Lindsay tradutor Espanhol
3,194 parallel translation
Lindsay'le çok samimiydik...
Lindsay y yo realmente lo hicimos... - Dos veces.
Bak, Lindsay benim çalıştırıcım.
Mira, Lindsay es mi entrenadora.
Lindsay'la idman yapmanın faydası.
Un beneficio del entrenamiento de Lindsay.
Lindsay ile 5KM alıştırması yapacağız.
Bueno, tengo mi práctica de 5 kilómetros con Lindsay.
Lindsay's zaten burada, sen de popondaki kazığı çıkartırsan çok hoş koşular yapacaksınız.
Lindsay ya está aquí y tan pronto como saques ese palo de tu trasero, irás por una excelente caminata.
Lindsay, şimdi sen çekeceksin.
Lindsay, debes retroceder ahora.
Yaptığım tek bir hata Lindsay'la olan arkadaşlığınızı bitirmemeli.
Un error de juicio - Mío - No debería destruir toda tu amistad con Lindsay, ¿ Cierto?
Seni ve Lindsay'i affediyorum, en sonunda ama Lindsay'le yaptığım şeyin farkında olman gerekiyor.
De acuerdo, te perdono a ti y a Lindsay, eventualmente, pero debes estar al tanto de lo que hago con Lindsay.
Senin de benim Lindsay'le yaptığım... şeyin farkında olman gerekiyor.
Y necesitas estar al tanto de lo que... hago con Li -
- Ama Lindsay beni yemeğe davet etti.
- Pero Lindsay me invitó a cenar.
Lindsay, otursana.
Hey, Lindsay, siéntate.
Lindsay, Archford Akademi'nin Internet sitesine gir.
Lindsay, ve a la página de la Academia Archford.
Tessa hayaller görmüyordu, Lindsay. İnsanların, düşüncelerini okuduğunu ya da televizyondan veya uzaylılardan mesajlar aldığını iddia etmiyordu.
Tessa no estaba alucinando, Lindsay, no pensaba que la gente escuchase sus pensamientos o que estaba recibiendo mensajes de la televisión o de alienígenas.
Lindsay, gazete haberlerini ve dergi sayfalarını topladığı o duvardaki dokümanlar yılın belirli bir zamanına mı ait?
¿ Lindsay, en la pared donde ella recopiló secciones de los periódicos y hojas de revistas... hay alguna época del año en particular?
Bunu kızlarım Emma ve Lindsay için kaydediyorum.
Estoy grabando esto para mis hijas, Emma y Lindsay.
Lindsay!
¡ Ha sido mordido!
Teşekkürler, Lindsay.
Gracias Lindsay.
Lindsay, burada adamın 3 ay önce hapiste öldüğü yazıyor.
Lindsay, esto dice que murió en prisión hace tres meses.
Danny ve Lindsay şu anda oraya gidiyorlar.
Danny y Lindsay van de camino.
Bunu kızlarım Emma ve Lindsay için kaydediyorum.
"Estoy grabando esto para mis hijas, Emma y Lindsay"
Bu Lindsey'yle sizsiniz.
Sois tú y Lindsay.
- Lindsay.
- Lindsay.
- Lindsay!
- ¡ Lindsay!
Lindsay!
¡ Lindsay!
Şart değil. Yani, sadece kaygan Pete yada Lindsay...
Quiero decir, si él solo pudiese conseguir a Pete el resbaladizo o a Lindsay Lo...
Lindsay, Wally Sharp ile tanış, yeni danışmanın.
Lindsay, te presento a Wally Sharp, tu nuevo tutor.
Lindsay?
¿ Lindsay? ¡ Oiga!
Lindsay ihtiyacımdan daha fazla bana ihtiyacı var.
Lindsay me necesita más de lo que yo necesito esto.
Lindsay, ilacı yazan Doktor Robert Miller hakkında bir şey bulabildin mi?
Lindsay, ¿ hay algo del doctor que escribió la receta... Robert Miller?
Ama sende Lindsay Lohan'ın burun delikleri * kadar otokontrol yok!
Pero tienes el auto control..
Cameron Lindsay Matheus Alex Emily Samuel bu hafta iyi iş çıkardınız.
y lo más importante, una buena concordancia con Glee. - La mala noticia es, como ya sabéis, que tenemos que elegir a tres de vosotros para actuar esta noche en la actuación de última oportunidad. Cameron
Hayatımı delik deşik et Lindsay, hiç durma.
- Arruíname la vida, Lindsay, adelante.
Ne?
- No creo que Lindsay sea muy agradable
Lindsay'in iyi biri olduğunu düşünmüyorum.
Honestamente, creo que es bastante mezquina.
Diğer bir haber, Lindsay Lohan ayık ve mutlu kalmaya devam ediyor.
En otras noticias Lindsay Lohan sostiene que aún es sobria y feliz.
Dün üç saat boyunca bizimle konuştu. Akşam yemeklerinde ne pişirdiğimden, iş saatlerimin nasıl olduğuna... Lindsay'nin neden sabıkası olduğuna kadar her şeyi sordu.
Quiero decir que nos enstrevistó ayer durante tres horas, preguntándome, ya sabes, ¿ qué hago para cenar, cuáles son mis horarios de trabajo, y, lo siento, cómo es que Lindsay acabó en un informe policial?
Lindsay'nin telefonu.
Es el teléfono de Lindsay.
Yanlış oynuyorsun bunu.
Lindsay, te lo estás montando mal.
Kızımı dışarı çıkarmana neden izin vereyim ki?
¿ Por que debería dejarte salir con mi hija, Lindsay?
Lindsay'oğlanlar için hazır mı bilmiyorum. Ya da belki ikimiz de oğlanlarla çıktığımız için garip geliyordur.
Es que... no sé si Lindsay está preparada, ya sabes, para los chicos. O tal vez es sólo raro porque se está preparando para salir, y yo también.
Özür dilerim. Ben David Carlson, Ellen'in babası. Lindsay'yle biyoloji alıyorlar.
Disculpe, soy David Carlson, el padre de Ellen, va a biología con Lindsay.
Lindsay'nin annesi lise üçteki çocukla çıkmasına izin veriyor.
" La madre de Linday la deja salir con chicos mayores.
Lindsay'nin annesi dudak küpesi olan çocukla çıkmasına izin veriyor.
La madre de Lindsay le deja salir con un chico con piercing en el labio.
Lindsay bunu bıraktı.
Lindsay se dejó esto.
- Ray Jay, Lindsay'yi korudu.
- Ray Jay encubrió a Lindsay.
Lindsay?
¿ Lindsay?
Lindsay'yi eve getirdiğin için teşekkürler.
Gracias, Margo, por traer a Lindsay a casa.
Lindsay yazdı onu.
La escribió Lindsay.
Winter'lara gidiyorum. Lindsay...
Voy a Winter's. Lindsay....
Hayır, çok ciddiyim.
De las fosas nasales de Lindsay Lohan.
Bu Lindsay Lohan'ın sorunu ne?
¿ Qué ocurre con Lindsay Lohan?