Kararımı verdim tradutor Espanhol
2,509 parallel translation
Ben kararımı verdim.
Decidí.
Ve kararımı verdim.
He tomado mi decisión.
Umurumda değil artık. Kararımı verdim.
Ya no me importa. ¡ Estoy harta!
Kararımı verdim.
Está decidido.
- Kararımı verdim.
- Lo haré.
Kararımı verdim sanırım.
Creo que sé lo que quiero hacer.
Ben kararımı verdim.
La decisión está tomada
Ama kararımı verdim.
Pero ya tomé mi decisión.
Hayır. Kararımı verdim bile.
No, ya he tomado una decisión.
Kalıp kalmama konusunda kararımı verdim.
Ya tomé mi decisión sobre si quedarme o irme.
Britta, ben yetişkin bir kadınım ve kararımı verdim.
Britta, soy una mujer grande y tomé una decisión.
Kararımı verdim. Yolcuyum.
Está decidido, voy a ir.
Pekala, kararımı verdim. Sonraki bir saat boyunca o küçük parmaklarınızı sallamanız yerine o parmakları faydalı bir iş için kullandıracağız.
Bien, he decidido que en vez de dejarlos una hora con los brazos cruzados vamos a hacer algo útil.
Sizi de yarı yolda bırakmak istemem ama ben kararımı verdim.
Y no quise interrumpir, pero aclaré la mente.
Kararımı verdim anne.
He tomado mi decisión.
Kesin kararımı verdim. Fikrimi değiştirmeyeceğim.
Lo he pensado bien y no cambiaré de opinión.
Kararımı verdim.
He cambiado de opinión.
Kararımı verdim, onlara göstereceğim.
- Ya está. Está decidido, voy a dar un gran golpe.
- Ben kararımı verdim.
- Ya he tomado una decisión.
- Kararımı verdim.
- He tomado una decisión.
Kararımı verdim, ve artık orada çalışmıyorum.
Ya tomé mi decisión, y ya no trabajo allí.
Sabahtan beri düşünüyorum ve nihayet kararımı verdim.
Llevo pensando en ello desde esta mañana,..
Winch Şirketini satmaya karar verdim. Elde edilecek bütün gelir Nerio Winch Yardım Fonu'na katkı olarak kullanılacak.
He decido vender el Grupo, todas las ganancias de la venta será totalmente invertida en la fundación Nerio Winch.
Ama üzernde fazla durmadım. Onunla gelmeye karar verdim.
No esperé mucho y seguí a Leonor.
Ben, weiyangshang olarak, karar verdim tekrar asla resim yapmayacağım
Yo, Wei Yangshang, he decidido que nunca pintaré otra vez.
Nihayet eve döndüğümde, o hâlâ dükkanındaydı. Böylece kafamı toparlamak için koşuya çıktım ve onun için tümüyle romantik bir akşam yemeği hazırlamaya karar verdim.
Cuando llego a casa, sigue en su tienda salgo a correr para aclarar mi mente y decido prepararle una cena romántica.
15 yaşımdayken beni sevmediğine karar verdim çünkü şu an olduğu gibi o zaman da gözlerime makyaj yapardım.
A los 15 años, decidí que él ya no me amaba. Porque me pintaba los ojos como hoy.
Ve ben kararımı verdim..
Pasa una semana, y nada.
Arkamdan iş çevirip, beni kandırmaya çalıştığını görünce partiyi buraya taşımaya karar verdim ve seni kandırdım.
- ¡ Gané! Te vi andar a escondidas intentando engañarme, así que cuando lo descubrí mudé la fiesta para aquí, y te engañé.
Glee kulübünde bir şarkı söylemeye karar verdim ve senin tavsiyene ihtiyacım var.
He decidido que voy a cantar una canción en el club Glee, y necesito tu consejo.
Sam ile ilgili ne yapacağıma karar vermek için zamana ihtiyacım var demiştim ve verdim.
Te dije que necesitaba tiempo para decidir qué haría con Sam, y lo hice.
Bu sabah uyandım ve güneşi içime çekmeye karar verdim.
Ésta mañana desperté y decidí tragarme el sol.
Sayılarla uğraşan birine ihtiyacım olduğuna karar verdim.
He decidido que necesito un tío de números en mi vida.
- Hayır, sanırım karar verdim.
No, creo que ya me decidí.
Bir şekilde yüzeye çıkmayı başardım. Bota tırmandım ve onu, orada bırakmaya karar verdim.
De alguna forma logré llegar a la superficie,... me subí al bote y pensé dejarlo allí.
Annemle aramazı yumuşatmaya karar verdim ; böylece 18. doğum günü partisinin planlanmasına yardım edebileceğim.
Acordé una distensión con mi mamá así podría ayudar a planear la fiesta del cumpleaños 18 de Eric.
Böyle daldığım için kusura bakma ama Blair'in partisine gitmeye karar verdim.
Hola, siento molestarte, pero estoy pensando en ir a la fiesta de Blair después de todo.
Arayacaktım, ama sehpanın sallandığını gördüm ve tamir etmeye karar verdim.
Iba a hacerlo, pero noté que tu mesita estaba coja, así que decidí arreglarla.
Biliyor musun bu sene NYU İşletme Bölümündeki son yılım. Fark ettim ki bütün güzel fırsatlar Çin topraklarında bu yüzden Şangay'a yerleşmeye karar verdim.
Es mi último año en la Escuela de Negocios de la Universidad de Nueva York... y de pronto comprendí que todas las oportunidades están aquí en China.
Sanırım onları sıkıntıdan yazmıştım ama sonuncusunu göndermeye karar verdim.
Creo que las escribía para salir del aburrimiento, pero la última estaba decicido a enviarla.
Şu dolapta mı yaşıyorsun? Ezra gözcü olduğundan söz etti, ben de gelip yanında durmaya karar verdim.
¿ Estás viviendo en esa taquilla? Ezra mencionó que estaba en el turno de supervisores,
Tek bildiğim, patronunun onu çölün ortasına götürüp tüm ailesini öldürmekle tehdit ettiği. Ben de tehdide kulak asmaya karar verdim. Sonuçta aileden sayılırım.
Todo lo que sé es que cuando me dijo que tu jefe se lo llevó al desierto y amenazó con asesinar a toda su familia, es algo de lo que tomo nota porque, bueno, después de todo, ¿ que soy, si no de la familia?
Kendim için biraz daha iyisini yapmaya karar verdim ve böylece öğretmenliğe başladım.
Y decidí que quería algo mejor para mí, entonces volví a la escuela, volví a estudiar.
Ben kralım ve bir karar verdim.
Soy el Rey y he tomado una decisión.
Zamanım azalıyordu işi kendim yapmaya karar verdim.
Me estaba quedando sin tiempo, Decidí hacer el trabajo yo mismo.
Kapıyı çaldım ama sen TV'nin sesini duyamayacak kadar çok açmıştın, ben de içeri girmeye karar verdim.
Llamé a la puerta, pero la tele estaba demasiado alta así que decidí entrar.
Kendim olmam konusunda söylediklerini düşündüm de haklısın pazartesi okulda şarkımı söylemeye karar verdim. Öyle mi?
Estaba pensando sobre lo que dijiste de ser yo mismo y he decidido que voy a cantar mi canción en el colegio el lunes. ¿ Si?
Biliyorum. Özel bir insandan güzel tavsiyeler aldım ve ufaktan başlamaya karar verdim.
Recibí algunos buenos consejos... de una persona especial y decidí empezar con algo más pequeño.
Sonuçta kimsenin kararımı benden alamayacağına karar verdim.
Y he llegado a la conclusión que no hay nadie que pueda decidir las cosas por mi, nadie.
Sana yardım etmeye karar verdim.
Así que, he decidido ayudarte.
Herkesin içtiği kaseye koymayı planlıyordum ama o zamana kadar yeterince üretemedik. Bu yüzden meskalini Randolph Littlefair'ın içkisine koymaya karar verdim. - Littlefair mı?
Planeé ponerla toda en la ponchera, pero no pude producir la suficiente a tiempo, así que puse la mescalina en la bebida de Randolph Littlefair.
verdim 70
karar 43
karar ver 40
karar senin 85
karar verildi 59
karar verdiniz mi 21
karar verdin mi 17
karar verdim 47
karar sizin 30
karar veremiyorum 28
karar 43
karar ver 40
karar senin 85
karar verildi 59
karar verdiniz mi 21
karar verdin mi 17
karar verdim 47
karar sizin 30
karar veremiyorum 28