Bankacı tradutor Espanhol
1,670 parallel translation
İlk durak felaketle sonuçlandı. Ama babam bana yazıldığı hatunun.. .. sadece bankacı olmadığını söyledi.
Nuestra primer parada fue un desastre pero papá me aseguró que la cajera no fue la única mujer en la ciudad que coqueteaba con él.
Kredi ve bankacılıkta dünya lideri...
El líder mundial en crédito y banca.
Yani, tüm o rüşvetler yönetim istikrarını bozup, Kraliyet ailesi'nden birçok kişinin ölümüne sebep olurken Rangoon'daki * gevşek bankacılık düzenlemelerine yol gösterdi.
Y entonces, los sobornos han desestabilizado el régimen y causaron la muerte de la mayor parte de la familia real. Lo que llevó a la perdida de las regularizaciones bancarias en Rangún.
Bankacısın.
Actividades bancarias.
- Bankacı olduğunu sanıyordum.
- Pensé que eras banquero.
Eğer Virginia'lı bir çiftçi New York'lu bir borsacıya o da Londra'lı bir bankacıya borçlu olacaksa korkarım ki devrimimiz yok yere olmuş olur.
Temo que nuestra revolución haya sido en vano si un granjero de Virginia ha de depender de un corredor de la bolsa de Nueva York que, a su vez, depende de un banquero de Londres.
Bu sadece... Babam Manhattan'da bir bankacı değil.
Es sólo que mi padre no es un corredor bancario de Manhattan.
Evet, bizzat Bankacılık Klanı Üst yöneticisi tarafından kendisine gizlice bildirilmiş.
Sí, le fue entregada secretamente por el propio ejecutivo supremo del clan banquero.
Senato, Bankacılık Klanı ile
Se le ha dicho al Senado que el clan banquero
Finans hizmetleri yatırım bankacıları girişim sermayesi fonları serbest fonlar...
la industria de Servicios financieros, : Banqueros de inversión, : Fondos de capital privado, :
Dünyada çapında yeni bir ekonomik krizi önlemek amacıyla tüm bankacıIık sistemi ciddi biçimde düzenlendi.
Todo el sistema bancario estuvo altamente regulado, para evitar algo así como la crisis económica mundial.
İnsanların onun hakkında çok zengin, bilgili biri olduğunu ve bankacılıkta mükemmel olduğunu söylediklerini duydum.
He oído a algunos tipos decir que es tremendamente rico y capacitado. Un fenómeno absoluto en los asuntos de la banca y todo eso.
"Bu kitapçığın amacı Kısmi Rezerv Bankacılık Sistemi çerçevesinde paranın yaratım sürecinin temel prensiplerini tanımlamaktır"
"El propósito de este folleto es describir el proceso básico de la creación de dinero en un sistema bancario de reserva fraccionada."
Daha sonra Kısmi Rezerv uygulamasını, bir dizi bankacılık terminolojisi ile açıklamaya devam etmektedir.
Y luego procede a describir este proceso de reserva fraccionada a través de terminología bancaria variada.
Bankacılık sistemindeki her bir banka hesabı açma işleminin sonucunda en baştaki miktar 9 kez yoktan var edilebilir.
Por cada depósito que tiene lugar en el sistema bancario, cerca de nueve veces esa suma se puede crear del aire.
Artık Kısmi Rezerv Bankacılık Sistemi ile paranın nasıl yaratıldığını anladık.
Así que, ahora que entendemos como es creado el dinero por este sistema bancario de reserva fraccionaria.
- 1 - Bankacılık sisteminin sahtekarlığını ortaya çıkarın.
Exponga el fraude bancario.
Bu hareket, özel bankacılık kartelinin arkasındaki gerçek güç olan FED'i küçük düşürecektir.
Este gesto expresará desprecio por los verdaderos poderes detras del cartel de banca privada conocido como la Reserva Federal
Bankacılık sisteminin sahtekarlığının farkına varılmasını sağlayacaktır.
Y creará conciencia acerca del fraude del sistema bancario.
Hadisene, sen o kung-fu bilen Asyalılardan değilsin sen sadece am beyinli bir bankacısın.
Tú no eres de esos asiáticos karatekas. ¡ Eres un banquero maricón!
Bankacıyım.
Banca. Estoy en la banca.
Bankacı mı?
¿ Trabajas en banca?
- Bankacıyım demiştim.
- Te lo dije, trabajo en banca.
- Bankacı mı?
- ¿ Banca?
- Bankacı değilim, tamam mı?
- No estoy en banca. ¿ Vale? - ¿ Qué?
Fakat son yıllarda bankacılık, gayrımenkul gibi daha saygıdeğer işlerle faaliyetlerini çeşitlendirmeye çalışıyor.
Sin embargo, desde hace algunos años se cambió a campos más dignos. Bienes inmobiliarios, bancarios...
- Bankacılar işte bu işe yarar Largo.
Y para eso es que sirven los banqueros, Largo.
Oh... Ah... Ah, Bankacı.
De Estados Unidos, creo.
Banka. Bankacı?
¿ De qué trabaja?
- Banka, bankacı, evet. - Bankacı?
No lo sé, pregúntale.
Bankacıymış.
¿ De qué trabaja?
Sonrada bankacıların olduğunu şehir merkezine gidebilirsin.
Después vas al centro, donde están todos los banqueros.
Bankaya güvenmeyen bankacı.
El banquero no confía en el banco.
Çevrimiçi bankacılıkla ilgili sorunları olduğunu söylüyor. Whoa, whoa, whoa.
Dijo que tenía problemas con la cuenta bancaria.
Yatırım bankacılığı.
Inversiones bancarias.
Bankacı belki de reklamcı, o tip işte -
Es banquero... o publicista...
Alamo Citizens Bankası telefon bankacılığına hoş geldiniz.
Bienvenido al servicio telefónico... del Texas Citizens Bank.
Ücretsiz göz atabilirsiniz, Washington DC Federal Bankası'yla online bankacılık ve daha fazlası.
Conseguiremos cheques gratis, banca online y más con le Banco Federal de Washington DC
Bankayı buldum, hatta bankacıyı bile buldum ama hesap... sadece bir numara..
Encontré al banco y al banquero, pero la cuenta... Es sólo un número.
Fernando - jimnastik salonundaki seksi çocuk -,... Doktor Cohen biliyorsun benim dermatologum. Bankacı çocuk Fred, herhangi biri...
Fernando, el chico apuesto del gimnasio el Dr. Cohen, mi dermatólogo Fred, del banco... cualquiera.
Lombardy'li biri ve finansal konularda Edoarda amcama öğütler veren bir bankacı.
Él es de Lombardia, es un banquero que asesora a tío Edoardo en las finanzas.
- Müşteriler, doğru, zengin bankacılar.
- Clientes, claro. Banqueros adinerados.
Dikkatli ol, Bundy bazen bankacı kılığına girerdi.
Ten cuidado, a veces Bundy se hacía pasar por banquero.
Bir yatırım bankacısıyla evlenirsen istediğin her şeyi yapabilirsin.
Si te casas con un banquero, podrás hacer lo que te dé la gana.
- Bu sabah burada bir bankacı vardı.
- Había un banquero aquí esta mañana.
Anladım, bankacılıkta çalışıyordum.
Eso, claro. Trabajaba en un banco.
- Hayır, yatırım bankacılığı.
- No, es un banco de inversiones.
- Ama peder Hicks fonlarla İsviçreli bir bankacıdan daha iyi oynuyor.
Pero el Pastor Hicks ha movido los fondos mejor que un banquero suizo.
Bankacılık endüstrisindeki kısıtlamaları kaldırdığınızda.
Cuando desregules la industria bancaria.
Fotoğraftaki sırıtan diğer dört aptaldan üçü bankacılığın önde gelen lobicileri ve diğeri Federal Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun başkan yardımcısı.
Y los otros cuatro idiotas sonrientes en la foto son los tres cabilderos principales en la banca y el subdirector de la Corporación Federal de Seguros de Depósitos ( FDIC ).
O bankacıyla.
És ese banquero