Muffin tradutor Espanhol
337 parallel translation
Yoksa muffin mi?
¿ Donde me dejo tentar?
Muffin?
¿ Muffin?
Muffin.
Muffin.
Muffin gelebilir.
Quizá Muffin aparece.
Oh, Muffin!
¡ Oh, Muffin!
Oh, Muffin.
Oh, Muffin.
Gel, Muffin.
Ven aquí, Muffin.
- Kek.
- Muffin.
Kek'in nesi var?
¿ Qué tiene de malo Muffin?
Bana kek demelerinin sebebi, erkek kardeşimin kulaklarımı mayalayıp, suratımı pişirmeye çalışmış olmasından.
Estoy Muffin cos mis hermanos poner levadura en mis oídos y traté de hornear mi cara.
Muff-çocuğu, Muffster Moffo, Muffin İşi... 31.
Muffchild, Moffo, la Muffster, Muff'n'.
Muffin ister misin?
¿ Quieres un pastelillo?
Donna, sen bir muffin'sin.
Donna, tú eres un pastelillo.
Her muffin'in içine yedi tane yaban mersini koyduğumu bilin.
Sepan que puse siete moras negras enteras en cada pastelillo.
Hoşça kal muffin.
Adiós, pastelillo.
Hayır, sen muffin'sin.
No, tú eres el pastelillo.
Ben Muffin'im.
¡ Yo soy el pastelillo!
Ve damızlık bir kocan.
Además, tú tienes un "stud-muffin" de marido.
- Yağsız kek?
- muffin libre de grasa?
Hayır, seni İngiliz çöreği.
No, muffin inglés.
Muzlu muffin başları.
Cabezas de pastelillos de banana y nueces...
- Bu yüzden bunun gibi durumlar için, şey, bir muffin kullanıyorum.
Para situaciones como esa, bueno, uso un pastelito.
Muffin Man'i biliyor musun, Muffin Man, Muffin Man?
¿ Conoces al Hombre Bollo, al hombre Bollo, al Hombre Bollo?
Hey, sevgilisi kızamık olunca Muffin'i maskeli baloya kim götürmüştü?
¿ Con quién fue Muñeca al baile cuando su chico enfermó?
Merhaba kurabiyem. Bu baba olayı nasıl gidiyor?
Hola, muffin. ¿ Cómo llevas lo de tu padre?
Sen geç otur küçük anne, ben sana besleyici bir muffin getireyim.
- Siéntate, joven madre. Te traeré un nutritivo y delicioso panecillo.
- Bir muffin.
- Un panecillo.
Haşhaşlı poğaça ve kahve, lütfen. Sütsüz.
Quiero un muffin con semillas y un café, negro.
Kahve ve poğaça almak istiyorum.
Intentando conseguir un café y un muffin.
Haşhaşlı poğaça mı?
- ¿ Un muffin con semillas?
İsteyen varsa bir sürü muffin var.
Y hay una tonelada de panecillos, por si alguien quiere alguno.
Pekala Çörek. Sana bir kıyağım var.
Muffin, te traje un regalito.
İyi uyudun mu Çörek?
¿ Dormiste bien, Muffin?
Bak annene neler yapmışlar.
¡ Muffin, qué le han hecho a tu mamita!
- Çörek'ten bahseden yok.
No mencionan a Muffin.
Çok mantıklı. Çörek için 1 milyon ödemek yerine benim için ödeyecekler.
Es genial. ¡ En vez de rescatar a Muffin, me rescatan a mí!
Çörek bir köpek.
Muffin es un perro.
Çörek! Atıl Çörek!
¡ Muffin, atácalo!
- Haydi Karabaş. - Onun adı Çörek.
Se llama Muffin.
Her şey Çörek'in bokunu kaçırmamızla başladı desek sanki inanacaklar.
¿ Nos creerá que empezamos secuestrando la mierda de Muffin?
Dinle. Denizde ne tür muffin yenir?
Oye. ¿ Qué tipo de pasteles se sirven en el mar?
Bay Muffin konuşuyor.
Habla el Sr. Bollito.
Ve muzlu, cevizli muffin böyle yapılır.
y asi es como se hace el budín de banana.
Ayrıca kek satışımız için pasta ve muffin yapmasını öğrendik.
si, aprendimos como hacer tortas y budines para nuestra venta de recaudación.
- Neden söz ediyorsun? Pazartesi sabahı. Muffin, uyanır ve aynaya bakar. " Yüzümde sivilce çıkmış.
El lunes en la mañana, Fresita se mira en el espejo.
Yürürken başımı önüme eğeyim de, o yakışıklı futbolcu fark etmesin. " Sonra Muffin, kafeteryanın duvarına güm diye toslar.
"Miraré hacia abajo al caminar para que no lo vean los chicos guapos." Y Fresita se choca contra el muro de la cafetería.
- Muffin kim? - Bu yüzden her gençte olması gereken bir ürün çıkaralım diyorum. Bir ilk yardım çantası.
Por eso propongo que fabriquemos... algo que todo adolescente debería tener.
Sanırsın böyle ucuzundan daha faz--Dur bir dakika
Por 3.50 el muffin, uno espera...... un momento.
Bu yıl gösterimde olacak şey...
Truman? Me equivoqué de muffin. Si, lo quería de chocolate y me trajo uno de pasas.
Muffin mi?
¿ Muffin?
- Hayır Çörek'i.
No, Muffin.