Inanması güç tradutor Espanhol
311 parallel translation
Yoksa inanması güç sanrılar mı?
... ¿ Una increíble sugestión?
Onların adamı John Hudson, inanması güç, değil mi?
John Hudson, su hombre clave. Es difícil de creer, ¿ no?
Bunu inanması güç bulacaksın, fakat bir zamanlar ben de senin gibiydim.
Lo encontrarás difícil de creer pero yo era como tú, hace mucho tiempo.
Belki bana inanmıyorsundur ama inanması güç olan bazı şeyler gerçek olabilir.
Quizá no me creas, pero muchas cosas increíbles son ciertas.
Şu anda ailemim kalan son üyesi olmam, inanması güç bir şey.
Es duro creer que ahora soy el último sobreviviente de mi familia.
Biliyorum inanması güç ama, bir ara borsada çalışmıştım. Çalıştığım komisyonculardan birisi bana şöyle demişti : IQ'um 20'ye geldiğinde satış işi yapabilirmişim.
Es difícil de creer, pero yo trabajaba en la bolsa hasta que un corredor... me dijo que cuando mi coeficiente intelectual llegara a 20, debería vender.
O hastaların böyle birşey yapabileceklerine inanması güç.
Es difícil de creer que esos pacientes hicieran algo así.
İnanmıyorsanız inanması güç ancak bir kez inandınız mı gerisi kolaydır.
Es difícil de creer a menos que creas, pero cuando lo crees, entonces es fácil.
- Buna inanması güç.
- Resulta difícil de creer.
Hayır, beni dinleyin. Biliyorum inanması güç ama onu hayatta tutan bu kuyu. Onu 600 yıldır hayatta tutan bu kuyu.
No, escúcheme, sé que es difícil de creer pero el pozo es lo que lo mantiene vivo.
Bence inanması güç.
Me cuesta creerlo.
Hâlâ inanması güç bir heyecan veriyor.
Aún se siente una emoción ridícula.
Buna inanması güç.
Sabes, me cuesta creerlo.
Ben bütün gün ağladım. İnanması güç.
Yo he estado llorando todo el día.
İnanması çok güç.
No puedo creerlo.
İnanması güç, değil mi?
Cuesta creerlo, ¿ verdad?
İnanması güç.
Cuesta creerlo.
İnanması çok güç.
Es difícil de creer.
İnanması güç.
Nunca lo hubiera pensado.
İnanması güç!
Una cara bonita.
İnanması güç ama... onun gibi eğitimli bir hanım Quint gibi biriyle... artık her neyse.
Cambió. Cuesta trabajo creerlo siendo ella una joven educada, y siendo Quint... Bueno...
İnanması daha da güç olan bir şey var :
Hay algo todavía más difícil de creer :
İnanması güç.
No puedo creerlo.
İnanması güç... Bn. Stewart, bakalım siz de benim gibi mi düşünüyorsunuz?
Me cuesta creer...
- İnanması güç.
- A mí me cuesta creerlo.
İnanması güç.
Es difícil de creer.
- Bu inanması epey güç, Mr. Prince.
- Parece difícil de creer, Sr. Prince.
İnanması güç.
Está en pleno crecimiento.
Şey, başlangıç olarak, inanması çok güç ama, ben nasıl süreceğimi bilmiyorum.
Bueno, para empezar, se que es difícil de creer, pero no se manejar.
Aslında gerçekten de inanması biraz güç.
Bien, francamente, es un poco difícil de creer.
- İnanması güç değil mi?
- Difícil de creer, ¿ Cierto?
İnanması çok güç, ama böcekler... biyolojik savaş ya da nötron bombası dışında dünyada hiçbir şeyin... yapamayacağı bir şeyi başardı... bir füze üssünü etkisiz hale getirdi.
Es difícil creer que insectos lograron lo que logra sólo una guerra bacteriológica o una bomba : Neutralizar una base de cohetes.
İnanması çok güç.
Difícil de creer.
Meryem Ana aşkına! İnanması güç.
Madonna, eso es difícil de creer.
İnanması güç bir şey mi?
¿ Es difícil de creer?
İyi de, inanması çok güç.
Cuesta creerlo, pero...
İnanması güç.
Difícil de creer.
İnanması çok güç.
Eso es muy difícil de creer.
İnanması güç, adamın biri New York Albany'den bütün yolu sadece stüdyoyu görmek için gelsin, sonra da hemen uçakla eve geri dönsün.
Dificil de creer que un hombre vuele desde Albany, New York solo para ver el estudio, y a continuación volar directo a casa.
- Bence buna inanması çok güç.
Aunque esto es difícil de creer.
Buna inanması çok güç, ama bana bir tüfek bile verilmedi.
Es increíble. Ni siquiera me dieron un rifle.
İnanması çok güç... Ama... niye?
Increíble, pero, ¿ por qué?
Tüm bu olanlara inanması benim için pek güç...
Todo esto es muy difícil de creer para mí.
İnanması güç bir şey mi?
¿ Es tan difícil de creer?
İnanması çok güç.
Era demasiado horrible para creerlo.
İnanması güç, değil mi?
¿ Difícil de concebir, no?
İnanması güç ama getirene yüklü miktarda ödül vereceğim.
Ofrezco una generosa recompensa por su regreso a salvo. Gracias.
Böyle bir şeye inanması çok güç!
Es imposible de creer tal cosa!
İnanması güç. Ama eskiden oldukça yaygındı.
Es difícil de creer pero eso solía ser bastante común.
- İnanması ne kadar güç.
Difícil de creer.
İnanması güç.
- Eso es difícil de creer.
güçlü 186
gücü 20
güçlü ol 74
güçlüsün 33
güçlüyüm 17
güçsüz 22
güçlü olmalısın 28
güçlü joxer 23
gücenmek yok 18
güç mü 18
gücü 20
güçlü ol 74
güçlüsün 33
güçlüyüm 17
güçsüz 22
güçlü olmalısın 28
güçlü joxer 23
gücenmek yok 18
güç mü 18
güç kaybediyoruz 26
inanmıyorum 653
inanmıyorsun 30
inanmam 64
inanmayacaksın 31
inanma 22
inanmalısın 26
inanmıyor musun 67
inanması zor 44
inanmıyor musunuz 18
inanmıyorum 653
inanmıyorsun 30
inanmam 64
inanmayacaksın 31
inanma 22
inanmalısın 26
inanmıyor musun 67
inanması zor 44
inanmıyor musunuz 18