Edeceğim tradutor Espanhol
24,796 parallel translation
Size yardım edeceğim.
Yo te ayudaré.
Sana yardım edeceğim.
Yo te ayudaré.
Sana tarif edeceğim dostum tamam mı?
Voy a guiarte, ¿ bien?
Sana nasıl veda edeceğim?
¿ Cómo te digo adiós?
Sesli mesajımı kontrol edeceğim.
Voy a comprobar mi correo de voz.
Yardımıma ihtiyacınız olursa, size yardım edeceğim.
Necesitas mi ayuda y te la daré.
İtiraf edeceğim,... Evet, yıllardır senin Bianca'yı sevdiğin gibi, Rosa'ya aşığım. Ama hiçbir anlaşmazlık beni babama el kaldırmaya kışkırtamaz.
Lo confieso sí, amaba a Rosa como tú a Bianca hace muchos años pero ninguna disputa podría haber provocado que levantase la mano contra padre.
Bu altın ile Papalık Konseyindeki hainleri ilelebet imha edeceğim...
Con este oro aniquilaré a los traidores del Consejo Papal de una vez.
Sana yardımcı edeceğim.
Yo te ayudaré.
Güzel haberlerim var. Yardım edeceğim.
Bueno, buenas noticias.
Hazırlanmanıza yardım edeceğim.
Los ayudaré a prepararse.
Suyun sıcaklığını kontrol edeceğim.
Comprobaré la temperatura de la bañera.
Kocamın cinayet gecesi eve gelmediğine şahitlik edeceğim.
Atestiguaré que mi esposo no llegó a casa la noche del asesinato.
Hikâyeni anlatmaya devam edeceğim ama işler ters gider de yakayı ele verirsem hapse girmeyeceğim.
Seguiré contando tu historia, pero si esto cae y me arrestan, no dejaré que me encierren.
Hep olduğu gibi sizi gelişmelerden haberdar edeceğim.
La mantendré al tanto como siempre.
Seni de götürüp iyileşmene yardım edeceğim.
Voy a llevarte allí, para ayudarte a que te recuperes.
Seni oraya götürüp iyileşmene yardım edeceğim.
Voy a llevarte allí, para ayudarte a que te recuperes.
Ben aramaya devam edeceğim.
Yo seguiré buscando.
Bütün bu parayı yok edeceğim!
¡ Voy a cargarme todo este puto dinero!
Benim için yaptığın onca şeyden sonra Ivan'la konuşup babana göz kulak olmasını rica edeceğim.
Después de todo de lo que has hecho por mí. Me aseguraré de que Ivan mantenga a tu padre seguro.
Ben burada kalıp dinlemeye devam edeceğim.
Me quedaré y seguiré escuchando.
- İtiraf edeceğim.
- Voy a confesar.
Hiçbirinizi asla karıştırmam ama yaptığımı itiraf edeceğim.
Nunca involucraría a ninguno de ustedes, así que solo voy a aceptar lo que yo hice.
Attığım her adım onları daha büyük tehlikeye atarken önemsediklerime nasıl yardım edeceğim?
¿ Cómo voy a ayudar a los que quiero cuando cada paso que tomo los pone en más peligro?
Çıkıp babama Carla için yardım edeceğim.
Iré a ayudar a papá con Carla.
Mavigökyüzünden nefret edeceğim aklıma gelmezdi.
Dios, nunca creí que odiaría el cielo azul.
Güvenlik kameralarınızı kontrol edeceğim.
Voy a revisar sus cámaras de seguridad.
Sana yardım edeceğim.
Voy a ayudarte.
Ben gidip oğlumu kontrol edeceğim.
Yo voy a echarle un ojo a mi hijo.
Sıradan bir komi gibi parfümsüz bir zarf mı teslim edeceğim?
La entrega de un sobre sin perfume como un botones común?
Şeyimi kontrol edeceğim.
Me limitaré a comprobar mi pequeño... mi pequeña cosa.
Fiziksel bedeninin ve zihninin sınırlarını test edeceğim.
Voy a estudiar los límites de su cuerpo y de su mente. No escatimaré en métodos.
Seni haberdar edeceğim.
Me mantendré informados.
Bu seferlik ayakta devam edeceğim.
De acuerdo, uh, voy a estar para éste.
Sana yardım edeceğim.
- Te ayudaré.
Ama rahat ol telafi edeceğim.
Es un discurso
Galiba kendime ihanet edeceğim. Ve bu zor. Annesi olmak için yanlış kişiyi seçmiş olmamdan daha mı zor?
Si este príncipe sueco te ayuda a ello, entonces... hazlo.
Hayır, ama kontrol edeceğim.
No, pero lo haré.
Böylece her şeyden haberin oldu, zamanla bilgilendirmeye de devam edeceğim.
Por suerte, oficialmente estás absorto del todo y me aseguraré que siga siendo así. Ven aquí, siéntate.
- Öyle yapmaya devam edeceğim.
- Simplemente voy a seguir haciéndolo.
Bunu Sandro Tarugi'ye teslim edeceğim.
Voy a entregar esto a Sandro Tarugi.
Sana yardım edeceğim.
Te ayudaré.
Sadece, her şeyi EDECEĞİM. Isim senin fiyatın.
No haré nada, solo... di tu precio.
Her gün, ı rüya Burası uzak taşımak EDECEĞİM.
Cada día, soñaba que te sacaba de este sitio.
Hayatta bana geri enzo getirmek, Ve size ı onu iyileşmek için her şeyi vermek EDECEĞİM.
Tráeme vivo a Enzo, y te daré todo lo que tengo para curarla.
Kısa sürede ı olabildiğince dallas almak EDECEĞİM.
Llegaré a Dallas tan rápido como pueda.
En kısa sürede ı bu ücret olarak, onu aramak EDECEĞİM Burada kıçını geri almak için söyle.
Tan pronto como cargue esto, lo llamaré, para decirle que traiga su culo de vuelta aquí.
I sağlıklı kalmak bile, 60 ila 70 yıl içinde, Gökyüzünde büyük haber istasyonuna tıpış tıpış EDECEĞİM, Hangi sağ elena uyanır sefer demektir
Incluso si estoy en buena salud, dentro de unos 60 a 70 años, me tambalearé hacia la gran central de noticias del cielo, lo que significa que para el momento en que Elena despierte.
Size Rayna'yı kurşun için bir yer bulmak EDECEĞİM.
Te encontraré un lugar a donde dirigir a Rayna.
Ah. Tophane çıkıp seninle tanışmak sahip EDECEĞİM.
Haré que la Armería salga y se reúna contigo.
Sana mesaj ve koordinatları stefan EDECEĞİM. Rehine değişimi için.
Te enviaré a ti y a Stefan las coordenadas para el intercambio de rehenes.