Gibi tradutor Espanhol
632,681 parallel translation
Bir korkak gibi saklanmayı tercih edersin.
En cambio, te ocultarás. Como un cobarde.
Senin gibi birisinin bana korkak demesine izin vermeyeceğim Kanan Jarrus!
¡ No permitiré ser llamado cobarde por alguien como tu, Kanan Jarrus!
Onu giydirdiğim, tuttuğum, üstünü değiştirdiğim, yıkadığım gibi...
La forma de vestirla, abrazarla, cambiarla, bañarla.
İnanmak istediğin gibi bilinmeyen birisi değilim Bayan Nemec.
Tenemos un vínculo común en Elizabeth.
Düşündüğünüz gibi değil.
Agente, puedo explicarlo.
Asla geri alamayacaksın. Korktuğum gibi, Katarina'nın geçmişinden gelen öğeler
He puesto a Tom Keen en su vida para que la vigile, y se case con ella.
Elizabeth'i gece kurdun sardığı gibi sarmalıyor.
Esto no tiene que ver con Tom Keen. Tiene que ver con tu necesidad de controlar.
Fareli köyün kavalcısı gibi beni inandırdın.
Casi hiciste que la mataran y me traicionaste. No.
Daha çok döve döve çıkarmak gibi.
Más bien sacándomelos a golpes.
Sürekli otel odası gibi hücrenden çıkış kaydını yapamayız.
No podemos mantenerte fuera de la celda de retención como si fuera una habitación de hotel.
Sandstorm sanki her yerdeymiş gibi.
Sandstorm parece estar en todos lados.
Yani dediğim gibi onu çevirdiğimde " "Her bölünme eski bir birliktir." oluyor.
Como iba diciendo, eso se traduce en : "Cada división es una anterior unión".
Paravan şirket aracılığıyla alıyor gibi.
Parece que él es el dueño a través de una empresa fantasma.
Dediğim gibi o paralar için çok fazla rağbet yok.
Como dije, no hay mucha demanda de esas monedas.
Bugün dediğim gibi sorunların üzerine konuşmak onları çözmüyor.
Como he dicho antes, hablar de tus problemas, no los resuelven.
Varmş gibi hareket et.
Solo actúa como si la llevaras.
Birçok hasta bira ve tatlılar gibi zehirleri bırakmalarını söylediğimde karşı çıkıyor. Ama sonunda bana hep teşekkür ediyorlar.
Bueno, muchos de los pacientes se rebelan cuando les digo que tienen que renunciar a venenos como la cerveza y los dulces, pero siempre me lo agradecen al final.
İnsan kaçakçılığı yapmak için hazırlanmış ayrıntılı bir plan olabilir gibi.
Parece que podría ser un elaborado esquema de tráfico de personas.
Tam dediğin gibi.
Como dijiste.
Cehennemde yanıyor gibi acıyor.
Duele como el demonio.
Yani belki de bu işi kesip bu konuşma hiç olmamış gibi davranmalıyız.
Quizá necesites parar y solo pretender que nunca hemos tenido esta conversación.
- İşletme müdürü gibi mi?
¿ Cómo un gerente de negocios?
Kulağa sosyopatın tekiymiş gibi geliyor.
Suena como un sociópata.
Hayır, ki bu durum genelde Sheldon'ın yaptığı gibi beni acınası bir hâle sokuyor.
Lo cual me hará miserable, lo cual es usualmente trabajo de Sheldon.
Bunu çok kötü bir şeymiş gibi göstersen ve gelmek istemese nasıl olur?
¿ Qué tal si lo haces sonar tan mal que ya no quiera ir?
O benimle beraber zevk almadığı şeyleri yapmak için çaba gösteriyor. Dışarı çıkmak gibi şeyler.
Él siempre hace un esfuerzo para hacer cosas conmigo que él no disfruta, como salir a la calle.
San Diego'ya gidersen benim bebekle meşgul olacağım gibi mi?
¿ Ocupada como estaré con la bebé si te vas a San Diego?
Evet, ezik gibi görünmemizi istiyorsan var tabii.
Sí, si quieres que nos veamos como perdedores.
Hayır, ama dürüst ve ilişkinde biraz daha dürüst olabilirmişsin gibi geliyor.
No, pero es honesto, y parece que podrías usar un poco más de honestidad en tu relación.
Sinirli gibi görünen sensin.
Tú eres el que parece molesto.
Bir ses duydum, sprey sesi gibi. Ve omzumda bir sis hissedip arkama döndüm.
Oigo un ruido, el sonido de un spray y siento que me rocían así que, me vuelvo.
Başladığımız yere döndük gibi.
Parece que hemos vuelto al principio.
Önceki iki kurban da Sam Bower gibi federal çalışan.
Como Sam Bower, las dos víctimas anteriores eran también empleados federales.
Şüphelinin federal hükümetle bir sorunu var gibi.
Parece que el sudes tiene algún problema con el gobierno federal.
Bu arada bir kurban daha var gibi, Benjamin Vargas.
Y hablando del sudes, parece que tenemos otra víctima, Benjamín Vargas.
Onun gibi bir şey.
Algo así, sí.
Rahat ettirmek için elimizden geleni yapıyoruz, ama diğerleri gibi radyasyon etkisini göstermeye başladı.
Hacemos lo que podemos para que esté cómodo pero está empezando a mostrar síntomas de envenenamiento por radiación como los demás.
Her zamanki gibi poşette getirdim.
Lo traje de casa, como siempre.
12 yıldır her gün yaptığı gibi.
Todos los días durante los últimos 12 años.
Dediğin gibi, asla birbirimizi anlayamayacağız.
Como dijiste, nunca nos entenderemos.
Görünüşe göre tıpkı senin gibi uzun bir süre buradayım.
Ahora voy a estar aquí todos los días para lo que parece ser el resto de mi vida. Y estoy seguro de que tú también.
- Tıpkı American Pickers programındaki gibi.
Casi como ese programa "American Pickers".
Benim beynim sizinkiler gibi çalışmıyor.
Como si mi cerebro no funcionará igual que el tuyo.
Saat gibi dakik.
Al igual que el reloj.
- Sanki beni tanıyormuşsun gibi.
Como si nos conociéramos.
Sadece, ben de senin gibi hissediyorum.
Siento lo mismo.
Şimdilerde kasabada beni gören herkes sanki onların düşmanıymışım gibi bakıyor.
Ahora camino por la ciudad, y todo el mundo me mira como si hubiera atropellado a sus perros.
- Düşündüğün gibi bir kamyonet değil.
No es ese tipo de camioneta.
Bu öğleden sonra biraz ısınacak gibi.
Viento y frío esta mañana.
Olduğumuz gibi devam edemezdik.
No se lo tomó muy bien.
Bunun için beni deli bir köpek gibi indirdin.
Pero en realidad, te estaba ayudando a convertirte en un monstruo.