English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ G ] / Görüyorsunuz ya

Görüyorsunuz ya tradutor Espanhol

433 parallel translation
"Görüyorsunuz ya, ona bakacak kimse yok."
"Vera... No hay nadie que la cuide."
Görüyorsunuz ya Brown, işte sizin polis.
He aquí su policía, Sr. Brown.
Görüyorsunuz ya, tam yatmak üzereydim.
Verá, yo estaba por irme a la cama.
Görüyorsunuz ya... Ben şahsen arabayı pek nadir kullanırım.
Ya ve, uso tan poco el coche.
Görüyorsunuz ya, askerlik sırf savaşmaktan ibaret değil, bay gazeteci.
Si él no fuera a volver ¿ Lo ve? Ser soldado no es sólo luchar, Sr. Periodista.
Görüyorsunuz ya sizinle tanışmak benim için büyük bir zevk.
Comprenderá que esté tan emocionado al conocerla a Ud.
Görüyorsunuz ya, büyük olasılıkla şu an her şey ile yasal olarak ilgilenilmekte.
Lleva ahí toda la mañana. Así que él ya se estará encargando de todo.
Görüyorsunuz ya, dünyada yeterli nezaket yok.
¿ Lo ve? No hay amabilidad en el mundo.
Görüyorsunuz ya, Conover ve Creeper'la karşılaşsaydı...
Pensé que se encontraría con Conover y el Reptil.
Ah görüyorsunuz ya insanlar beni inzivaya çekilmişim gibi kabul etmeye daha meyilli olacaktı.
Pensé que de esa forma... -... se aceptaría mejor mi vida retirada.
Görüyorsunuz ya hızla iyileşiyorum.
Yo voy bien. Y de aquí a un mes o dos...
Görüyorsunuz ya Bay Holmes, sizin gibi zeki birini yakalamak için özel bir yem kullanmak zorunda kaldım.
Ya ve, para coger a una persona tan inteligente como Vd... tuve que utilizar un cebo muy especial.
Görüyorsunuz ya, editörlük işleri hiç de cazip olmuyor. Bazen...
Ve, a la carrera editorial le falta encanto, a veces...
Görüyorsunuz ya,... orada her ikimize yetecek kadar toprak yok.
No hay suficiente campo abierto para nuestros equipos.
Görüyorsunuz ya Bay Bauer, ben yardımcı olmaya çalışıyorum sadece.
¿ Ve como lo que intento es ayudarle?
Ama, görüyorsunuz ya, bende ayakkabının diğer teki var.
Es que... yo tengo el otro zapato.
Görüyorsunuz ya... biz burada huzurlu ve dingin ilişkiler kurmaktan hoşlanıyoruz.
Mire, aquí deseamos que nuestras relaciones sean tranquilas, serenas.
Türk efendim, görüyorsunuz ya sizi bekleyen kimse yok
- Mire, señor, nadie espera
Kardeşim altı aydır hastanedeydi, efendim. Şimdi de bir sanatoryumda kalıyor. Bu yüzden çocuklara ben göz kulak oluyorum, şey, görüyorsunuz ya...
Verá, señor vicario, mi hermano lleva seis meses en el hospital, así que tengo que encargarme yo de los jóvenes.
Görüyorsunuz ya, sevgili bayan, derdi olan tek kişi siz değilsiniz.
Ya lo ve, mi querida señora, no es usted la única con problemas.
Görüyorsunuz ya bizim birbirimize güvendiğimiz kadar bile o bize güvenmiyor.
Puede que no confíe tanto en nosotros, como nosotros confiamos unos en otros.
Görüyorsunuz ya, kendiniz gibi sanatçı arkadaşlarla çevrilisiniz.
Como pueden ver, están rodeadas de artistas como ustedes.
Görüyorsunuz ya Bayan Hudson, bu bizim yurt dışındaki ilk gezimiz.
Debo decirle que éste es nuestro primer viaje al extranjero.
Görüyorsunuz ya?
Está ahí fuera.
Görüyorsunuz ya, azizim Tavernier savaş sadece korkunç değil, vakit kaybıdır üstelik.
Ve, mi querido Tavernier. La guerra no sólo es horrible, es una pérdida de tiempo.
- Görüyorsunuz ya?
- ¿ No lo ve?
Görüyorsunuz ya doktor, ikimiz de...
Mire, doctor, ambas...
Görüyorsunuz ya, Ben... Neyse, anladınız siz...
Por supuesto, entienden que...
Görüyorsunuz ya herkesin sevdiği biri değilim efendim.
Como ve, no le caigo bien a todo el mundo, Sr. Director.
Görüyorsunuz ya? Sizi düşündüm.
Como ve, he pensado en usted.
Görüyorsunuz ya çok güzel dans ediyorsunuz.
Ya lo ve. Baila muy bien.
Görüyorsunuz ya, işimin büyük kısmı orada.
Realizo gran parte de mi trabajo ahí fuera.
Sevgili Kont, Sicilya'da hiç yağmur yağmadığını mı düşünüyordunuz? Görüyorsunuz ya, her yer fırtına!
¡ Querido conde, usted pensaba que nunca llovió en Sicilia pues ya lo ha visto, diluvia!
Hikayemi duyduğunuza göre beni nasıl görüyorsunuz kızlar?
Ahora que ya han escuchado mi historia, ¿ qué les parezco?
Görüyorsunuz, bir hanımefendiyle çiçekçi kız arasındaki fark nasıl davrandıkları değildir. Nasıl davranıldıklarıdır.
Ya ve, la diferencia entre una dama y una florista no es cómo se comporta... sino cómo se la trata.
Görüyorsunuz, isinize yaramayacak.
Y ya sabe que eso no ayuda.
Evet. üzgünüm ama görüyorsunuz ki...
Ya. Lo siento, pero había...
Görüyorsunuz ya?
¿ Comprende?
Bunu görüyorsunuz zaten.
Eso ya lo ve.
Görüyorsunuz ya.
¿ Sabe?
Şimdi kalın montlu ufak tefek biri olmanın yararını görüyorsunuz.
Ya veis las ventajas de tener un abrigo tan grande.
Görüyorsunuz ki, suç ödenmez. Hatta televizyonda bile.
Ya saben que el crimen no trae beneficios,... ni siquiera en televisión.
Şimdi, burada beynimin elektromanyetik dalgalarının bu göstergeyi yarıya kadar kaldırdığını görüyorsunuz.
Ahora, aquí ven... las ondas electromagnéticas de mi cerebro... que hacen que ese indicador suba hasta la mitad.
Görüyorsunuz.
Ya ves.
Görüyorsunuz.
Ya ves
Ne olduğunu görüyorsunuz arkadaşlar.
Ya veis lo que está sucediendo.
Ya da acaba bizi oyuncak olarak mı görüyorsunuz? Çünkü biz küçük bir halkız. Aptal bir halk.
¿ O considera que puede jugar con nosotros porque somos un pueblo de tontos insaciable, bárbaro y cruel?
İşte, beyler, görüyorsunuz.
Ya ven, señores.
Görüyorsunuz, benim gibi katiller her zaman gazeteleri takip ederler.
Ya sabe, los asesinos suelen leer los periódicos.
Görüyorsunuz ki, hala yaşıyoruz.
Ya lo veis, estamos vivos.
Kilit altında, görüyorsunuz.
Todo cerrado, ya lo ve.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]