English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Ö ] / Ölecegim

Ölecegim tradutor Inglês

3,366 parallel translation
Çünkü zaten öleceğim.
Because I'll die anyway.
Eğer yakında gelmezse, hasretinden öleceğim!
If he does not come soon I will die of longing!
Her halükarda öleceğim.
I'm dead anyway.
Şimdi gideceğim aksi halde siktiğim Thames *'inde öleceğim!
I'm gonna have to now. Otherwise I'm gonna end up in the fucking Thames!
Yüzümde yumurtayla öleceğim hiç aklıma gelmemişti.
I never thought I'd end up with egg on my face.
Baksana, öleceğim!
Man, I'm gonna die!
# Öleceğim güne dek Faith Hill'leyeceğim!
♪ I'm faith hilling until the day I die
Ya da Crixus ile arenada öleceğim.
Or fall with Crixus in the arena.
Öyle olacak ya da bu uğurda öleceğim.
Be able to it. Or die trying.
Ya da denerken öleceğim!
Or die in attempt!
Bu şekilde öleceğim.
I'm gonna die a loser.
Benimle konuşmazsan öleceğim.
I'm gonna die if you don't talk to me.
Babam gibi 38 yaşında öleceğim. " demiştin.
"you'll never get sick of me. I'm gonna die at 38. Like my dad."
Yalnız öleceğim.
I'll just die alone.
Öleceğim.
I'm gonna die.
Bu beni öldürecek ve öleceğim.
It's gonna kill me, and I'm gonna die.
- Öleceğim.
- I'm gonna die.
Öleceğim şimdi sinirden!
Oh! You're killing me.
- Flaubert gibi tavan arasında öleceğim.
- I'm gonna die like Flaubert in a garret.
Yakında öleceğim ama sizleri birbirinizden nefret ederken bırakmak kalbimi acıtıyor.
I'll soon be dead and it breaks my heart to leave you hating each other.
Tek başıma öleceğim hiç aklıma gelmemişti.
I never thought I would die alone.
Ne düşünüyorum biliyor musun Angel? Bir sene içinde öleceğim sanırım.
Do you know what I think, angel?
- O film her izlendiğinde tekrar öleceğim. - İsimleri değiştiririz.
Sex is for procreation between married people.
Tek bir defa öleceğim ben.
We're not procreating.
- Öleceğim...
I'm going to die...
Hemen şurada olduğuna inanamıyorum, öleceğim!
I can't believe she's right there! I'm gonna die!
Tanrım, heyecandan öleceğim şimdi.
Oh, God, I'm a nervous wreck.
Onunla öleceğim.
I will die with them.
- Nasılsa öleceğim.
I'm gonna die anyway.
Bu kaleyi size teslim etmeyeceğim ve onu savunduğum için mutlu öleceğim.
Do not surrender these facilities for you. And I'll die happy defending them.
Ben öleceğim.
I'm gonna die...
Emekli olduğum zaman, basit bir tropikal adada üstsüz kadınların, öleceğim güne kadar basit muz yaprakları sallamasını istiyorum.
When I retire, it will be to a simple tropical island with simple topless women fanning me with simple banana leaves until the day I die.
Kusura bakmayın ama açlıktan öleceğim.
Sorry, but I'm starving.
Oyunda ölürsem gerçek hayatta da öleceğim!
I'll die in real life!
Her sabah uyanınca acaba bugün mü öleceğim diye merak etmek istemiyorum.
You know, I don't like waking up every day wondering if today's the day I'm gonna die.
Sanırım ben öleceğim.
I guess I die.
Seninle başka bir bölüm daha yaparsam öleceğim.
If I ever do another piece with you, I'll die.
Ben yakında öleceğim Mike.
I'm going to be gone soon, Mike.
Ve öleceğim güne kadar her perşembe saat 1 : 00'de de gelmeye devam edeceğim.
And I will be coming here every Thursday at 1 : 00 p.m. till the day I die.
Öleceğim!
I'm going to die!
Öleceğim.
I am going to die.
Utançtan öleceğim.
What's wrong with me?
Yakında öleceğim, Doktor.
I'm dead soon, Doc.
- Öleceğim Sam.
I'm gonna die, Sam.
Öleceğim.
I'll die.
- Yalnız öleceğim!
I'm gonna die alone!
Ve öğretmeye çalışırken öleceğim!
And I'm gonna die trying!
Birkaç parlak doktora, çember kurularak yapılan dualara ve internette bulduğum güvenilirliği tartışılır büyüye rağmen yakın zamanda öleceğim. Evet.
You're serious?
Lütfen bir saniye için dur, Şimdi öleceğim.
Please stop for a second, I'll get down.
Öleceğim!
I'll get killed!
Sonunda iyi bir adamla tanıştım beni düşünen biri artık çok geç! Çünkü bu gece öleceğim.
Now that I finally meet a good man, a man who cares about me, it's too late, because tonight- - tonight I will die.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]