Bilirsiniz ya tradutor Espanhol
2,673 parallel translation
Bilirsiniz işte... Buzlardan yapılmış olanlarla.
Ya sabe, hechas con el glaseado.
Bilirsiniz paran var, derdin var.
Ya sabes, el dinero mo', Mo'Problems.
Bilirsiniz... siz yaşamınızı diğer insanların nasıl kontrol etmeye çalıştığını anlatırken, mesela, uh, Ed'in patronuyla ya da... oh, Mary Ann'in... kedisi ile olduğu gibi, bilirsiniz işte, kendimle ilişki kurabiliyorum.
Saben, cuando ustedes han hablado de cómo otra gente intenta controlar vuestras vidas como Ed con su jefe, o... oh, Mary Ann con su... gato.
Ne derler bilirsiniz :
Ya sabes lo que dicen.
- Nasıl olduğunu bilirsiniz.
- Ya sabes cómo es esto.
Normal bir erkek için, bilirsiniz her zaman her şey hazır değildir.
En un hombre normal, el asunto no está dispuesto en todo momento, ya se sabe...
Ne derler bilirsiniz, Bay Simmons, sen oyna, sen öde.
Ya sabe, Sr. Simmons, cuando juega, debe pagar.
Ama biraz karışık, o vampir olduğundan, Mitchell biraz şey istiyor bilirsiniz işte dikkatli davranmamızı.
Pero es algo complicado, porque ella es un vampiro así que Mitchell dice que tenemos que ya saben, andar con cuidado.
Evet, bilirsiniz, kupalar satıyorlardı.
Sí, ya sabes, estaban vendiendo tazas.
Çekimlerin nasıl olduğunu bilirsiniz. O kadar da hoş değildir.
Ya sabes, esas cosas son... visto desde dentro, no es tan glamuroso.
Çoğunlukla, bilirsiniz işte uzaylıların bizimkine benzeyen bir gezegenden gelmesi gerektiği gibi hepimizin konuştuğu şeyler söylenirdi, ayrıca...
Y surgieron principalmente, ya sabes, las cosas sobre las que hemos hablado... que los Skitters deben venir de un planeta similar al nuestro, y...
Bilirsiniz, o bir oyuncuydu.
Era un actor, ya sabes.
Erkek arkadaşım ve benim bazı planlarımız vardı, bilirsiniz işte...
Mi novio y yo teníamos un plan ya sabes...
Şu kapaklı telefonlar, bilirsiniz öyle görünmüş olabilir, silahta olabilirdi.
Era uno de esos teléfonos con teclado deslizante, ya sabes, así que parecía como si fuera un arma.
Meditasyon gibi, bilirsiniz ama saatlerce sürüyordu.
Al igual que en la meditación, ya sabes, pero por horas.
Sadece, bilirsiniz. O, hala Ben.
Es sólo, ya sabes... es él.
Bilirsiniz, öbür türlü dans.
Ya sabes, la otra clase de baile.
Bilirsiniz, önce boğulan iki yüzücüyü kurtarmaya çalışırsınız sonra siz de onlarla dibi boylarsınız.
Ya sabes, intentas rescatar a dos nadadores que se ahogan a la vez, y te ahogas con ellos.
Ne derler bilirsiniz. Düşük tarifeli havayolları şeytanın işidir.
Bueno, ya saben lo que dicen las aerolíneas de bajo costo son el trabajo del Demonio.
Bilirsiniz.. Üzgünüm ki, böyle saçma bir soruya vericek cevabım yok
Ya sabes... sabes que es muy triste que hagas esa pregunta.
Bilirsiniz, yetişkin erkekler yetişkin erkek şeyleri hakkında konuşurlar.
Ya sabes, los adultos que hablan de cosas de adultos.
Gençler ne der bilirsiniz, aşk bir bomba gibidir.
Ya sabes, porque como dicen los niños, el amor es la bomba.
Yani bilirsiniz, suç filmlerinde olan tüm o havalı şeyler.
Ya sabes, todas las cosas realmente geniales que solo existen en las películas, para proveerle a Mark Wahlberg alguna pista importante que se perdió en los dos primeros actos.
Yani insanlar numaraları şey için kullanır, bilirsiniz...
Cuando la gente usa números para, ya sabes...
Bilirsiniz işte, sizin gibi yapanları.
Ya sabes, bueno como ustedes.
Pekâlâ, ben, ben, olmak istemiyorum, bilirsiniz.
Bueno, no estaba, no estaba, no estaba siendo, ya me entiendes...
Bir daha geldiğimde, ben,... bilirsiniz, şimdi bir şey almamı istiyor musunuz?
La proxima vez que entre, yo, ya sabes, ¿ quieres que compre algo ahora mismo?
Bilirsiniz, karı ya da koca.
Ya sabes, un marido o una esposa.
Hayatı, partilerdi. Öyle tipleri bilirsiniz.
El rey de la fiesta... ya conoces ese tipo de persona.
Bilirsiniz, bütün yasal dökümanlarım.
Ya sabes, todos los documentos legales mis...
Kimse pek konuşmuyordu. Ama, bilirsiniz, adrenalin yükseliyordu.
La gente no estaba realmente hablando un montón, pero, ya sabes, tu adrenalina está pasando.
Unutmayın ki, ne derler bilirsiniz.
Eso sí, ya sabéis lo que se dice.
Bilirsiniz, havuz temizlenecek mi?
Ya saben, ¿ quedará la mesa de billar limpia?
Öyle, bilirsiniz eğer buraya gelirsem Jennifer'dan ayrılmam gerekecek.
Sí, ya sabe, si vengo aquí tendría que dejar a Jennifer.
Bilirsiniz, o dakikalarda ya da o saatlerde Bottner, bir tanrı gibidir.
¿ Sabe? Bottner es... un Dios.
Biliyorum, şu ana kadar hiç, gerçekten güreşmedim ; ama, bilirsiniz işte, bütün olay oyunculuktan ibaret.
Vale, sé que técnicamente no he hecho lucha libre, pero, ya sabéis, básicamente es actuar.
Bilirsiniz işte, su kovasına daldırıp sırtını yıkayacak gibiydi. Fil hortumu gibi, evet.
Ya sabes, sumergirse en un cubo de agua y lavarse la espalda.
Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Ya sabes cómo es eso.
Bunu çöl bölgesinde gerçekleştirmek için, bilirsiniz işte, şey diyebilirsinz :
Para hacerlo en un ambiente desértico, se podría decir, ya sabes,
Sanırım hepimiz hayatlarımızda biraz tatlılığa ihtiyaç duyuyoruz. Gözlerinizi biraz başka yöne çevirmeye. bilirsiniz işte, trafikten ve kalabalıktan başka bir yere..
Creo que todos necesitamos un poco más de dulzura en nuestras vidas y es bueno poder echar una mirada hacia el cielo en esta ciudad, ya sabes, desconectar un poco, olvidarte de todo, del tráfico, y pensar en que todas estas abejas están zumbando por encima de nuestras cabezas.
Bilirsiniz, sadece acil şeyler için.
Ya saben, sólo en caso de emergencias.
Bazı kızlar popülerlikleri için savaşırlar, bilirsiniz.
Algunas chicas se matan por ser populares, ya sabe.
Bilirsiniz işte, arkadaş.
Ya sabes, un compañero.
Bilirsiniz, hani şu küçük tahta kaşıkla yenenlerden?
Ya sabéis... ¿ los que te comes con la cucharilla de madera?
Hayır, hayır belki bu parçaları sıradan insanlar önemsememiştir. Bilirsiniz işte, senin benim gibi...
No, no, quizá no has estado prestando atención a las piezas que la gente normal, ya sabes, como yo... tú...
Bilirsiniz, önce güvenlik.
Ya saben, la seguridad es lo primero.
Hepsi bu. Başkan yaşlı vatandaşlarla görüşüyor. Nasıl konuştuklarını bilirsiniz.
Bueno, esta atendiendo a algunos cuidadanos ya viejos, y ustedes ya saben, ellos hablan un poco lento.
Gençlerin nasıl olduğunu bilirsiniz.
Pero ya saben cómo son los jóvenes.
Sadece erkek arkadaşıma hoşçakal demek için buradayım. ve ona, bilirsiniz, düzgün bir hoşçakal öpücüğü vermek için.
Solo he venido a despedirme de mi novio y tengo que darle, ya sabes, el beso de despedida adecuado.
Sanırım polis çağırmalıyız bilirsiniz, kaza raporu falan.
Es decir, deberíamos llamar a la policía, Ya saben, informar del accidente.
Bilirsiniz, bu gerçek bir aşk hikayesi.
Es amor verdadero, ya sabes.