Kaçtılar tradutor Espanhol
1,144 parallel translation
Kaçtılar. Ona çarpıp kaçtılar. Bir araba ona çarpıp kaçtı.
lo golpeó y huyeron.
Kaçtılar.
Escaparon.
O ve delikanlı yaklaşık bir ay önce, bir eyalet akıl hastanesinden kaçtılar.
El y el muchacho escaparon de un hospital mental estatal hará un mes atrás.
Kaçtılar.
- Escaparon.
Nasıl kaçtılar?
Pues, ¿ cómo demonios escaparon?
Doğu Zu'nun sarı ordusu... son yenilgiden sonra kaçtılar
Las tropas amarillas de Zu del Este huyeron después de su última derrota.
Sizin yüzünüzden elimden kaçtılar!
¡ Escaparon por tu culpa!
Fletcher'la Zelig binanın yan kapısından... kaçtılar.
En medio de la confusión Fletcher y Zelig escaparon del edificio por una puerta lateral.
Hepsi kaçtılar!
¡ Se han ido!
Neden kaçtılar?
¿ Porque han escapado?
Sherlock Holmes'un tüm çabasına rağmen... Blessington'ı öldüren üç katil polisi atlatıp, Portekiz'e giden bir gemiye binerek ülke dışına kaçtılar.
A pesar de los esfuerzos de Sherlock Holmes los tres asesinos de Blessington escaparon de la policía y salieron del país a bordo de un barco con destino a Portugal.
Benim Noel Baba'lar kaçtılar.
Parece que mis Santas escaparon.
Hepsi kaçtılar!
¡ Los trabajadores! ¡ Todos huyeron!
- Kaçtılar.
- Ya huyeron ambos.
Sonra da Vladislav'la birlikte tabanları yağlayıp kaçtılar.
Y tuvo que retirarse. Luego Napoleón.
Kaçtılar işte!
¡ Se fueron!
O yüzden, Navarre ve lsabeau, Aquila'dan kaçtılar.
Entonces Navarre y Isabeau huyeron de Aquila.
Mükemmel sonsuzluk ışık tarafından bozulduğunda... büyük bir feryat duyuldu... ve bütün kardeşler kaosa kaçtılar.
Cuando éste vacío perfecto fue envenenado por la luz... se escuchó un gran grito... y toda la hermandad se escapó en terror.
Neden kaçtılar ki?
¿ Por qué tuvieron que correr?
- Yaka paça kaçtılar.
- Bien dicho, nene!
Buradan çoktan kaçtılar bile.
Ellos ya se fueron de aquí.
O koça ateşli Rus ajanı tepeme bindi onlarda arka kapıdan kaçtılar.
Esa enorme y hermosa alarma rusa contra el fuego me hizo saltar los huesos y partieron la puerta tracera.
Kaçtılar!
Escaparon.
Bu sabah iki mahkum, kuzey kampından kaçtılar. Diğer 13 mahkum, hiç şüphesiz, o aptalca kaçma girişiminden feyz alıp kaçmaya çalıştılar.
Esta mañana dos prisioneros escaparon del campo norte... otros 13 prisioneros, sin duda inspirados en su ejemplo idiota... también intentaron escapar.
Yaklaşık 300 ün üzerinde mahkum sağ salim ormana kaçtılar.
Mas de 300 prisioneros lograron escapar al bosque.
- Kaçtılar.
- Se han escapado.
Tesadüfen soyguncularla karşılaştım... Onları durdurmaya çalıştım ama arabaya atlayıp kaçtılar.
Me topé con ellos de casualidad y traté de detenerlos, pero se subieron al auto y se fueron.
- Kaçtılar mı?
- ¿ Se han escapado?
Lanet mahalledeki serseriler. Beni yakaladılar, paramı aldılar, ve kaçtılar.
Ese maldito borracho, me quito la plata y salió corriendo.
Üçüzler evden kaçtılar.
Las trillizas huyeron.
Çobanlar olanları görünce kaçtılar, köylülere haber verdiler.
"Viendo los porqueros lo que había ocurrido, " huyeron, y lo contaron por la ciudad y por las aldeas.
- Kaçtılar.
- Han huido.
Korkup kaçtılar.
Ellos tuvieron miedo y escaparon.
Hep beraber Kolkhis'ten kaçtılar ve haydutlar gibi Korint'e geldiler.
Juntos huyeron desde Colchis y luego de peligroso viaje desembarcaron en Corinto como seres fuera de la ley
Tüm hayatlarında suçlu gibi kaçtılar.
Se han pasado la vida huyendo como criminales.
Ve kaçtılar.
Y se escaparon.
Vistula Bulvarı'na doğru kaçtılar.
Alguien lo ha visto en la calle Wislostrada.
Kaçtılar!
- ¡ Se escaparon!
Vahşi hayvanlar, ormanların dışına kaçtılar!
Animales salvajes saltando por los bosques.
Motor nihayet durduğunda diğer iki adam biri Alice in Wonderland'daki Kupa Kızı kılığında diğeri de muhtemelen Deli Şapkacı motordan atlayıp kaçtılar.
Cuando la lancha se detuvo, otros dos caballeros uno disfrazado de la Reina de Corazones de Alicia en el País de las Maravillas, y el otro, del Sombrerero saltaron del bote.
Vurup kaçtılar.
Ya han cumplido.
Nereye kaçtılar?
¿ Hacia dónde escaparon?
Belgeleri, mafyadaki bağlantılarına vermektense Carla Romero ve kocası, Robinson adıyla Atlantik'in karşı kıyısına kaçtılar. Belgeleri satıp parayı kendileri alacaklardı.
En lugar de pasar los documentos a sus jefes de la Mafia Carla Romero y su marido cruzaron el Atlántico bajo el apellido Robinson para vender los documentos en beneficio propio.
Bize sen ve adamlarının Fort Bragg'ten nasıl kaçtığınızı anlattılar.
Sabemos que Ud. y sus hombres escaparon del Fuerte Bragg.
Boğalarınızdan bazılarının, ineklerin ardından dağlara kaçtığını söyledi. Ve donmadan önce onları yakalamamız gerektiğini.
Me dijo que sus toros habían subido a las montañas persiguiendo vacas y que usted debía encontrarlos antes de que se congelaran.
Sanırım beni aptal sandılar. Ben de kaçtım.
Me consideraron estúpida, y me marché.
Evet, beni ağaca bağladılar ama kaçtım.
Sí, me ataron en un árbol, pero, logré huir.
Kaçtılar. Gri bir Dodge.
Se escaparon.
Sarsıntılar başladığında kaçtık.
Huimos cuando empezaron los temblores.
Şüphesiz bu şekilde kaçtılar.
Esta fue, sin duda, su forma de escapar.
Hoş bir kızsın, şu askeri ayakkabılarında olmasa. Adamın kaçtığına şaşmamalı.
Usted es una hermosa mujer excepto por esos zapatos del Ejército.