English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Ü ] / Üstesinden

Üstesinden tradutor Inglês

6,545 parallel translation
Belki üstesinden gelebilirsin.
Maybe you'd get over that.
Onbaşı, üstesinden geleceksin.
Corporal, you tough it out.
Jane genellikle böyle durumlarda, elleriyle beni boğma dürtüsünün üstesinden gelmeden önce
This is usually when Jane says, "get to the point" before she's overcome with an urge to strangle me
Nasıl üstesinden geleceğini görmek için, herkesin gözü senin üzerinde olacak.
Everyone will be watching you to see how you handle it.
Eğer o canavarın üstesinden gelebiliyorsan, biraz tuhaflığın da üstesinden gelebilirsin.
If you can handle that monster, you can handle a little awkwardness.
Sahaya atlayıp üstesinden gelmek mi istersin?
Jump into the pit and get it over with?
Ne olursa olsun, birlikte üstesinden geleceğiz. Tabii eğer istediğin buysa.
Whatever happens, we'll get through it together, if that's what you want.
- Peter'ın üstesinden gelebilirim.
I can handle Peter.
Ekibin uyumsuz yalancı tiplerle dolu değilse bile, Dr. Winter binlerce dahi, milyon yıl uğraşsa bile patlamanın üstesinden gelemez.
Even if your group weren't full of misfits and liars, Dr. Winter, a thousand geniuses couldn't master implosion in a thousand millennia.
Son müsabaka için kaçarken, performans modifikasyonlarımın her şeyin üstesinden gelebileceğinden çok emin değildim.
As we fled the scene to our final challenge, i couldn't have been more confident that my performance mods could overcome anything.
Bunu kendin çözemiyorsan... bu işin üstesinden gelebilecek yeteneğe sahip değilsin demektir.
If you can't figure that out for yourself, I don't think you're likely to come out on top of this whole thing.
Sonunda kayda değer miktarda para kazanacağımızı bilirsem bir iki sıyrığın üstesinden gelebilirim.
I can handle a scratch or two if I know we're eventually going for the real money.
Beni korumaya çalıştığınızı biliyorum ama üstesinden gelebilirim.
I know you think you're trying to protect me, but I can handle it.
# Bizim üstesinden gelemeyeceğimiz şeylerin sen üstesinden gelebilirsin. #
'Cause we don't get over some things, but I see you get through it.
Ama dinlemenin arkasındaki neden geçirdiğimiz onca şeyin üstesinden gelmekti.
But the whole idea behind laying low was to rest. To try and deal with everything we- - Everything you went through.
Ve bu, buranın üstesinden gelebileceği bir hayal.
And in that... a dream of this place may endure.
Bir şeylerin üstesinden mi geldin?
Handle things?
Walter'ın kendi üstesinden geldiğini söyleyebilirim.
I'd say Walter's outdone himself.
Bunun da üstesinden geleceğiz.
We'll get this sorted out.
Ama Bo, bunların üstesinden gelmenize yardım edebilir.
Maybe Bo can help you sort them out.
Ama bunların üstesinden gelebiliriz.
But we can sort them out.
Ya da büyük çöküş, genişlemenin üstesinden gelen çekim gücü.
OR A BIG CRUNCH, THE RESULT OF GRAVITY OVERCOMING EXPANSION.
Ve iki insan birbirini sevdiğinde hiçbir problem üstesinden gelinemez değildir.
And when two people love each other, no problem is insurmountable.
Dürtülerimi zaptetmek için üstesinden gelme becerimi geliştirdim.
I've developed coping skills to change and curb my impulses.
Hayır, sanırım üstesinden gelebilirim.
No, I... I think I can work with that, yeah. All right.
Bizden konuşmamız gerek, bu işin üstesinden nasıl geleceğimizden.
We have to talk about us, about what we're dealing with.
Daha yeni bu güç durumun üstesinden geldim.
I did just come up with that fix.
Tamam biraz zarara sebep oldu ama üstesinden geldim.
Okay, there may have been some damage, but I got the job done, - Barry, when you approach a new environment, do you case every inch of it? - I was the hero.
Sizin probleminiz dünya iyi bir yer olduğunu, her şeyin üstesinden birlikte iş birliğiyle gelebileceğimizi düşünmeyi istemek.
Your problem is that you want to think that the world is nice. That we can all just get along, co-operate!
Bebeğim, hepsinin üstesinden geleceğiz.
Baby, we're gonna get through all this.
Lütfen kendi başınıza üstesinden gelin.
but please handle this yourselves.
Bunun üstesinden nasıl geleceğim?
How do I come back from this?
Ah, lütfen. dört blood'nin üstesinden gelebilirim.
Oh, please. I can handle four bloody's.
Onun üstesinden gelemeyeceği kadar yüksek bir enerji.
It was more energy than the meta could safely handle.
Evet, Yunanistan bu işin üstesinden gelebilir.
Yes, Greece can make it.
Yunanistan ve Avrupa birlikte bu işin üstesinden gelebilir.
Greece and Europe can make it together.
Birazdan, Adam zorlukların üstesinden geliyor.
Coming up, Adam takes a challenge head on.
Ömrümün yarısından daha fazlasını bana karşı her önyargının üstesinden gelerek ve sahip olduğum konum için savaşarak geçirdim.
I've worked the better part of my years on earth overcoming every prejudice and fighting for the position I hold.
Vardı. Eskiden vardı. Ama üstesinden geldim.
Well, I did, I did, but I've overcome them.
Neyin peşindeyse eminim üstesinden gelir o.
Whatever she's up to, I'm sure she can handle it.
Yol boyunca tümsekler olacak. Ve beraber bunların üstesinden gelebilmeliyiz.
There are gonna be bumps in the road, and we have to be able to get through them together.
Boşanma Lord Sinderby için üstesinden gelmesi büyük bir şey.
The divorce would be a big thing for Lord Sinderby to get over.
Sanıyorum birkaçı misafirperverliğimi kabul etmek için prensiplerinin üstesinden gelmek durumunda kaldı.
I suspect some of them have had to overcome their principles - to accept my hospitality.
Birlikte çalışarak her şeyin üstesinden gelebiliriz.
Together we can do things that no one else can do.
Sana yaptıkları, nasıl üstesinden geldiğin, otel odaları paranoyan anlaşılabilir ama bunun bir sorun olacağından korkuyorum.
What that's done to you, how you've coped, the hotel rooms... your paranoia is understandable, but I'm worried it could become a problem.
Nasıl geldin peki üstesinden?
How'you get over it?
Valiye bunun bizim üstesinden gelebileceğimizden daha büyük olduğunu söyle.
Tell the Governor this is way bigger than anything we can handle.
Bir sorunla karşılaşırsanız kulaklık aracılığıyla bunun üstesinden geliriz.
You run into any trouble, I'll be in your ear, talking you through it.
Hepimizin üstesinden gelmesi gereken dertleri vardır.
We all have our crosses to bear, right?
Bizi kurtarabilecek olan şey insanlıksa doğamdaki zararın ve zaafın üstesinden gelme güdüsü beni en çok korkutan savaşın bir parçası olabilir.
If humanity's what can save us, then overcoming the damage and weakness in my nature, it may be the part of this battle that I dread most.
Bu sorunun üstesinden gelemeyiz.
That's a genie I can't put back in the bottle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]