Ogrenci tradutor Espanhol
7,174 parallel translation
Söylediğin gibi belalı bir öğrenci olmadığını öğrendim.
Bueno, averigüé que no eres tan ruda como dices ser.
- Öğrenci iznimi yeni aldım.
Solo tengo el permiso de aprendiz.
Evet, mükemmel bir B ortalaması olan oldukça başarılı bir öğrenci. Hiçbir öğretmeninin onunla yatmak istememesini göz önüne alırsak tabii.
Sí, ella es una sólida estudiante de B y eso es todo un logro considerando que ningún profesor está dispuesto a acostarse con ella.
- Melanie orada öğrenci miymiş?
- ¿ Entonces estudia aquí?
# Kendine öğrenci diyor ama benim şüphelerim var. #
"Ella dice que es una estudiante, pero..." "Tengo mis dudas."
İki bitmemiş tez ve altı haneli öğrenci kredisi.
Dos tesis sin terminar, y seis dígitos por valor de préstamos estudiantiles.
Princeton'da tecavüze uğramış ama polisin bir şey yapması için yeterince delilleri olmayan öğrenciler için site açmış bir öğrenci var.
Hay una estudiante en Princeton que ha puesto en marcha una página web... para estudiantes que han sido violadas, pero que no tienen suficientes pruebas... para que la policía actúe.
Burası bir ev. Öğrenci yurdu değil!
¡ Esto es un hogar, no una casa de hermandad!
Bendeki öğrenci listesinde adı yok.
Él no está en mi lista de los estudiantes. Derecha.
Aslında burada olmamın nedeni, Bighorn Horizonları gezisindeki bir öğrenci.
En realidad, estoy aquí porque yo, uh, me acaba de traer en uno de los alumnos del viaje Bighorn Horizons.
Tam karşıda, öğrenci birliği binasını göreceksiniz.
Hacia adelante, veréis el centro de estudiantes.
Bir kaç öğrenci dönem boyunca yüzüme bakamadılar.
Un par de estudiantes no me miraron en todo el semestre.
- Beni Columbia'da öğrenci zannediyor.
Cree que soy estudiante universitario en Columbia.
- Öğrenci misiniz?
- ¿ Son estudiantes?
Buraya geziye gelen öğrenci çok olur.
Tenemos muchos viajes de estudios.
Öğrenci birliği kurmak ister misin?
¿ Quieres formar una unión universitaria?
İhtisas yaptıracağım birini arıyorum. İyi bir öğrenci duyarsan haberim olsun.
Por cierto, aún busco a un médico, si conoces a alguien bueno.
Öğrenci işlerine gidip hangi sınıfta olduğumu öğrenmem lazım.
Tengo que ir a la oficina y ver en qué clase estoy.
Uzun zaman önce, ben de senin gibi açmazdaydim, çok begendigim bir delikanlinin, bir ögrenci dostumun, bir sinif arkadasimin davasini sunacaktim, ya da sessiz kalip, bir cadi zanlisinin serbest kalmasina müsaade edecektim.
Sabes, tiempo atrás, me enfrenté al mismo dilema que tú. Era declarar un caso contra un compañero de estudios, un compañero de clase, un joven que... me agradaba, o seguir en silencio y permitir que un acusado de brujería quedara libre.
Her sene benimle çalışması için 4 öğrenci seçerim.
Cada año escojo a cuatro estudiantes para que trabajen para mí.
Zirvedeki öğrenci bunu alır.
El mejor de todos gana esto.
Sizinle notlarını paylaşan sessiz kız aşık olduğunuz tatlı çocuk ya da derste çok konuşan hırslı öğrenci. Ve kendinize şunu sorun :
A la chica silenciosa con quien intercambian notas, el chico guapo que os tiene embelesadas, el metralleta que siempre habla mucho en clase, y pregúntense,
Bu rapor merhumenin kendi öğrenci birliğinin su tankında bulunmasından bir hafta sonra açıklandı.
Esto se produce la semana después de que fuese hallada muerta en un tanque de agua de su fraternidad, Kappa Kappa Theta.
- Mm. - Çocuk gelişimi mezuniyeti... UCLA'da öğrenci derecesi ve bir sürü tecrübesi var.
- Título en desarrollo infantil, graduada por la UCLA, toneladas de experiencia.
Bunu cidden yapacağım çünkü tanıdığım Linda Altman sadece kız öğrenci yurdundaki son bekar ben kalayım diye evleniyordur.
Lo voy a hacer, porque conociendo a Linda Altman, se va a casar solo para que yo sea la última soltera que quede de nuestra hermandad.
En iyi öğrenci bunu alır.
El estudiante que quede primero recibirá esto.
Philadelphia Üniversitesi'nde öğrenci olan 21 yaşındaki Bayan Stangard, hafta başındaki kardeşlik partisinden ayrıldıktan sonra bir daha görülmedi.
La Srta. Stangard, una estudiante de 21 años de la Universidad de Filadelfia, no ha sido vista desde que sus amigos la vieron irse de una fiesta en una fraternidad a comienzos de esta semana.
Polis, Middleton Kampüsü'nde, öğrenci birliğinin evinde bir kadın cesedi bulduğunu doğruladı.
La policía confirma que el cuerpo de una mujer fue hallado en la casa Kappa Kappa Theta en el campus de Middleton.
Yıldız öğrenci Stangard'ın yurttaki arkadaşları tarafından kayıp olduğu rapor edilmesinden sadece günler geçti.
Fue hace solo unos días que Stangard, la estudiante estrella fue reportada como desaparecida por una de sus amigas en la fraternidad.
Her sene benimle çalışması için dört öğrenci seçerim.
Cada año elijo a cuatro alumnos para que vengan a trabajar para mí.
Cuma günü öğrenci birliğimde bir parti vardı.
Había una fiesta en mi fraternidad ese viernes.
O benim avukatım değil. Sadece bir öğrenci.
Él no es mi abogado, es un estudiante de Derecho.
Özveri, sıkı çalışma ve bu dünyadaki piyonlar için konuşma cüretini gösteren bir öğrenci.
Un estudiante que ha demostrado dedicación, trabajo duro y la audacia de hablar por los peones del mundo.
39 öğrenci topladı.
Reclutó 39 estudiantes.
- 38 öğrenci.
- 38 estudiantes.
38 öğrenci. Chambers Akademisi'nin öğrencisi değilim ben.
38 estudiantes... yo no soy un estudiante de Chamber's Academy.
Biliyor musun, evlat okul kuralları öğrenci saçının uniformasına uygun olması gerektiğini söyler.
Sabes, hijo, el reglamento del colegio dice que el cabello de los estudiantes debe tener una longitud uniforme.
Öğrenci, şimdi usta olmuş.
El aprendiz se ha convertido el maestro.
Öğrenci ustaya dönüşür.
El estudiante se ha convertido en el maestro.
Üstünde bulunanlar sadece bir cüzdan, öğrenci kimliği 518 dolar peşin para ve bir sinema salonu üyelik kartıydı, kullan-at telefon ise yok.
Solo tenía su cartera, su identificación estudiantil, $ 518 y una membresía para el cine, pero ningún teléfono.
- Yani Lina, Mehar'ı kendini korurken mi öldürmüş? - Josh, Sutton'da burslu öğrenci miymiş?
- ¿ Josh tenía una beca en Sutton?
Bir öğrenci, ancak ustası kadar iyi olabilir.
El estudiante es solo tan bueno como su maestro.
Sen kötü öğretmen olursan ben de kötü öğrenci olurum.
Si vas a ser un mal profesor, entonces seré un mal alumno.
Kappa Kappa Theta öğrenci yurdunda bir kadın cesedi bulundu.
Encuentran el cuerpo de una mujer en la hermandad Kappa Kappa Theta.
Seung-gyu acayip iyi bir öğrenci.
Seung Gyu, es un excelente estudiante.
Üniversitede okuyan çekici bir kızı vurmanız her şeyi bitirir. Bölgedeki anahtar deniz üssünüze karşı bir öğrenci mi?
Si le disparan en la cabeza a una estudiante universitaria, la cosa cambia. ¿ Esa estudiante a cambio de una base naval clave en la región?
Bir zamanlar burada, Central Üniversitesi'nde öğrenci olup şimdi sizlerin önünde böyle bir ödüle layık olduğum için çok mutluyum.
Lo encuentro algo destacado, habiendo sido una vez un estudiante de primer año tímida en la universidad de Central City, estar de pie ante ustedes ahora, la elección regentes para el hombre del año.
Eski bir öğrenci, Bakersfield'da yaşıyor.
Es una antigua alumna, vive en Bakersfield.
İster beden eğitimindeki en yavaş öğrenci olun, ister yaşayan en hızlı insan...
No importa si eres el niño más lento en la clase de gimnasia o el hombre más rápido del mundo.
Nöbetçi öğrenci misin sen?
¿ Qué eres, el supervisor de pasillos?
Takip etmen gereken o. Öğrenci koçlarımızın akademik geçmişi sağlam olmalı.
Es ella a la que deberías estar siguiendo.
öğrenci 51
öğrenciler 57
öğrenciyim 18
öğrenci misin 21
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksin 43
öğren 61
öğreneceksiniz 19
öğrenciler 57
öğrenciyim 18
öğrenci misin 21
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksin 43
öğren 61
öğreneceksiniz 19