Hissettim tradutor Espanhol
10,038 parallel translation
Sevgini hissettim, önemli olan da bu.
Sentí tu amor. Y eso es lo que importa.
Söylemeden edemedim, kendimi yalancı gibi hissettim.
No pude ocultárselo. Me sentía como un mentiroso.
İkinci aşamaya otomatik olarak ayak uydurduğumu hissettim.
Sentí a mi número dos armonizar automáticamente.
Tanrım, bana akan elektriği hissettim.
Dios, sentí esta corriente de electricidad por mi cuerpo.
- Dokundugumda hayattaymis gibi hissettim.
Cuando lo toqué, sentí como... - Vida.
Ve bugün seni mahkemede gördüğümde, Aynı şeyleri hissettim.
Y cuando te vi en el estrado hoy... sentí lo que sentiste.
- - ne suda bir şey var gibi hissettim aman tanrım!
Sentí algo en el agua. ¡ Dios mío! ¡ Creo que algo me mordió!
çünkü çok lezzetlisin bebeğim lezizsin orada bir şey hissettim ne?
Es porque eres tan sabrosa, bebé. ¡ Deliciosa! Sentí algo allí. ¿ Qué?
Kendimi tam bir ahmak gibi hissettim.
Me sentí tan estúpida.
Evet, ama bir şey hissettim.
No, pero he sentido algo más.
Kötü hissettim ya.
Me sentí mal.
Onunla oturdum arabaya, o garip enerjiyi hissettim.
Me senté dentro con él notando la extraña energía que desprendía.
Rüya gördüm gibi hissettim.
Me parecía que lo había soñado.
Her zaman bir şeyler kaçırıyormuşum gibi hissettim.
Y siempre he sentido que me perdía algo.
Birileri ben ortada yokken gelip bu hediyeyi bırakmış gibi hissettim hep.
Siempre sentí que eran regalos que alguien me había traído cuando yo no estaba.
Cal-o-metric'teki birkaç yıldan sonra yeni bir meydan okumaya ihtiyacım olduğunu hissettim.
Bueno, después de unos años en Cal-o-metric, sentí que necesitaba un... nuevo reto.
İhtiyaçları yüzünden dikkatinin dağıldığını hissettim.
Sentí que estaba tan distraído por su necesidad.
Biraz önce sen bana kızarken de öyle hissettim.
Incluso tuve un cierto sentimiento cuando se enfadó conmigo antes.
Baskı hissettim bak şimdi.
Bueno, esa es mucha responsabilidad.
Yalnızca... bunu hissettim.
Sólo... lo sentí.
Yalnızca... bunu hissettim.
Solo... lo sentí.
Sanırım az önce bir tekme hissettim.
No lastimarías a una embarazada,
Bu güzel bir kelime, ama ben, bunun biraz aşırıya kaçtığını hissettim.
Es una buena palabra, pero siento que puede ser usada en exceso.
Kendimi boşaltılmış hissettim.
Sentí que me vaciaba.
- Aç hissettim. Ben olmadan kimse girmesin.
Nadie entra sin mí.
Bana menajerlik yapmak için emniyetteki polislik görevinden ayrıldı ve hayatımda ilk kez, tek başıma olmadığımı hissettim.
Dejó su carrera policial, aunque ya era sargento, para representarme. Por primera vez, supe lo que era no andar avanzando a los tropezones.
Bu, benim yapmayı seçtiğim bir şey ve bunu yapmak için bir zorunluluk hissettim.
Es algo que yo he elegido hacer y que me he sentido obligada a hacer.
Çenemize vurdu ve ben dizkapağımda hissettim.
y él nos golpeó justo en el mentón y yo caí sobre mi rodilla.
Biri ileri yürüyünce, diğeri bekliyordu, bacağım çıkıyormuş gibi hissettim.
Así que cuando uno estaba caminando hacia delante, el otro estaba esperando, así que mi pierna sentía como que se retiraba.
Yani bu hastane yatağında olunca, "As I Lay Dying" in başkarakteri gibi hissettim.
Quiero decir, estando en la cama del hospital, me... Me sentía como el protagonista de "Mientras Agonizo"
Hissettim.
Lo sentí.
Asla sonu olmayacağını hissettim.
La sensación de cierre no llegaría nunca.
Ben... Aramızda birşey var gibi hissettim, bilirsin işte?
Yo... sentí que teníamos algo, ¿ sabes?
Bağlandığımızı hissettim.
Sentí... Nuestra conexión.
İlk kez, yaşamak için bir sebebim var gibi hissettim.
Por primera vez, sentí que tengo una razón por la que estar aquí.
Onun için kötü hissettim kendimi.
Me siento mal por ella, de veras.
Merdivenlerin en üst basamağına çıktığımızda dizlerimin üzerine çöktüm ve şöyle dedim Hillary, seninle tanıştığım zaman hayatımın sonunda bütünleştiğini hissettim.
En lo alto de las escaleras, me arrodillé y dije... " Hillary, cuando te conocí, sentí que mi vida florecía completamente.
Geçen sefer evinizdeyken bir şey hissettim ve bunu yaptı.
Cuando estuve en su casa la última vez... sentí algo e hizo esto.
Sen onca yıl ortadan kaybolunca hakarete uğramış gibi hissettim.
Cuando desapareciste hace tantos años, me sentí algo ofendido.
- Ay çok iyi hissettim şimdi. Sanki daha önce duymadım bunları.
Oh, ahora me siento mucho mejor, porque eso no lo había oído nunca.
Kendimi en çok sen iyileşmeye başladığında yalnız hissettim.
Cuando estuviste mejor, ahí es cuando me sentí más solo.
Bunu gözlerim ve burnumla hissettim.
Y lo sentí en los ojos y en la nariz.
Kirli hissettim.
Me sentí sucia.
Şeytan Winston gibi hissettim.
Me sentí como Winston el Malo.
Aileden biriymişim gibi hissettim.
Me hiciste sentir como parte de la familia.
Her tümseği kemiklerimin içinde hissettim.
Cada bache resonaba en mis huesos.
İsa'yı yüz yüze görmediysem de her adımda varlığını hissettim.
Aunque no vi a Jesús cara a cara, sentí su presencia todo el tiempo.
Sesini duydum ve sarılışını hissettim.
Oí su voz y sentí su abrazo.
Uzun zamandır bir saatten fazla yataktan kalkmamıştım, direncimi gözümde fazla büyütmüşüm ve birden inanılmaz bir yorgunluk hissettim.
No había estado fuera de la cama por más de una hora, me confié demasiado en mi resistencia y... pronto me sentí increíblemente cansado.
Kendimi kötü hissettim.
Me sentí mal.
Hissettim bunu.
Lo sé.