English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Alacağız

Alacağız tradutor Espanhol

9,560 parallel translation
Ordularımız doğuya gidip onunkilerle birleşecek. Yol boyunca gönüllüleri alacağız.
Nuestros ejércitos se moverán hacia el este y unirán fuerzas, recogiendo voluntarios a lo largo del camino.
Ve o barın bir bölümünü senin yardımın olmadan alacağız.
Y vamos a comprar una pequeña parte de ese bar sin tu ayuda.
O hastanın ismini öğrenmek için mahkeme kararı alacağız.
Conseguiremos una orden para saber el nombre del paciente.
Ekipleri peşine takıp göz hapsine alacağız.
Lo vigilaremos, estará bajo el microscopio.
Sahnenin başından alacağız.
Empezamos por el principio de la escena.
- Biz gidip Paige'i alacağız.
Solo vamos a recoger a Paige.
Bu arada, ödemeyi nasıl alacağız?
Por cierto... ¿ cómo se arreglará lo de los pagos?
Onu adam kaçırmaktan mı gözaltına alacağız?
Pero, por lo que la carga ¿ podemos traer a'? 1,350 01 : 37 : 27,942 - - 01 : 37 : 30,775 Secuestro. No es asesinato.
İkimiz de evlendiğimizde elimizde olanı alacağız.
Bueno, ambos recibimos lo que teníamos cuando nos casamos.
Seni bekleme odasına alacağız.
Te llevaremos a la sala de espera.
Direkt güneş kaynağından termal enerjiyi alacağız. Birkaç ayna ve bir kapıyla enerjiyi fırtınaya odaklayacağız. Böylece içindeki soğuk havayı yakıp döngüyü bozmasını sağlayacağız.
Tomamos la explosión termal de una ráfaga solar directa, la rebotamos en un par de espejos hacia una puerta, concentrándolo arriba hacia la tormenta donde debería quemar el aire frío y romper el ciclo.
Sonra da gidip onu alacağız. Tamam ama egodan beslenen bir canavarı nasıl çağıracağız?
Bien, entonces, ¿ cómo invocamos a un monstruo que se alimenta de... orgullo?
İçeri gireceğiz, tomasiti alacağız ve çıkacağız.
Entramos, conseguimos la taumasita, salimos.
Prospero'nun ortaya çıkmasını bekleyeceğiz, Asâ'yı alacağız. Geleceğe geri götüreceğiz.
Esperamos que Próspero aparezca, tomamos el cetro, lo llevamos al futuro.
Şimdiden çok fazla şey yaptın bizim için. Bir daire alacağız.
Ya está haciendo tanto por nosotros.
Tekrar baştan alacağız.
Comience de nuevo.
Beş dakikanı alacağız sadece.
Solo danos cinco minutos.
Solucanı öldürdükten sonra ondan intikamımızı alacağız.
Tan pronto matemos ese gusano, se la devolveremos.
- Hemen ameliyata alacağız.
- Pero lo llevaremos a cirugía ahora.
Tak yapmamız gereken Spears'ın oturum kayıtlarına ulaşmasını sağlamak. Yükleme kayıtlarını yükleyeceğiz ve girdiği dosyaları alacağız.
Todo lo que debemos hacer es guiarle para que acceda... al historial de Spears, que grabe los registros de descarga... y que copie los archivos.
Telefonlarınızı da alacağız ve 12 saat içinde size geri vereceğiz.
Nos quedaremos con su móvil y se lo devolveremos en 12 horas.
Bebeği alacağız.
Vamos a dar a luz a este bebé.
Aç o zaman. Fakat bebeği de alacağız.
Bueno, hazlo, pero vamos a dar a luz a este bebé.
- Bebeği alacağız.
- Vamos a dar a luz.
Sorunlarımızı teker teker ele alacağız.
Nos encargaremos de nuestros problemas uno a la vez.
Peki bu maymunlardan çaldıkları enerjiyi nasıl geri alacağız?
Ahora, ¿ cómo les quitamos a estos primates sus poderes robados?
Pekâlâ, önce çevre emniyetini alacağız.
De acuerdo, barran el perímetro primero.
Öncelikle sizi jüri odasına tekrar alacağız.
Primero, les vamos a llevar de vuelta a la habitación del jurado...
Alacağız.
Lo haremos.
Sonrasında sorularınızı alacağız.
Estará permitido preguntar después.
- Evet ve gerçek karındeşenin maskesini düşürerek onun intikamını alacağız.
- Y vengaremos su muerte... desenmascarando al verdadero destripador.
Tanık Koruma Programı'na alacağız seni.
Entras a Protección de Testigos.
Eşyalarını alacağız ya da yeni şeyler alırız. Bunun için endişelenme.
Recuperaremos tus cosas o compraremos cosas nuevas... no te preocupes por eso.
İnşaat tamamlanınca insanları içeri alacağız.
Mudaremos a las personas cuando terminemos la construcción.
Sana dava açıp bütün paranı alacağız.
Nos aseguraremos de dejar pelado tu culo negro.
Savaşıp alacağız ellerinden!
Nos apoderaremos de él luchando.
İlk önce onu alacağız.
- Sarah. Tenemos que recogerla primero.
- Onu olaysız bir şekilde alacağız.
Lo llevaremos pacíficamente.
J.J. ve ben arkayı alacağız.
JJ y yo iremos por detrás.
- Tamam, onu ne zaman alacağız?
- Sólo mi madre. Bueno. ¿ Cuándo vamos por ella?
Biz ne alacagız?
¿ Eso qué nos da?
Shakespeare'i bulacağız. Prospero'yu kazara nasıl yarattığını keşfedeceğiz. Güç Asâsı'nı alacağız.
Encontramos a Shakespeare, descubrimos cómo accidentalmente crea a Próspero, tomamos el Cetro de Poder, volvemos al futuro donde vencemos a Próspero, y luego volvemos con el Cetro de Poder y con suerte no violamos la causalidad.
Sadece DNA'sından biraz alacağım ve yakında gurur duyan ebeveynler gibi olacağız. Tıpkı Ron Livingston'ın ebeveynleri gibi.
Tomaré un poco de su ADN, y pronto seremos unos padres orgullosos, como los padres de Ron Livingston.
Skaar'la alacağınız ödül Vista Verde Belediye Binası inşaatına gidecek.
Su recompensa irá a la reconstrucción del Ayuntamiento de Vista Verde.
♪ Zamanı geldi bu gece ♪ ♪ Paranızı alacağım bu gece ♪
* El depósito vence esta noche * * Me llevaré el pozo esta noche *
- Dostum, festivalden birini alacağız.
- Tío, enviaremos a alguien de la fiesta.
Pekâlâ dostum, ben markete gidiyorum, her zamanki ıvır zıvırlardan alacağım.
Bueno, viejo, me voy al Fresh N Go, a conseguir lo de siempre.
- İşe alacağız. - Ne?
¿ Qué?
Evet, oğlumu kız kardeşimin evinden alacağım.
Sí, tengo que llevar a mi hijo a casa de mi hermana.
Sonunda kızımın kendine örnek alacağı birileri olacak.
Que bueno para mi hija el tener alguien así a quien admirar.
Evrende yalnız olmadığımızın farkına varmıştık ve yakında daha fazla göçmen alacağımızı anlamıştık.
Nos dimos cuenta que no estábamos solos en el Universo y tal vez pronto tendríamos más... inmigrantes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]