Ihtiyacım olan tradutor Espanhol
8,976 parallel translation
Evet. Şu an ihtiyacım olan son şey.
Es lo último que necesito ahora.
Tek ihtiyacım olan eski bir dostumun ufak bir yardımı.
Todo lo que necesito es un poco de ayuda de un viejo amigo.
Tek ihtiyacım olan sen, bir parça huzur Lachlan'ın yüzükleri taşıması ve bir buket inciçiçeği.
Todo lo que necesito eres tú, un juez de paz, Lachlan para que lleve los anillos, y espráis de lilas del valle.
Onu alaşağı etmek için ihtiyacım olan türde bir adam değilsin.
Nunca podrías ser el tipo de hombre que necesito para eliminarla.
Şu anda en son ihtiyacım olan şey bu.
Es lo último que puedo tener encima ahora mismo.
Belki de bu kriterler uygun olan başkaları da vardır ama Afrika'da şahit olduklarınızı düşününce tam olarak ihtiyacım olan insan sizsiniz..
Tal vez hay otros que cumplen estos criterios, pero teniendo en cuenta que fue testigo en África, usted es exactamente a la que necesito.
Beceri setiniz tam olarak ihtiyacım olan şey.
Tus habilidades es exactamente lo que necesito.
Bu aslında... tam ihtiyacım olan şeydi.
De hecho es... es exactamente lo que necesito.
Öyleyim, ve sadece casusun, tekrar içeri girmek için ihtiyacım olan şey olabileceğinden hayattasın.
Y lo soy, y solo estáis vivos porque vuestro espionaje podría ser lo que necesito para volver a entrar.
Tek ihtiyacım olan bir Omec dronu.
Todo lo que necesito es un dron Omec.
Bazen bir şeyler denediğimde ihtiyacım olan ponponları alamadım ve kirli çorapları sallayarak kendimi teselli ettim.
O a veces cuando intentaba hacer algo, no tenía lo que se necesitaba, en lugar de pom-poms, tenía que alentar agitando un par de medias sucias.
Ya tabi tabi, tek ihtiyacım olan başka bir kadının daha paramı yemesiydi zaten!
Ah sí, eso es todo lo que necesito ¡ Otra mujer gastando mi dinero!
Tek ihtiyacım olan bu.
Todo lo que necesito es esto.
Benim tek ihtiyacım olan da bu.
Y todo lo que necesito es esto.
Zamanla netleşecek ama şimdilik sen tam ihtiyacım olan şeysin.
Con el tiempo, se aclarará. Pero por ahora eres exactamente lo que necesito.
- Sanırım ihtiyacım olan şey burada.
Lo que necesito está aquí abajo.
Sende ihtiyacım olan bir şey var.
Tienes algo que necesito.
Çok ihtiyacım olan bir tatile çıkmak istiyorum iki kişilik pina colada, tek başına içilenden daha heyecan vericidir.
Estoy pensando en tomarme unas merecidas vacaciones, y... Piñas coladas para dos suena mucho más emocionante que piñas coladas para uno.
Tribune'i kurtarmak için ihtiyacım olan tek şey bu.
Es exactamente lo que necesitaba para salvar al Tribuno.
Tek ihtiyacım olan Ford'un ondan birkaç dakikalığına uzaklaşmasıydı.
Necesitaba que Ford se fuera sólo por un minuto.
Yani ihtiyacımız olan güvenlik anahtarı sizde mi?
¿ Entonces ya tienen la tarjeta de seguridad que necesito?
İhtiyacımız olan şey de buradaymış.
¡ Es todo lo que necesitamos!
İhtiyacım olan herşeye sahibim.
Tengo todo lo que necesito.
İhtiyacımız olan onun ilgileneceği bişeyler.
Lo que necesitamos es alguien con quien se sienta identificada.
İhtiyacımız olan tek şey bu.
Imagínese que ya estamos en abril.
Yakında ihtiyacımız olan tüm gama gücüne kavuşacağız.
Pronto tendremos todo la energía gama que necesitemos.
İhtiyacımız olan salgının ulaşmadığı ve bakterinin uyumsal aktivasyonuna yetecek sadelikte bir ortam.
Seguramente haya algo mejor. Lo que necesitamos es un ambiente que no haya sido afectado por la pandemia y sin embargo sea lo bastante severo para promover la adaptación en las bacterias.
Bakın, dışarıda hâlâ yardımımıza ihtiyacı olan insanlar var.
De acuerdo, mira, hay mucha gente por ahí. Ahora que todavía necesitan nuestra ayuda.
Tek ihtiyacımız olan bir güç kaynağı.
Todo lo que necesitamos ahora es una fuente de poder.
- Elimizde bir yığın olan ancak insanların ihtiyaç duyduğunda hiç olmayan kapları mı diyorsun?
¡ Dios mío! ¿ De las que hay un montón pero por alguna razón no hay cuando la gente las necesita?
Bayan Klein, son birkaç yıl içinde kazandığı davalarıyla birlikte hala aktif olan dava dosyalarının listesine ihtiyacımız olacak. - Tabii ki.
Señorita Klein, necesito una lista de todos sus casos activos, además de cualquiera al que le haya ganado un juicio durante los últimos años.
Bu Emniyet'ten o çok ihtiyacımız olan iyi niyeti de kazanmamızı sağlayacak.
No nos vendría mal a ambos ganar puntos en la central.
Acının yerini öfke alır ve Hans'la ilgili asıl ihtiyacımız olan güzel anıların yerine geçer.
La ira desplaza la pena... y los recuerdos brillantes que tenemos de Hans y que tanto necesitamos.
Avcılar. Tam da ihtiyacımız olan şey.
Bien, cazadores.
Hayır, yok. İhtiyacım olan şey, bu cinayeti Paul Jenks'e bağlamak.
No, lo que necesito es conectar esta muerte con Paul Jenks.
Şu an zaten kilisedesin. İhtiyacım olan herşeyi öğrendiğimi düşünüyorum.
Creo que es todo lo que necesito.
İhtiyacım olan herşey minibüsümün arkasında hemen indirin.
Lo necesito todo descargado de mi furgoneta.
169. ve Grand'deki eski tiyatro bize ihtiyacımız olan gizliliği verir.
El antiguo teatro entre la 169 y Grand debería darnos la intimidad que necesitamos.
O dava açana kadar muhtemelen ihtiyacımız olan şeyi buluruz.
Para cuando lo escuchen, probablemente tendremos lo que necesitamos.
İhtiyacım olanı alacağım.
Tomaré lo que necesito.
Yardımıma ihtiyacı olan korkmuş bir çocuk gördüm.
Vi a una niña asustada que necesitaba mi ayuda.
İhtiyacımız olan cevaplar Melanie Cross'ta var.
La persona que tiene esas respuestas es Melanie Cross.
Malesef ama ihtiyacımız olanı aldık, Joe'yu.
- Sí, pero conseguimos a Joe.
Kendimi yakınlığa adadığım zaman, suçluluğum utancım ve affına olan ihtiyacım sona erdi ne yapıyorsun?
Al entregarme a la Familia, mi culpa y la necesidad de perdón desaparecieron... - ¿ Qué haces?
Tek ihtiyacımız olan Christine Price'ın DNA örneği.
Todo lo que necesitamos es una muestra del ADN de Christine Price.
İhtiyacım olan her şey burada.
Aquí tengo todo lo que necesito.
Ama şu anda onun, Jimmy ile bağlantısı olduğuna dair somut bir şeyimiz yok. İhtiyacımız olan şey de bu.
Pero ahora mismo no tenemos nada tangible que la relacione con Jimmy, que es lo que necesitamos.
İhtiyacım olan cevaba çok yaklaşmıştım.
Estaba tan cerca de conseguir las respuestas que necesitaba.
Tamam, Başkomiserim, Wuntch bu davayı çözmek için ihtiyacımız olan her şeyi alabileceğimizi söyledi.
Está bien, mire, capitán, Wuntch dijo que podríamos tener todo lo que necesitáramos para resolver este caso.
- Sanırım ihtiyacımız olanı aldık.
Creo que tenemos lo que necesitamos.
İhtiyacımız olan şey biraz yardım.
Solo necesitamos un poco de ayuda.