretmenler 37
öğrenebilirim 18
ogden 29
oğlumu 20
öğrenciyim 18
oğlan 71
oğlu 52
öğrenirim 26
oğlum benim 18
öğrenirsin 28
öğrenci misin 21
öğreniyorsun 28
oğlun 74
öğrenciyim 18
oğlan 71
oğlu 52
öğrenirim 26
oğlum benim 18
öğrenirsin 28
öğrenci misin 21
öğreniyorsun 28
oğlun 74