Izleyeceğim tradutor Espanhol
1,307 parallel translation
Ve onları izleyeceğim.
Y los vigilaré.
Ama sadece hatırlayın, Bay Jung yol boyunca sizinle olacağım ve sizi izleyeceğim.
pero recuerde, Sr. Jung, estaré esperándolo... y estaré vigilando.
- Bir sonraki dövüşünü izleyeceğim.
- Iré a ver su próxima pelea.
ve bende "Savaşçılar" ı izleyeceğim.
y yo veré "The Warriors".
Krallığa döndüğümüzde, onların O'na yaptıkları için asılmalarını izleyeceğim.
Volveré a Kingston... y veré cómo les cuelgan por lo que le hicieron.
Tamam! Tamam! Yani ölene kadar insanları gömmeni izleyeceğim öyle mi?
Tengo que ver a la gente sufrir el resto de mi vida?
Suyu kürklü iribaşlarla dolduracak doğurgan dişilerden harem kuracağım ve antik çağlardan kalma bir hayat dansı olarak en güçlülerinin en zayıfları yemesini izleyeceğim.
Iniciar un harén de hembras fértiles merodeador con quiénes voy a llenar el agua de renacuajos peludos y ver como el más fuerte de nuestros jóvenes devora a los débiles en la antigua danza de la vida.
Uyumalısın, bende burada oturup seni izleyeceğim.
Vas a dormir, y me voy a sentar aqui a vigilarte.
- Mahkemeyi izleyeceğim.
Tengo que cubrir la audiencia.
- Cennette oturup, benim güzel kızımı izleyeceğim.
- Voy a sentarme en el cielo, a ver brillar a mi chica.
Uyumalısın, bende burada oturup seni izleyeceğim.
Dormirás mientras yo me siento aquí a vigilarte.
- Mahkemeyi izleyeceğim.
Cubriré la audiencia.
- Sadece izleyeceğim.
- Solo voy a mirar.
Selam! Spor programını burada izleyeceğim.
Oigan, estoy mirando "SportsCenter".
Onu tribünlerden izleyeceğim Lois çünkü elektrik süpürgemizi tamir eden herif gibi Kara Şövalye de adi.
¡ Voy a mirar desde la tribuna porque el Caballero Negro es un imbécil! Como el que nos arregló la aspiradora.
Tüm hayatımı da alsa, yavaş ve acı ölümünü izleyeceğim.
Aunque tarde toda la vida, me aseguraré que ella sufra una muerte lenta y dolorosa.
Sizi buradan izleyeceğim.
Te observaré desde aquí
- Seni izleyeceğim.
- Mirarte a ti.
Maçı izleyeceğim herhalde.
Quizá vea el partido.
Senin ölümünü izleyeceğim, diğer sahte tanrıların ölümlerini izlediğim gibi. Sokar, Set..... Hator.. ... Heru-ur, Kronos.
Te veré morir como a otros falsos dioses que también lo intentaron Sokar, Seth Hathor Heru-ur, Cronus.
Dizimi izleyeceğim.
Quiero ver mis historias.
Evet, evet seninle basketbol maçı izleyeceğim.
Sí, sí, veré el partido de básquet contigo.
Tamam, ben şimdi, şuradaki karanlık odaya gidip şu üzgün İrlandalı adamlarla biraz tv izleyeceğim.
Bueno, voy a ir a ese pequeño cuarto oscuro de alla a ver algo de TV con un tipo Irlandes muy triste
- Ben de bunu söylüyorum. - Bunun için nakit para ödememi istiyorlar. Ödeyemezsem oğlumu eve götürüp ölmesini izleyeceğim.
Dicen que pague en efectivo o me lleve a mi hijo a casa y lo vea morir.
Defalarca geri gelsem bile yine de bin bir şekilde ölmesini izleyeceğim.
Podría regresar mil veces. La vería morir de mil modos diferentes.
- Seni izleyeceğim. -
- Vigilaré tus agujas.
Bütün çekimi izleyeceğim.
Estaré observando siempre.
Düşüşünü zevkle izleyeceğim.
Disfrutaré verte caer.
Senin kültür ve bilgi düzeyin artacak bense bir grup magandanın birbirlerinin kafasına vurmasını izleyeceğim. Hoşça kal.
Porque tú ganas cultura y refinamiento, y yo una manada de animales rompiéndose la cabeza entre sí.
Şuraya geçip düşüp, kıçını kırmanı izleyeceğim küçük sürtük.
Me quedaré aquí, yo solo viendo como te caes y te rompes el culo. Perra de mierda.
Yok canım. Sadece izleyeceğim.
Sólo la quiero ver.
Hayır, buraya kendin geldin... ve ben seni hep izleyeceğim.
"No, has venido sola..." "y yo siempre te seguiré."
Saat sabah 5 : 40 ve 1 dakika sonra... güneşin doğuşunu izleyeceğim.
Son las 5'40 a. m. Dentró de un minuto veré salir el sol.
Sen, Rambaldi'nin solüsyonunun sahtesiyle Sark'la pazarlık ederken ben seni güvenli bir mesafeden izleyeceğim.
Yo te cubriré mientras negocias con Sark la solución falsa de Rambaldi.
Merak etme, seni sürekli izleyeceğim.
Tranquilo, te estaré escuchando.
Delphi systemi izleyeceğim.
Vigilaré el sistema Delphi.
Tamam, bunu izleyeceğim.
Oye, voy a verla...
- Henüz kimse kusmadı. Şuraya oturup biraz izleyeceğim.
OK, voy a ir a sentarme y voy a mirar un rato,
Bence öğle tatillerinde yapıyor. Onu izleyeceğim.
Creo que lo hace en el almuerzo.
Ben bir paket bisküvi alıp The Simpsons'ı izleyeceğim.
Voy a por un bollo y a ver The Simpsons.
Ben arabayla onu izleyeceğim.
Los seguiré en el auto.
Ben televizyon izleyeceğim.
Voy a ver el canal financiero.
Ben izleyeceğim.
Yo vigilaré.
Üzerinde kocaman kırmızı bir "W" bulunan dar bir kazak alacak ve ben de nasıl giydiğini izleyeceğim.
Con un grande y rojo "W" en él, y voy a ver a usarla.
- Ben Spaulding'i izleyeceğim.
- Yo vigilaré a Spaulding.
Şimdi ben bütün gün ne içip ne izleyeceğim?
¿ Ahora qué voy a mirar y a beber todo el día?
Ben ön tarafı izleyeceğim, götünü koruyalım yeter.
Cúbrele el trasero, vamos.
Eve dönüp ölmesini mi izleyeceğim?
¿ Acaso debo volver a casa para verlo morir?
- Ben de televizyonunuzu izleyeceğim.
Y yo estaré mirando su televisión.
İzleyeceğim bir yol yokmuş gibi hissediyorum, anladın mı?
He estado sintiéndome como... que no tengo dirección, ¿ sabes?
İzleyeceğim.
Observando.