English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ K ] / Kestim

Kestim tradutor Espanhol

1,728 parallel translation
Tıraş olurken yüzümü kestim, kan yerine meni aktı.
Me corté afeitándome y me salió leche.
- Bunun olmasına fırsat vermeden hattı kestim.
No, no... - Yo corte antes de que pasara.
- Bir kadının görüşmesini kestim.
- Le corté a una mujer. - ¿ Qué?
Konuşma fena gitmiyordu ama hattı kestim.
La llamada iba bien. Pero corte.
Yanlışlıkla kestim.
Me corté.
Dedim ya, onunla boğuştum ve kolunu, dövmesini kestim.
Te la estoy diciendo, luché contra él. Le corté su brazo, su tatuaje, ¡ míralo!
Bir-iki hoparlör kablosunu kestim diye çıldırdı.
Yo desconecté un par de cables. Él enloqueció.
Yağmur başlıyordu ve ben içmeyi kestim ve yürümeye başladım
Comenzó a llover, entonces decidí dejarlo y caminar.
Ama senden ümidi kestim.
Pero te perdí de vista.
Artık erişemediğim o arkadaşım hakkında endişelenmeyi de kestim.
Está todo bien, doctor. Hasta dejé de preocuparme por aquel amigo. Aquél que desapareció.
İneği kestim, eti doğradım, ekmeği pişirdim ve kızarttım...
He matado la vaca. He procesado la carne. He hecho el pan.
- Açık deniz dalışında kestim.
Me corté en una inmersión submarina.
Açık deniz dalışında kestim.
Me corté en una inmersión submarina...
Ben hastanede olacağım. Pekâlâ, fıstık ezmesi ve reçel. Çapraz kestim.
Dentro, sandwich de mantequilla de cacahuete y gelatina, cortado en diagonal, no recto.
Hem çengelin ucunu da kestim.
Luego lo pasamos por la punta.
Bu sabah bir mektubu açarken elimi kestim.
Me corté esta mañana abriendo una carta.
Kestim.
Me corté.
- Bağlantıyı kestim.
- Pero rompí la conexión.
Evet, kestim.
No lo hago.
Bir kerede değil... elimi kestim, bir doz kullandıktan sonra tamamen iyileştim.
Y no sólo una vez. Me corté la mano y después de una inyección, estaba completamente curado.
Üçüncü bir hizmetkarın varlığını hissettiğim anda, savaşmayı kestim -
hemos dejado de luchar.
Dün gece gereksiz aletlerle oyalanırken bir yerimi mi kestim acaba.
Tal vez me corté anoche mientras trabajaba.
Kestim.
Los corte.
Yani, bir tanesini, çünkü bir tanesini kestim mi diğerini kesecek bir kolum olmaz.
Bueno, un brazo, porque una vez me haya cortado éste, no sería capaz de cortarme el otro.
Saçımı kestim.
Me corté el cabello.
Pamela, onun boğazını kestim. Sonra kafasını elektrikli bir bıçakla gövdesinden ayırdım. Altı ay formaldehit içinde muhafaza ettim.
Pamela, le corté la garganta y luego la decapité con un cuchillo eléctrico y la conservé en formaldehído, durante seis meses.
Hiçbir sey. Sadece kabloyu kestim.
Nada, corté el cable.
Sözünü balla kestim Wilhelmina, sen niye işine gitmiyorsun?
Lamento interrumpir, Wilhelmina. ¿ Te importaría moverte un poco?
Saç kestim, biraz boya yaptım.
¿ Cómo estuvo el trabajo? Oh, tú sabes, cortar algo de pelo, un poco de tintura.
Ah, o mu? Tıraş olurken elim kaydı ben de eşitlemeye çalıştım ama küçüldükçe küçüldü. Sonunda kötü kalpli bir derebeyine benzedim, o yüzden hepsini kestim.
Cuando me afeitaba me pasé, intenté igualarla pero se hizo más y más pequeña hasta parecer un malo de tebeo, así que la quité
Traş olurken kestim.
Me corté afeitándome.
Yardım etmeye çalıştım ama kabul etmedi. Ben de parasını kestim.
Quise ayudarla, pero ella se rehusó, así que dejé de darle dinero.
- Kendimi kestim.
Uh, me... me corte.
İşte o zaman içmeyi kestim.
Ahí fue cuando paré.
Onunla görüşmeyi üç yıl önce kestim.
Dejé de verla hace unos tres años.
İstediğini söyle, dinlemeyi kestim.
Puede decirlo cuanto quiera.
Çatıdan kayarken kolumu kestim.
Me corte deslizandome por el techo.
Onun için herşeyle ilişkimi kestim.
Dejé todo para venir aquí.
Bir şeyi yarıda mı kestim?
- Hola. - ¿ Interrumpo algo?
Kestim.
Se han terminado.
Fotoğrafını kestim.
Recorté su foto.
Verdiğin iyodu da kestim bu arada.
Aunque descolgué su lodo.
Doktor bey, sadece parmağımı kestim.
me corté el dedo.
Yalnızca parmağımı kestim, doktor!
doctor.
Vietnam'da adamın birinden kestim.
Cortesía de un carajo en Vietnam.
- Birşey yok, elimi kestim.
- Nada, me corté. - ¿ Sí?
- Mert, annemin yalniz kalma sendromunu atlatmasi için üniversite deneyimimi yarida kestim.
- Reduje mi experiencia universitaria para ahorrarle a mi mamá el trauma del síndrome del nido vacío, Mert.
Yaklaşık 90'ıncı saniyede hattı kestim. O kadar.
Después de 90 segundos... le corte.
Birkaç ay sonra aramayı kestim.
Desistí de intentar contactar con él después de un par de meses.
Mal kaybımı kestim.
Acorté mis pérdidas, hombre.
Ana sütunları kestim, bu yüzden buradan bir an önce çıksan iyi edersin. Hayatını bağışIıyorum.
He cortado todos los pilares, así que sera mejor que salgas de aquí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]