Kısa keseceğim tradutor Espanhol
295 parallel translation
- Kısa keseceğim.
- Seré breve.
Söylerim, kısa keseceğim.
De acuerdo, pero seré breve.
O halde kısa keseceğim.
Me apresuraré entonces.
Kısa keseceğim.
En dos palabras :
Kısa keseceğim beyler.
Seré breve, muchachos.
Ben kısa keseceğim, her zamanki gibi.
Seré breve, como es mi costumbre.
Düşüncenin canı kısa sözdedir madem, uzun sözlerse dış görünüşü, süsü püsüdür, kısa keseceğim ben de.
Por tanto, ya que la brevedad es el alma del ingenio y el tedio sus extremidades y adornos superficiales, seré breve.
Sana mümkün olduğunca az acı çektirmek için kısa keseceğim.
Para ahorrarle el dolor en lo posible... seré breve.
- Hadi Iütfen. - Teşekkürler, kısa keseceğim.
Si tienen la bondad, acabaré enseguida.
Yaşasın! Her yıl doğum günümde hem duygusal, hem de uzun bir konuşma yaparım ama bu yıl kısa keseceğim çünkü mutlu olacak daha çok şeyim var bu kez. Tamam.
Hurra!
"Kısa keseceğim çünkü iki dakika... sonra demir alıyoruz."
"Esta carta será breve... "... pues zarparemos en pocos minutos. "
Kısa keseceğim.
Acortare la historia.
Kısa keseceğim, Bay Bedeker.
Seré breve, Sr. Bedeker.
Kısa keseceğim Cummings. Sanırım satış departmanımızdan biraz daha fazlasını elde edebilirim.
El tema es, Cummings, que creo que usted puede dar mucho más de sí para la división de ventas.
Çok meşgulüm o yüzden kısa keseceğim.
Estoy bastante ocupada...
Kısa keseceğim.
Iré al grano.
Kısa keseceğim.
Seré breve.
Beni iyi dinleyin kısa keseceğim.
Escuchadme bien porque seré breve.
Bir şey söylemek istiyorum. Bu beyefendiye kadeh kaldırmak istiyorum. Kısa keseceğim, sadece bir kaç kelime.
Quiero decir algo... un brindis por este caballero...
Rusya Cephesi'nden daha yeni döndüm, bu yüzden kısa keseceğim.
Acabo de regresar del frente ruso, así que seré breve.
Bu arada para eriyor. Moralim bozuk bir şekilde dışarı çıkıyorum Neyse kısa keseceğim zira hepsini dinlemek istemezsin.
Me voy fuera, deprimido, te lo cuento rápido... porque sé que no quieres oírlo.
Kısa keseceğim, herşeyi kaybettik.
¡ Muchachos, lo hemos perdido todo!
Ziyaretimi kısa keseceğim.
Me quedaré menos tiempo.
Beyler, kısa keseceğim.
Lo que tengo que decirles necesita pocas palabras.
Ve kısa keseceğim...
Seré breve, cariño.
Oğlunun çok konuştuğunu düşünüyorsun. Merak etme. Kısa keseceğim.
Piensas que tu hijo está hablando mucho, no te preocupes, seré breve.
" Sevgili Sarah, bu yazması zor bir mektup, o yüzden kısa keseceğim.
Querida Sarah, Esta es una difícil carta para escribir, por eso la haré corta.
- Peki, o halde, kısa keseceğim.
Bond, muy bien, entonces, seré breve con Ud.
Bunu olabildiğince kısa keseceğim.
Haré que dure muy poco.
- Bak, meşgul bir adam olduğunu biliyorum. Bu yüzden kısa keseceğim.
Yo se que es un hombre ocupado, pero seré breve.
Bütün günümü sana bağırmakla geçirecek değilim, onun için kısa keseceğim.
No tengo todo el día para ladrarle, así que lo haré corto.
Pekala kısa keseceğim.
Muy bien. Seré breve.
Şüphe uyandırmak istemiyorum, o yüzden kısa keseceğim.
No quiero levantar sospechas ; seré breve.
Çok zamanım yok, bu yüzden kısa keseceğim.
No tengo todo el tiempo del mundo, esa es la razón por la que iré directo al grano.
Kısa keseceğim.
Iré rápido.
Kaydedicilerinizin aktif olduğunun farkındayım, o yüzden kısa keseceğim.
Sé que están grabando esta conversación, así que me apuraré.
Yapacak çok işimiz var, bu yüzden kısa keseceğim.
señores todos tenemos mucho que hacer hoy, así que seré lo más breve.
Madem ki zekanın ruhu kısa sözde yatar bende kısa keseceğim.
La brevedad es el alma del ingenio. Seré, pues, breve.
Ayrıca tuvalete de gitmem gerek, O yüzden kısa keseceğim.
También tengo que ir al cuarto de baño, Así es que haré esto rápido.
Çok iyi konuşamam, onun için kısa keseceğim : "Teşekkürler."
No soy bueno dando discursos, así que sólo diré "gracias".
Sanırım bugün kısa keseceğim.
Creo que es todo por hoy.
Kısa keseceğim. Sen gittiğinde yayınlayacağım.
Te prometo sacar la entrevista cuando estés lejos de Madrid.
İnan bana, Polly. Acı duyduğunu biliyorum, bu yüzden konuşmayı kısa keseceğim.
Me doy cuenta, Polly, de su dolor, Entonces voy a dejar de lado la conversación tonta.
Kısa keseceğim.
¡ Y reduciré la sentencia!
Kısa keseceğim.
Voy a ser breve.
Hayır, dostlarım, kısa keseceğim, beni mutsuz eden bir görevimi yapmalıyım.
Amigos, voy a ser breve, porque tengo una tarea desagradable.
Pekala, kısa keseceğim, tamam mı?
Seré muy breve.
Howard ve Luis. Tüm gün size yayında danışmanlık yapabilirim ama..... saatimizin sonuna geliyoruz o yüzden kısa keseceğim.
Howard, Lois, puedo aconsejarlos toda la tarde, pero se va acabar nuestra hora, así que seré breve.
- Evet. Gant'le beraber gidiyorlar, bu yüzden sözü kısa keseceğim.
Se va con Gant, de manera que tengo que ser rápido.
Senin yerine ben keseceğim, güzel ve kısa!
- ¡ No lo haga! - Te lo cortaré.
Bunu kısa keseceğim.
Seré breve.