English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ D ] / Dostluk

Dostluk tradutor Espanhol

1,350 parallel translation
İki taraf da birbirine "cehenneme kadar yolun var" deme hakkına ve cesaretine sahip değilse, gerçek bir dostluk kurulmaz.
Una amistad... no es verdadera a menos que ambas partes tengan el derecho, y el poder de decirle al otro que se vaya al diablo.
Politika ayrı, dostluk ayrı.
Existe la política y la amistad.
Arkadaşlık, dostluk var.
Hay camaradería aquí.
Bu yüzden bir sürü dostluk bozulmuştur.
- Confía en mí. Muchas amistades han terminado por cosas como ésta.
- Nasıl yanlarına kâr kalıyor? - Romulanların, Dominion'la saldırmazlık ve dostluk antlaşması var.
Los romulanos tienen un tratado de no agresión con el Dominio.
Bu da dostluk adına neredeyse her şeye göz yumacaklar demek.
Harán la vista gorda con prácticamente cualquier cosa.
Belki eski bir dostluk adına sonraki dansı bana lütfedersiniz.
Quizá pueda honrar a un viejo conocido con el siguiente baile,
Hayat, dostluk ve özellikle ikimiz hakkında bildiğini sandığın her şeyi unut.
Necesitas olvidar lo que sabes sobre la vida, la amistad, y sobre todo sobre tú y yo.
Bu dostluk da nereden çıktı böyle? Bu nefrette, kıskançlığa yer yok mu? Korkmadan, yan yana uyumak nefret mi?
¿ Cómo proviene tan amable concordia al mundo que el odio esté tan lejos de los celos para dormir juntos sin enemistad?
Umarım söyleyeceklerim seni utandırmaz. Hiç bir dostluk Amy ile benim aramda olan şeyle karşılaştırılamaz.
Espero no tener que hacerte sentir mal recordándote que ninguna amistad se compara con lo que Amy y yo tenemos.
Kadınlar erkeklerle dostluk kuramaz.
Las mujeres no pueden competir con los hombres. Ambos son iguales
Gelir gelmez köpeklerle dostluk Mu kurdun
Mira, se ha hecho amiga de los perros nada más entrar
Şimdi sizlere, ülkelerimiz arasındaki dostluk ve işbirliği için, kadeh kaldırmayı öneriyorum.
Propongo un brindis por la cooperación y amistad entre nuestros países.
Benim ilgimi çeken şey, yaratıcılık, merak... dostluk gibi özellikleri olması. Bizi en çok da dostluğu şaşırttı.
Lo que me interesa es que muestra ciertas características que nos han sorprendido.
Biz hayvanlar arasında birlik ve dostluk olmalı.
Entre nosotros los Animales Tiene que haber unidad y compañerismo.
Ve dostluk.
Y compañerismo.
Bir süre sonra, samimi ve ölümsüz olduklarına yemin ettikleri bir dostluk gelişir aralarında.
Despues de un tiempo, se acercan... y forman una amistad duradera.
Şu bahsettiğin dostluk bundan fazlasınız gerektirmez mi?
La amistad de que nos hablo no va más allá de esto?
Onlar bizim gibi konuşmazlar, hatta bizim gibi düşünmezler, ama... bir gün dostluk kurmayı umuyoruz.
No hablan como nosotros, ni siquiera piensan como nosotros, pero... esperamos hacernos amigos algún día.
İnan ya da inanma, duygusal ihtiyaçlarım var. Yetişkin ilişkilerinde dostluk da önemli... Ne istiyorsun?
Tengo necesidades emocionales y un noviazgo maduro requiere compañerismo, no sólo...
Görüşüme göre, Bayan Philbrick, doğru sebeplerle evlendi. Dostluk kurduğu bir adamı seçti.
La Sra. Philbrick quizá se casó por las razones correctas.
Kadın bir gün dostluk töreninde, ertesi gün haberlerde.
Un día está en la ceremonia de la Amistad y al siguiente en las noticias.
Sana dostluk için geldim.
- He acudido a ti como amigo.
Doug, eski dostluk işe yaramaz.
Eso no funcionará.
Elimi dostluk için uzatıyorum.
Te extiendo mi mano en amistad.
Neden olayım? Kadınlar dostluk içindir, erkeklerse yatmak.
Las mujeres son para las amistades, los hombres para tener sexo.
- Hayatım, bir fikrin olmalı. - Dostluk ilişkinin ikramiyesidir.
Tienes que aprender a formar una opinión.
"A artı B eşittir X." Ama asıl bilinmeyen şu, eski sevgiliyle dostluk neyin toplamına eşitti?
A más B es igual a X. Pero no se sabe qué más qué es igual a la amistad con un ex.
Bir saat sonra çözülemeyen dostluk denklemini çözmüştüm.
A rato, había resuelto la ecuación sin solución de la amistad.
Cosmopolitan artı skotch eşittir eski sevgilinle dostluk.
Cosmopolitan más whisky es igual a amistad con un ex.
Kendinizden daha çok öncelik tanıdınız. — İşte gerçek dostluk budur.
Me antepusieron a ustedes mismos, eso es lo que significa la amistad.
Böyle bir dostluk yaşamayalı neredeyse bir ömür geçti, Fred.
Hacía toda una vida que no disfrutaba de este companerismo, Fred.
Böyle bir dostluk yaşamayalı neredeyse bir ömür geçti, Fred.
Hacía toda una vida que no disfrutaba de este compañerismo, Fred.
İlginç bir dostluk tarzı.
- Tiene usted unas compañías interesantes.
Bir evlilikte ondan çok daha önemli şeyler vardır. Dostluk ve güven... Ve evin derli toplu olması gibi.
- Déjame decirte algo, hay cosas mucho más importantes que eso en un matrimonio, como la amistad, la confianza y mantener la casa en orden.
- Onlarla dostluk kurmuştu.
- Tenía amistad con esa gente.
- Hayır, dostluk istiyorum.
- No, quiero que seamos amigos.
Her ırktan ve kökenden insanlarla kolayca dostluk kuruyordu.
Hacía amigos con gente de cualquier raza u origen.
Çocukluğunuzun köpeği size dostluk, sevgi ve ölüm hakkında çok şey öğretiyor.
El perro de tu niñez te enseña muchas cosas acerca de la amistad, el amor y la muerte.
Ama bu sözleri okurken... bu umut ve düş sözlerini... hayatımın geç bir döneminde... bir dileğimin kabul edilmiş olduğunu fark ediyorum... bana armağan edilen bir dostluk.
Pero al leer estas palabras... palabras de esperanza, de sueños... me doy cuenta de que el único... deseo que se me ha concedido a estas alturas de la vida... ha sido el don de la amistad.
Sana dostluk şarabı içirmişler. Sarhoş edip kendilerine çekmek için.
Utilizan la amistad para que te integres en su rollo.
dostluk, güven... dürüstlük.
amistad, confianza... integridad.
Kibarca bir dostluk maçı istedik... ama o hiç saygı göstermedi ve bize saldırdı.
Educadamente le pedimos un encuentro amistoso... pero ella no mostró ningún respeto y nos atacó.
Güzel... dostluk bitti.
Bien... la amistad se acabó.
Bu dostluk ve güzellik memleketine hoş geldiniz.
Ese monumento nos daría fama. Más adelante, quizá. Chuchupe y Chupito son los encargados de reclutar, yo no me meto.
Dostluk her ilişkinin temelidir.
La amistad es la base de una buena relación.
Bakın sarı gül dostluk, ve kırmızı gül aşk için.
La rosa amarilla es para la amistad y la roja es para el amor.
Müzik, dostluk ve sevgi... ve Megha.
Música, amistad, amor y Megha.
Sotar Barud'dan dostluk şovu İçin geldi
Ahora estoy con él.
Dostluk!
Hola.
Hey Deny... Bir dostluk maçına ne dersin? Benim okulum seninkine karşı.
Que tal un partido amistoso, Collegiate vs San José?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]