English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Best

Best tradutor Espanhol

828 parallel translation
SON
Fin Best watched using Open Subtitles MKV Player
Look, Ray, you're just gonna have to make the best of this.
Mira Ray, vas a tener que superarlo.
- Lomax benim. Bu da Komiser Best.
- Sí, y el sargento Best.
Evet Best.
Sí, Best.
Little Arnie, Seymour's Darling ve Best Seller arkalarında.
Little Arnie lo sigue. Seymour's Darlin y Best Seller.
Seymour's Darling ve Best Seller da takipte.
Seymour's Darling y Best Seller.
Best kalesini biraz geç, orada. Unutmam.
Tendrás noticias mías pasando la frontera... en Fort Best.
Best Kalesinden nehre kadar Şerif ve adamları refakat edecek. Herkes geçitte hazır olacak.
Será escoltada por el Sheriff de Fort Best sólo hasta el río... después deberá atravesar el Paso del Halcón.
Best Kalesindeki dostum bizi terk etmedi, bekledi.
El es mi colega de Fort Best, no nos hizo esperar ni un minuto.
# # It's clearly the best of the bunch
Claramente es el mejor de todos
Mezarlıklara rehberlik best-seller olabilirdi.
Podrías hacer una guía de cementerios. Sería un best-seller : " Cementerio de Luceram.
Ne okuduğunu kastettim. Önemsiz, eski bir şey. Dünyadaki en iyiler ya da her şeyin en iyisi.
Una cosa banal, frívola y decadente, the best of everything, lo mejor de todo o lo mejor de todo el mundo.
Aslında bayan Lanson, bu trajiden kısa bir süre öncesine kadar gençler için yazan bir best-seller yazarı, Marc Andrieux ile onu ziyaret ediyordu.
La señorita Lanson, de hecho, estuvo de visita poco antes de la tragedia, junto con el escritor, Marc Andrieux el autor de best-sellers para jóvenes.
Bu akşamki programda konuğumuz Monsenyör Edward Gay Somerset Teoloji Fakültesi'nde misafir piskoposluk görevlisi ve inanç hakkında pek çok kitabın yazarı. Bunlardan sonuncusu ise en çok satan Tanrım.
En el programa de esta noche tenemos a Monseñor Edward Gay... emisario pastoral de la Universidad Teológica de Somerset... y autor de varios libros sobre la fe, el más reciente de los cuales... es el best-seller "Dios mío".
Northampton'da Georgie Best'in altı golünü de attığını gördün mü?
¿ Has visto los seis goles de George Best al Northampton?
Georgie. En iyisi!
¡ George Best!
"... and now that we're best friends, she wants to give a taste to me. " " But what's the matter, Daddy?
"... and now that we're best friends, she wants to give a taste to me. "'
Beş en iyi satanların yazarını kaybetmek ister misin?
¿ Usted querría perder al autor de cinco best sellers?
Onu bulduğumda Pasadena News'a ölüm ilanları yazıyordu, ve ben tek başıma onu en iyi satan bir yazar yaptım.
Él estaba escribiendo notas necrológicas para el Pasadena News cuando lo hallé y yo solo lo convertí en un best seller.
Allen onu yüzüstü bırakmak üzereydi, birlikte en çok satan bir kitabı götürmüştü.
Allen estaba a punto de dejarlo llevándose consigo un best seller.
Vietnam hakkında ilk gerçek çok satan kitabı yazacak biri varsa, o kesinlikle Allen Mallory idi.
Si había alguien que pudiera escribir el primer best seller sobre Vietnam ése era Allen Mallory.
Benim best of albümüm
Espero que hayas oído de mis mejores éxitos.
* Tanrı sahip olduğum en iyi arkadaş hâlâ *
# Still, the Lord is the best friend I have
* En çok anne ve babamı seviyorum hâlâ *
# I still love Mama and Daddy best
* En çok anne ve babamı seviyorum hâlâ *
# I still love my Mama and Daddy best
Mücevherler bir kızın en iyi arkadaşıdır.
Diamonds are a girl's best friend
"Gazap domatesleri" adlı kitaptan uyarlanmıştır.
BASADO EN EL BEST-SELLER "LA IRA DE LOS TOMATES"
Sahip olduğumun en iyisini verdim
Gave the best I had
En çok sevdiğin giysileri çıkarabilesin diye
So you could take off all the clothes you like best
- The Best of Playboy kitap değil.
- Playboy no es un libro.
Peki ya "Best Of Jerry" albümümü sana vermeme ne dersin? Bunu ben yaptım.
Y esa vez que te di mi último disco de " "Lo Mejor de Jerry"?
"The Best of Rupert Pupkin."
Sigamos con el espectáculo : " "Lo Mejor de Rupert Pupkin".
Mike Best'i halletmenin bir tek yolu var...
Estás loco. Entonces tendrás problemas.
Yangın musluğu olduğunu düşün ve üzerine işe. - Onu dinle.
Sólo hay una solución para acabar con Mike Best :
Kitabım en çok satanlar listesine girdi.
Mi libro se convirtió en un best-séller inmediato.
Komik şeyleri yazararak çok satanlar listesine girmesi ve bir adamın hayatını değiştirmesi komik.
Es curioso. Escribir un best-séller puede cambiar la vida de un hombre.
Lucy'yi Seviyorum, En İyisini Babalar Bilir,
I Love Lucy, Father Knows Best...
- Ve sonra ellerine bir en çok satan aldın.
- Entonces tienes un best seller.
SON
Best watched using Open Subtitles MKV Player
En iyisini babalar bilir'deki Robert Young mı yoksa Dr. Welby'deki Robert Young mı?
Robert Young es de "Father Knows Best" o de "Dr.Welby?"
"Father Knows Best" ile büyüdüm. O tür programlar insanı üzüyor. Çünkü herkesin öyle olmasını bekliyorsunuz ama hayat öyle değil.
y shows que te hacian sentir mal... y se suponía que no debería ser así.
Bence hayat hikâyem kesinlikle çok satanlar listesine girer.
Creo que la historia de mi vida sería un best-seller.
Gelecek sömestr kitabım en çok satanlar listesinde olacak ve biz de istediğimiz kadar kaliteli viski içebileceğiz.
Mi libro será un best-seller y nos vamos a pasar el año a base de buen whisky.
114 gayri meşru çocuk sahibi, dünya ağırsiklet boks şampiyonu, ve en çok satan kitap yazarı,
114 hijos ilegítimos, campeón del mundo de pesos pesados, y autor del best-seller,
Best Company Süper Marketleri sağlığa yararlı yiyecekler satmayı düşünmüyor.
Best Company Supermarkets... no están interesados en vender alimentos saludables.
Ve Best Co.'yu endişelendiren de bu. Halka, ellerinde sürekli olan yiyeceklerden satmak istiyor etnik yemekler, beyaz ekmekler, fırınlanmış fasulyeler, konserveler ve de şişmanlatıcı küçük kalp krizleri yani bilinen adıyla İngiliz sosislerinden satmak istiyorlar.
Y eso es lo que a Best Co. le preocupa, porque Best Co. quiere seguir vendiendo lo de siempre, es decir, pan blanco, judías, comida enlatada... y esa cosa grasienta, fatal para el corazón... tradicionalmente conocida como salchicha británica.
Üç tane çoksatan kitap yazdı o.
También ha escrito tres best sellers.
Mary Fisher, güzel, zengin ve zayıf. Ve aşka dair en güzel kitapların yazarı.
Mary Fisher es bonita y rica y delgada y escribe best-sellers acerca del amor.
( Ekmek arası dana eti )! En Çok Satanlarda, Bunu Nasıl Başardım- -
Lleve su ejemplar del best-seller, "Cómo llegué aquí".
Ama şimdi sizden istediğim, çok-satar bir kitap yazmanız.
Pero yo quiero que ahora escriba un best seller.
Çok-satar.
Best seller.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]