Mı dedin tradutor Espanhol
3,554 parallel translation
Dur, "tek başına" mı dedin?
Espere, ¿ dijo solo?
Kurbağa mı dedin?
¿ Dijiste sapo?
- Bana mı dedin?
- ¿ Te refieres a mí?
-'Pa'mı dedin?
- ¿ Has dicho "pa"?
- Senaryoma sığ mı dedin?
¿ Acabas de llamar superficial a mi libreto?
* Hayır mı dedin yoksa *
# ¿ Dijiste que no #
Seni bulamadım, o yüzden ilk önce düşündüm ki... Hizmetkarların ayakkabılarının arasına dalayım mı dedin?
No era capaz de encontrarte, así que pensé, qué buena idea el... botar los zapatos de la servidumbre por ahí.
- Lan mı? Bana lan mı dedin sen?
- ¿ Me mandaste a la mierda a mí?
Lan mı dedin? Ha? Ha?
¿ Eso fue lo que dijiste?
- Bana yaşlı cadı mı dedin sen?
- Usted me llama una vieja bruja.
- Bana mı dedin?
- Usted me llama una vieja bruja.
- Telefonunu attın mı dedin?
- ¿ Me has tirado tú el teléfono?
Su tesisatı mı dedin?
Espera, ¿ una tubería?
Bana aptal mı dedin!
¡ Me llamaste idiota!
Anlamadım. Evet diyerek hayır mı dedin yani?
No entiendo, ¿ lo tachaste queriendo decir que no lo eres?
- Timsah mı dedin sen? - Evet.
Si.
Ev toplantısı mı dedin?
Dijiste "reunión de compañeros de casa".
Tanrım. "İki lokma" mı dedin?
Cielos. ¿ "Vitualla"?
- Sen... Pekala mı dedin?
- Eres... ¿ Dijiste "bueno"?
Bir ayı ve yavrular mı dedin?
Un oso con sus cachorros?
Yıkıl karşımdan mı dedin?
Fuera de la vista?
- "Tatlım" mı dedin sen bana?
¿ Me acabas de llamar cariño?
Bekle, bir az önce bana "kız arkadaşım" mı dedin?
Espera, ¿ acabas de llamarme tu novia?
- Ve sen tamam mı dedin?
¿ Y dijiste que sí?
Az önce koymadım dedin.
Dijiste que no lo habías puesto allí.
"Farklı mı?" dedin.
¿ Si es diferente?
- Anlamadım, ne dedin?
¿ El qué?
- Ne? Ne dedin duymadım.
- Qué, qué dijiste?
- Doğru dedin, şarkıyı daha önce duymamıştım.. - ♪ Evime uçuyorum
- Lo pienso de esta manera, nunca escuché...
On dolar mı dedin?
¡ Amigos, he encontrado diez dólares.
Çünkü senden yalnızca bir imza istedim. Sadece ailemizin hakkında bir film çekmek için değil aynı zamanda hayatımı düzene sokmak için. Ve sen bana cehenneme git dedin.
Porque te pedí una simple firma, no solo para poder hacer una película sobre la familia, si no para poder seguir adelante con mi vida, y me dijiste que me fuera al infierno.
Geçen gün notlarımı inceliyordum. Kapıda, senin evinde, bana bakmayı bıraktılar dedin.
Puerta de entrada de su casa.
Az önce açım dedin.
Pero dijiste que tenías hambre.
ve babamdan da çok hoşlanıyor, inanmak çok zor ama. Babana benimle ilgili neden sadece bir arkadaşım dedin?
¿ Por qué le dijiste a tu papá que solo soy tu amigo?
Sen bana takım elbiseli mi dedin? Senin için o takım elbiseyi verdim ben.
Entregué mi traje por ti, literalmente.
Karım deli mi dedin sen?
¢ Entonces mi esposa esté loca?
Tanrım. Adama ne dedin?
Diablos. ¿ Qué le dijiste?
- "Günahlarımı bağışla Rahip" dedin.
Dijo "perdóneme, padre".
Sen ne dedin bakayım?
¿ Qué dijiste?
-... ve görüşmüyor olsaydım bile- - - Pardon, birkaç hafta evvel mi dedin?
Perdona, ¿ has dicho hace un par de semanas?
- İşini iyi yap dedin ve ben de yaptım. - Ateş gibiydim.
Me dijiste que hiciera un buen trabajo, y lo he hecho.
- Bir kız mı dedin?
- ¿ Dijiste...?
Duyalım bakalım ne dedin, seni şişko it!
¡ Pues dilo, gordo de mierda! ¿ Qué dijiste?
Pardon tatlım, ne dedin?
Perdona, ¿ Qué fue eso, querida?
Dedin ama kimseyi tanımıyorsun diye...
Pero como no conoces a nadie aquí...
Dur tahmin edeyim, civardaydın ve uğrayayım dedin?
Déjame adivinar por casualidad estas en esta zona?
"Yardım" mı dedin sen?
¿ Dijiste "ayuda"?
Ama dedin ki... Tekrar bir hayatım olabilir dedin...
Pero dijiste... que podría recuperar mi vida...
Ben... şey dedin sandım...
Te pierdes de todo. Yo solo - Pensé que habías dicho que debo -
"Her şey yaparım" dedin.
Dijiste que harías cualquier cosa.
Her şey yaparım dedin.
Dijiste que harías cualquier cosa.