English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Anlaşma yaptık

Anlaşma yaptık tradutor Espanhol

984 parallel translation
Eun-chae'nin annesiyle bir anlaşma yaptık.
La madre de Eun-chae y yo hicimos un trato.
Bir anlaşma yaptık, anlaşmayı onurlandırmak zorundasın.
Teníamos un acuerdo, tiene que honrarlo.
Şöyle bir anlaşma yaptık.
Así que decidimos lo siguiente :
Çünkü Little Chief ve ben bunu sır olarak tutmak için anlaşma yaptık... Bu nedenle sözümü tutmalıydım, değil mi?
Porque Jefe Pequeño y yo acordamos mantenerlo en secreto... y no podía faltar a mi palabra, ¿ verdad?
Matt ve ben bir anlaşma yaptık.
Matt y yo hicimos un trato.
- Hayır. onunla bir anlaşma yaptık.
- No, llegamos a un acuerdo.
Bir anlaşma yaptık. Gitmesini sağlayacağım. Tek yapacağım bu.
Hemos hecho un trato, haré que se vaya.
Biz bir anlaşma yaptık. Ona uyacağım.
Hemos hecho un pacto y voy a respetarlo.
Öldüğümüzde birbirimizin küllerini buraya getirmek üzere bir anlaşma yaptık.
Hicimos un pacto para traer aquí nuestras cenizas cuando muriésemos.
Ama bir anlaşma yaptık ve buna bağlı kalacaktın, doğru veya yanlış.
Ha hecho un trato y debe mantenerlo.
Beş yıl önce, Cochise'le bir anlaşma yaptık.
Hace 5 años hicimos un tratado con Cochise.
Ne de olsa, bir anlaşma yaptık.
Después de todo, hicimos una promesa.
Bak, bir anlaşma yaptık.
- Hicimos un trato.
Birinci koğuşla bir anlaşma yaptık.
Hicimos un trato con el barracón no 1.
Bu sana da uygun, bir anlaşma yaptık.
Te conviene, esto es un negocio.
Bir anlaşma yaptık.
Tenemos un contrato.
Anlaşma yaptık, bozamayız.
Tenemos un pacto, y no vamos a romperlo.
Anlaşma yaptık.
Tienes tu trato.
- Dünyayla daha önce anlaşma yaptık.
- Ya hemos hecho acuerdos antes.
- Evet, bir anlaşma yaptık.
- Sí. Hicimos un trato.
İşini iyi yapıyorsun. - Babam iş bulmuş. Bir anlaşma yaptık.
Mi padre consiguió un empleo y habíamos hecho un pacto.
Bir anlaşma yaptık ve sen sivilleri trene alıyorsun.
Había un pacto entre nosotros y tú estás subiendo a civiles.
FBI'lı çocuklarla anlaşma yaptık.
Los del FBI me ofrecieron un trato.
Her ikimiz de kötü bir anlaşma yaptık, Bay Grant.
Fue un mal negocio, Sr. Grant.
Anlaşma yaptık.
Firmamos un contrato.
Biliyorsun, bir anlaşma yaptık. 25 dolar.
Sabes, el trato que hicimos. ¿ $ 25?
Anlaşma yaptık da böylesi bana göre değil!
¡ Trato hecho! ¡ Pero no conmigo!
- Bir anlaşma yaptık.
- Hicimos un trato.
Bir anlaşma yaptık, unuttun mu?
Hicimos un trato, ¿ recuerdas?
- Sen de gel. Anlaşma yaptık.
No, nos compartimos los riesgos.
Yarın içersin. Anlaşma yaptık.
¿ Recuerdas nuestro trato?
Bir anlaşma yaptık, Maab.
Hicimos un trato, Maab.
Anlaşma yaptık. Altın nerede?
Hagamos un trato. ¿ Dónde está el oro?
Anlaşma yaptık ortak.
Hicimos un trato, socia.
- Onlarla anlaşma yaptık.
- He hecho un trato con ellos.
Anlaşma yaptık, tamam mı?
No tiene porque preocuparse.
Dinle, bir anlaşma yaptık.
¡ Escucha, hemos hecho un trato!
Seninle ufak bir anlaşma yaptık sanıyorduk.
Hemos pensado en hacer un trato contigo.
Sözün kısası, Abdullah'la bir anlaşma yaptık.
En resumen, he hecho las paces con Abdullah.
Bir anlaşma yaptık.
Hemos llegado a un especie de acuerdo.
Anlaşma yaptık.
Ya hicimos un trato.
Bir anlaşma yaptık.
Sólo hay que llegar a un acuerdo.
Steve, senle kardeşini hayatınızın sonuna kadar özgür kılacak harika bir anlaşma yaptım.
Steve, acabo de hacer una inversión maravillosa... que logrará que tu hermana y tú sean independientes de porvida.
Kılavuzlarla bir anlaşma yaptım.
He hecho un trato con los porteadores.
Bir anlaşma yaptık.
Hicimos un trato.
Şeytani güçlerle anlaşma yaptığınızı artık kabul ediyor musunuz?
¿ Reconocéis haber hecho un pacto con las potencias del mal?
Kıyak anlaşma yaptın.
Es una ganga.
Bir anlaşma yaptığımda, ona sadık kalırım.
Cuando yo hago un trato, lo respeto.
Octavian ile anlaşma yaptığım için mi yoksa kız kardeşiyle evlendiğim için mi?
¿ Que haya pactado con él o la boda con su hermana?
Burden komisyoncunun biri ile anlaşma yaptı, pamuğu sigorta ettirdi... sonra yükü limanda bıraktık ve boş olarak denize açıldık.
Burden hizo un arreglo con un agente de seguros y lo aseguró. Dejamos el algodón en el muelle y zarpamos vacíos.
Kitai yolladı ve bir anlaşma yaptık.
Entonces me acostaré con él para que te ascienda. Kitai me ha llamado y hemos llegado a un acuerdo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]