Hash tradutor Espanhol
77 parallel translation
Hash House'a gidip kahve alalım.
Compremos el café en la fonda.
Hash takımı geldi.
El grupo Hash ya llegó.
"Sabret yeter, geliyor patatesler."
"Vuelvo en un flash con el hash."
- Hey, Hash nasıl gidiyor'?
- Hash, ¿ cómo estás?
Boyle Heights Satılan hash.
Se vende hash en Boyle Heights.
You gonna eat that hash brown?
¿ Vas a comer esa papa?
Çünkü ne olduğunu bile bilmiyorum.
Eso es así porque No sé qué es. es y los huevos de hash... y algunos... sorpresas. Bueno, es sólo...
- Hash, Randleman nerede?
- Hash, ¿ dónde está Randleman?
- Peki ya Hash Browns? *
- ¿ Y papas doradas?
- Hayır çünkü Hash Browns'lar da patates.
- No, son papas.
Kullanmadığım kalmadı ; valyum, LSD, kola, eroin, methadon, afyon, rohipnol kristal metan, morfin, meskalin, amfetamin, C ve D vitaminleri haşhaş, ot, esrar, marihuana.
Le doy al Valium, LSD, coca, heroína, metadona, opio, rohypnol crystal meth, morfina, mescalina, anfetamina, vitamina C y D hachis, marihuana, hash-oil, skunk.
Vampirler.
Este es el hash de los vampiros.
Ta-kah-ash-i-a-ko.
Ta... ka... hash... i... a... ko...
hash brown yaptığına göre biz iyi mi olacağız demektir?
¿ Vamos a estar bien porque preparaste el desayuno?
- Esrar istiyorlar.
- Quieren hash.
Bana Hash Brown * derlerdi
Solían llamarme Cebollas Salteadas.
Biri bana yan baksın da, bende onun yüzünü Hash Brown gibi yapayim diye.. Camden sokaklarinda serseriler gibi dolaşırdım.
Solía vagar por las calles de Camden esperando que alguien me mirara mal para poder moler su cara hasta que pareciesen cebollas salteadas.
Ama bize bunları yapacak olan Hash Brown, ve o şu anda ölü durumda, yanılıyormuyum?
Pero ése era Cebollas Salteadas, y está muerto, ¿ verdad?
Çünkü biliyorsun Hash Brown.. karını çalan adama ne yapar biliyorsun.
Porque sabes lo que Cebollas Salteadas le haría a un hombre que robó su mujer.
Tamam, tanrım benim gene Hash Brown olmamı istiyorsun, bu yüzden ona yardım etmiyorsun.
De acuerdo, Señor, supongo que quieres que sea Cebollas Salteadas por eso no me estás ayudando.
İyi o zaman, tekrar Hash Brown olmamı istiyormusun?
¡ Está bien! ¿ Quieres que sea Cebollas Salteadas?
Hash Brown olacağım!
¡ Seré Cebollas Salteadas!
Hash Brown haline tekrar dönmüştü, tamam ve dönen şey sadece şiddeti değildi
Se había convertido en Cebollas Salteadas, de eso seguro. Y no sólo la violencia.
Hash Brown geri döndü!
¡ Cebollas Salteadas está de regreso!
Peki esrar kullanan birilerini tanımıyor musun?
Así que no conozco a nadie que fuma hash?
Takma dişlerin olmadan konuşabiliyor musun sen?
¿ No deberías estar robándote la última lata de Who Hash?
Arama ve el koymalarıma sorun çıkarıyordu ben de belki patates kızartması onu yumuşatabilir diye düşünmüştüm.
Ha estado matándome en mi búsqueda y convulsiones, así que pensé que unos "hash browns" le ablandarían.
Orada saat 9 gibi olursan - - Haşhaş Fas'tan, iyi maldır.
Si usted puede estar allí a nueve horas... El hash es un asunto de Marruecos, muy bueno.
Bir Denver omlet tereyagli tost ile Ve Ekstra kıtır mücver
unos huevos a la Denver con tostadas cubiertas de mantequilla y hash browns, extra crujiente.
Biraz patates, doğranmış elma ve taze zucchini ile tavada kızartılmış levrek yapacağız... Çok hafif ve çok basit.
Así que vamos a hacer ahora un pargo a la parrilla con patatas y manzanas hash y algunos zucchini frescos... muy ligero, muy sencillo.
- Haşhaşlı kurabiye?
- ¿ Galleta de hash?
O bir hash!
Oh, es un "hash".
- Şşşhh!
- ¡ Hash!
Haşhaş, esrar...
Hash, marihuana...
İçinde uyuşturucu vardı.
Había hash en él.
Uyuşturucu dağıtımına başlamıştık.
Empezamos distribuyendo hash.
Uyuşturucu olmadan ne yapacağız?
¿ Qué vamos a hacer sin el hash?
Hash?
¿ Hachís?
Kokuya bakılırsa artık esrar barının içinde değiliz.
Puedo oler que no estamos más en el bar de hash.
Hash.
¿ Uvas?
- LM-Hash kırma konusunda iyi misin?
- ¿ Hubo suerte para descifrar LM-Has?
Bu sistem, # işaretiyle oyun sırasında kendini geliştirebiliyor...
El sistema se puede mejorar a sí mismo durante el juego. En la función hash.
Hadi ama Hash?
Vamos, Hash.
- Bak, Hashi.
- Mira, Hash.
Kızları değiştirdiler, Hashi. Ve de gerdanlıkları.
Cambiaron las chicas, Hash, y los collares.
- Hashi?
- ¿ Hash?
- Haş sanıyorum.
No parece hash.
Hash.
Hash.
— Selam, Şef.
Hoy he hecho spaghetti extraño con papas espeluznantes a la francesa O hash brown embrujado una galleta espeluznante, leche monstruosa...... y una servilleta aterradora. ¿ Todo listo para una comida de Halloween?
Kullanmak mı?
El hash.
- Siktir Hash!
- Mierda, Hash.