English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Brendi

Brendi tradutor Espanhol

466 parallel translation
Kelepçeleri gizle de birer brendi içelim.
Esconde tus esposas y busquemos un poco de brandy.
Bu evde hiç Brendi var mı?
No puedo pensar.
Neden böyle büyük bir şeyi itiraf edip de, birkaç yudum Brendi içmek gibi küçük bir şey yapmadığından bile emin olursun?
Diana Baring. ¿ Por qué no la ayudé?
Brendi'yi içmiş ve sonra diğer kadının kımıldamaya başladığını görmüş.
Ella cae cerca a la chimenea. Está muerta. ÉI casi se desmaya al ver la sangre.
Brendi soda mı?
- Un coñac con sifón.
Garson, bir tane de Brendi soda lütfen.
¡ Camarero! Además, un coñac con sifón.
Şarap mı? Brendi mi? Vermut mu?
¿ Chianti, grappa, vermú?
Bir şişe brendi bebeğim. Çok iyi bir brendidir.
Es una botella de coñac del bueno.
Bunlar brendi, şarap ve viski.
Coñac, vino y whisky.
Mükemmel bir brendi Montgomery.
Buen brandy, Montgomery.
- M'ling, Bay Parker'a brendi getir. - Daha almayayım, teşekkür ederim.
Si quiere cigarrillos o brandy...
Bebeğim brendi ister mi?
¿ Quieres brandy, nene?
Tereschenko. Biraz brendi, madensuyu ve limon.
Tereschenko, tráeme coñac, agua de Seltz y limón.
Brendi mideyi yatıştırır salatalık ve şampanya da seni kendine getirir.
El coñac para asentar el estómago. Y el pepino y la champaña te reaniman.
Tereschenko, bir brendi daha ve büyük bir şişe şampanya.
Tereschenko, otro coñac y una champaña grande.
Tereschenko, bir brendi daha.
Tereschenko, otro coñac.
- Biraz brendi alır mısınız.
- ¿ Le apetece un brandy?
Brendi!
Brandy.
Ona bir brendi ikram ederdin elbette.
Le ofrecerías un brandy, desde luego.
Bilir misin hapse girmeden önce hiç brendi içmedim.
¿ Sabes...? Nunca bebí hasta que estuve en la cárcel.
Bilir misin yanlarına bir şişe brendi koysan millet ölmekken o kadar korkmazdı.
¿ Sabes? , la gente no tendría tanto miedo a morir si pudiera llevarse al más allá una botella de brandy.
Bir brendi daha ver bana.
Necesito otro brandy.
Marguerite, hayatım. Olanların üstüne bir brendi içmem şarttı.
Margarita después de lo que pasó debí tomarme un trago.
- Ardından iki brendi daha.
Y después dos brandys.
Git biraz brendi getir
Traiga un poco de coñac.
- Dene ve biraz brendi ver
- Va, vamos. - Déle algo de coñac.
- Bana büyük bir brendi lütfen.
- Un coñac. - ¿ Y usted?
- 2 brendi ve bir Chartreuse.
- 2 coñacs y un Chartreuse.
Biraz brendi getirin...
Traiga coñac.
Brendi, Nicholas?
¿ Brandy, Nicholas?
Biraz brendi getir.
Ve a por brandy.
- Bana bir duble brendi.
- Un brandy doble.
Bana bir duble brendi daha.
Deme otro brandy doble.
- Üçlü brendi olsun.
- Que sea un brandy triple.
Biraz da brendi.
Y un poco de brandy.
- Brendi, Bayan Isabella.
- El brandy, señorita Isabella.
Biraz brendi al.
Toma un brandy.
- Brendi.
- Brandy.
Boğazıma brendi dök.
Hagan que trague brandy.
- Evet, bana büyük kadehte brendi soda getirebilirsin.
Sí. Un brandy grande con soda.
- Bizimle bir içki içersin değil mi? - Bir brendi içeyim.
- ¿ Tomarás algo con nosotros?
Ama benden olsun. - Üç brendi.
- Bueno, un brandy, pero invito yo.
Ufaklık, ona brendi getir.
Tiny, dale un poco de coñac.
Masadaki şişede biraz Brendi bulacaksın.
No puedo recordar.
Brendi kalmamış. Bu boş.
Te ayudaré.
Brendi şişesi boştu ve kız yarı sarhoştu.
Cual sea la minoría...
Ve elbette Brendi şişesi. Elbette davayla ilgili tüm ayrıntıları biliyorsunuzdur.
Mi tema, Sr. Fane... es el relato íntimo del caso Baring.
Neden o Brendi ile bağlantılı özel bir gelişme olmadı?
Su indiferencia me sorprende.
- Biraz brendi getir.
- Tráiganme algo de coñac.
Şimdi, bir bakalım - Biraz brendi getirin, efendim
A ver, déjenme a mí.
Brendi!
¡ Brandy!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]