English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Karına

Karına tradutor Espanhol

13,947 parallel translation
Karına ölüm tehdidi, karına ölüm tehdidi, bir tehdit daha. Bed Bath Beyond'dan da bir sürü indirim kuponu.
Amenaza de muerte para esposa, amenaza de muerte para esposa, otra amenaza, y muchos dineros de descuento en Bed Bath Beyond.
Her zamanki gibi, bir krize neden oldun ve bunu kendi çıkarına dönüştürdün.
Como siempre, encontraste una manera de explotar una crisis y volverla para tu propio beneficio.
Karına da selamlarımı ilet, olur mu?
Y saluda a tu esposa de mi parte, ¿ quieres?
Karına yakın dur.
Quédate cerca de tu esposa.
Hepimizin çıkarına bir karar alacaksak önce bir güven ortamı yaratmamız gerekecek.
Creemos que para poder llegar... a un acuerdo que sea beneficioso para ambas partes debemos crear... un marco de confianza mutua.
- Karına selam söyle.
Saluda a tu mujer de mi parte.
- Bir dakikalığına bunun keyfini çıkar.
- ¿ Qué? - Adelante, tómate un minuto.
- Yine ofisten başka bir yere gidersem ücret dört katına çıkar.
Si viajo de nuevo a una ubicación exterior... mis honorarios se cuadriplican.
Ailen bunca zaman onun ormanda başıboş dolaşmasına izin verince ben de o sürtüğün artık bir önemi kalmadığını düşünmüştüm. Sana avcılarının karıma ne yaptığını sordu.
Cuando tu familia la dejó merodear por esos bosques todos esos meses, supuse que la vagabunda era persona non grata, juego justo.
Karının yanına git, Miles.
- Vete a casa con su esposa, Miles.
Böyle bir işe karıştığına inanamıyorum
No puedo creer que estarían involucrados en algo como eso.
Niklaus, lütfen korkunç arkadaşına bunu anlat çünkü sırf yakışıklı olması onun içini dışına çıkarıp geriye kalan parçalarını bir direğe asmayacağım anlamına gelmiyor.
Niklaus, informe a su amigo espeluznante que sólo porque él es guapo no quiere decir que no lo voy a dar vuelta de adentro hacia afuera y colgar lo que queda de un poste.
- Layla araba kazasına karışmıştı değil mi?
Layla tuvo un accidente de coche, ¿ verdad?
"Garajına git, zihnini daha genç bir klonuna aktar". " Sonra da git gençlerin arasına karış.
Ve al garaje, transfiere tu mente a un clon más joven de ti mismo y enrédate en unas cuantas bromas juveniles, ¿ dónde está el puto gran problema? "
Belki de karımın, sevdiğim karımın, gezegenin en çok savaş yıkımına uğramış ve hastalıkların kol gezdiği köşelerinde çekici, yakışıklı, bekar bir milyarderle altı aylık bir tura çıkmasını istemiyorum.
Tal vez no quiero que mi esposa, a quien amo, vaya a un espeluznante viaje de seis meses al sitio más devastado por la guerra y las enfermedades del planeta con un multimillonario soltero y encantador.
Kitabını karımın yazmak zorunda olmasına şaşmamalı.
¡ Con razón mi esposa tuvo que escribir tu libro!
Arabayı yol kenarına çektiğin gün karımla nereye gittiğini biliyordun ama. Biz evlenmeden bir hafta önce hani.
Porque, seguramente, sabías adónde ibas con mi mujer aquella vez que paraste al costado de la ruta una semana antes de nuestra boda.
İnsanlar kendisiyle ilgisi olmamasına rağmen haberlere çıkıp bir şeyler söylediği için karımı öldürmek istiyor.
Hay gente que quiere matar a mi esposa por lo que dice en la televisión sobre algo con lo que no tiene nada que ver.
Onu Day-Lewis'in dul karısına söyle.
Explícaselo a la viuda de Day-Lewis. ¡ Estará devastada!
"Vahşet ortalıkta kol gezip, aileler parçalanırken, Amerika sırtına yaslanıp..." "... özgürlüğünün keyfini çıkarıyor. "
América se sienta y saborea su libertad, mientras se cometen atrocidades, y... se destruyen familias.
Gördüğün bu şerefsizlerin her biri karılarını aldatıyor ortaklarına kazık atıyor ve Milli Gelirler İdaresi'ni kandırıyor.
Cada uno de estos imbéciles están engañando a su esposa, estafan a sus accionistas, y le mienten al IRS.
- Karımın bahçe kulübünü kaçırmasına dayanamam.
Sí. No puedo permitir que mi mujer se pierda el club de jardinería.
Böyle bir konuşmanın ucu Rus Yurtdışı İstihbaratı'na çıkar.
Una conversación como esta podría conducir hasta el SVR.
Bu yanına kar mı kalacak?
¿ Se va a salir con la suya?
- Karısı ve üç çocuğu var Tanrı aşkına.
- Él tenía una esposa y tres hijos, por el amor de Dios.
Bir süreliğine aralarına karışmanı sağlamıştır eminim.
Imagino que te ayudo a mezclarte entre las personas por un tiempo.
Karısına ve çocuğuna dönsün diye hayatımı feda ederdim.
Hubiera sacrificado mi vida para tenerle de vuelta con su mujer y su hijo.
Andy, karısının ve çocuğunun sekiz yıl boyunca öldüğünü onun sanmasına izin verdi, Oliver.
Andy dejó que su hijo y su mujer creyeran que estaba muerto durante ocho años, Oliver.
En iyi arkadaşımın karısına âşık olduğumu cümle âlem biliyor.
Todos saben que estoy enamorado de la esposa de mi mejor amigo.
Bu, karısına çaktığım herif.
Este es el tipo cuya esposa me estoy jodiendo.
En iyi arkadaşımın karısına âşık olduğumu cümle âlem biliyor.
¿ Qué hay que discutir? Todos saben que estoy enamorado de la esposa de mi mejor amigo.
Demek istediğim, Eğer Antonov yaptıysa, bunu eski karısına duyduğu nefret yüzünden değil, onun çalışmasına duyduğu hayranlıktan yapmış olabilir.
Lo que quiero decir es que si Antonov lo hizo, puede que no fuera porque acabara odiando a su exmujer, sino porque aún amaba su trabajo.
Bir şey derdim ama... Tabi bu, eski karının bilgisayarını izlediğimi itiraf etmek anlamına gelmeseydi.
Debí haber hecho algo... si no significara admitir que estabas acosando a tu ex.
Oraya vardığımızda, Happy sen, biz Cabe'le servis yolundan boru patlayınca açılacak morgun dış erişim kapısına giderken Hidrojen Peroksidi mayayla karıştıracaksın.
Cuando lleguemos ahí, Happy, mezclas el peróxido de hidrógeno con la levadura mientras Cabe y yo haremos el camino del servicio a la puerta de acceso exterior de la morgue, la cual se abrirá cuando la tubería explote.
Gerçi karım et suyu dışında herhângi bir şeyin anılmasına dahi izin vermeyecektir.
Sin embargo mi esposa no permitirá que sea llamado... nada más que caldo.
Karın hamile olmasına rağmen Alfred tarafından rehine olarak mı verildin?
Tu esposa está embarazada de tu hijo... y aun así, ¿ Alfred te entrega como rehén?
- Evet. Umarım karımın ve çocuğumun yanına dönebilirim.
Espero volver con mi esposa e hijo.
Hadi şu serseri Briton itlerinin ödlerini boklarına karıştıralım. Bakalım mideleri kaldıracak mı?
Caguemos de miedo a estos británicos bastardos... veamos si tienen el estómago para esto.
Onu Çeçenistan'dan çıkarıp evine götürmek için adamlarınızın yardımına ihtiyacım var.
Quiero que su gente me ayude a sacarla de Chechenia para que pueda llevarla a casa.
Genellikle kış aylarında bir haftalığına tatile çıkarız sonra haziranın ilk haftası...
Generalmente planeamos una semana en invierno... y luego la primera semana de junio...
Aslına bakarsanız, hiç kavgaya karışmadım.
En realidad nunca he peleado.
Devlet, kadınlara nasıl giyineceklerini söylememeli ya da hayatlarına karışmamalı.
El estado no debe decirle a las mujeres cómo vestirse ni interferir en sus vidas.
Karın ameliyatına girmesi gerekiyor.
Necesita una laparotomía exploratoria.
CIA ise Ulusal Güvenlikten sorumlu bu da Amerika'nın içinde bize karışamazlar anlamına geliyor.
La CIA, internacional, lo que significa que no pueden operar dentro de los Estados Unidos.
Tom Crenshaw karısını öldürmekten tutuklanınca kimsenin aklına Alberta'daki küçük kız gelmedi.
Pues que cuando Tom Crenshaw fue acusado de asesinar a su mujer, nadie se fijó en la muerte de una niña en Alberta.
DNA örneğini alırız, eşleştiririz ve adaletin karşısına çıkar.
Tenemos la muestra de ADN, si coincide... enfrentará a la justicia.
Gözdağı vermekten hoşlanmam ama eski karılarına tekrar kavuşman için elimden geleni yapacağım.
Mire, no me gusta amenazar... pero voy a hacer todo lo que pueda... para que vuelva a ver a esas exmujeres.
Şu anneler sana salatalarına sos katıp karıştırmışsın gibi bakıyorlar.
Esas mamás están buscando a ti Como tú pones aderezo su ensalada y mezclado en.
Adam bir depo alıp karısına söylemez mi?
El tipo compra un trastero y no se lo dice a su esposa?
Çok fazla kişiye yalan söylemişti... karısına bile... kimse ona inanmazdı.
Oh, ha mentido tantas veces a tanta gente... incluso a su propia mujer... sabía que nadie le creería.
Ailesinin baş belası olduğunu biliyorum. Ama şu aşamada işimize karışmalarına izin verirsek inan bana, asla durmazlar.
Sé que su familia es un dolor en el culo, pero si nos la dejó en la puerta en este punto, confía en mí, no van a parar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]