Olduğun tradutor Espanhol
25,065 parallel translation
Sen de Alicia'nın arkadaşı olduğun için sana soruyorum.
Y usted es amigo de Alicia, por lo que te pido.
Çünkü Bayan Florrick'in sağ kolu olduğun için mi?
Porque eras la mujer el cuerpo de la señora Florrick?
Eğer sahte biri olduğun okulda duyulursa bu zümreyi mahveder.
Si se revelara que eres un impostor en la escuela, devastaría a esta comunidad.
Sheldon, inişli çıkışlı bir ilişkimiz vardı ama gerçekten sen hayatımda olduğun için hayatım çok daha ilgi çekici.
Sheldon, sé que hemos tenido diferencias pero puedo decir con franqueza que mi vida es mucho más interesante debido a que tú estás en ella.
Star Trek hayranı olduğun için tanışmış olabiliriz ama ben de Sheldon Cooper'ın hayranı oldum.
Quizá nos hayamos conocido porque eres un admirador de Star Trek. Pero yo me he convertido en un admirador de Sheldon Cooper.
Seni olduğun gibi görmek istiyorum.
Quiero verte de la forma que eres.
Yalnız olduğun için zorlanmışsındır.
Debió ser realmente solitario para ti.
O hâlde seni ait olduğun yere gönderme zamanı geldi.
Es hora de llevarte al lugar al que perteneces.
Sahip olduğun her şeyi ortaya yığmanı söylüyor.
Dice que tienes que coger todas tus cosas y apilarlas en el suelo.
Peter konusunda yardımcı olduğun için sana teşekkür ederim.
Gracias por ayudar con Peter.
- Kocan olduğun için mi?
- ¿ Por qué es tu marido?
Kimi istediğinden emin olduğun sürece beklerim. Aksi taktirde ben yokum.
Mientras que no sea una cuestión de a quién deseas, porque de lo contrario estoy fuera.
Tam bir turist olduğun için miden bulanmaya başlamış da olabilir.
Probablemente sientes náuseas de portarte como turista.
Ama kimse senin dün olduğun kadar iyi değildi.
Pero nadie fue tan bueno hoy como lo fuiste ayer.
Hayatta olduğun için şanslısın.
Tienes suerte de estar vivo.
Dahi olduğun için kötü davranışa maruz kaldın mı daha önce?
Que ha sido discriminado en contra antes Por ser un genio?
Sana ilk geldiğimde olduğun şeyi.
Lo que eras... la primera vez que vine a ti.
Sahip olduğun tüm parayı tam ve eksiksiz şekilde hesaplayacağız ve senden hiç para çıkmamasını sağlayacağız.
Haremos una auditoría completa de todo el dinero que entra para garantizar que no salga más dinero.
Belki babamın kaybolduğu zamanla bağlantılı olduğun ve şu an kiralık arabamın arkasında saklandığın için.
Porque te relacionas con la amnesia de mi padre y te ocultaste en el auto.
Sahip olduğum ilk gerçek arkadaş olduğun için.
Por haber sido el primer amigo de verdad que jamás he tenido.
Söylediğin her neyse, o olduğun için teşekkür ederim.
Bueno, gracias. Gracias por ser lo que sea que hayas dicho.
Bu kendi başına yapmak zorunda olduğun anlamına gelmiyor.
No significa que tengas que hacerlo sola.
Dün akşam neden olduğun korkunç izdihamla ilgili yığınla evrak işini bitirdikten sonra.
Después de que lidies con todo el papeleo que generaste después del desastre de anoche.
- İnsan olduğun zamanlar mı?
- ¿ Cuando eras hombre?
Problem çözerken olduğun gibi.
Al igual que cuando se intenta hacer matemáticas.
Ve hataya hakaret de eklemek için, orada ölü olduğun da yazıyor.
Y como si fuera poco, ahí dice que se supone que estás muerto.
Olduğun kişiyi değiştirmeyeceksin. Değişmeni istemiyorum zaten.
No va a cambiar lo que eres, y yo no quiero que lo haga.
Yanımda olduğun şu günlerde kendimi minnettar buluyorum.
Me encuentro agradecida por tenerte a mi lado en estos días.
- Nerde olduğun önemli değil.
- No importa dónde estás.
Sen. Sen olduğun yerde kal.
Usted... quédese exactamente dónde está.
Eskiden sahip olduğun hayat, arkada bıraktığın insanlar tüm o anılar solmaya başlıyor ve seni rahatlatan zihnindeki o hatıralar bir mezara dikilen çiçeklerden ibaret oluyorlar.
La vida que tenía, las personas que dejó esos recuerdos comienzan a desvanecerse y lo que tiene en su mente, que antes lo reconfortaba se convierte en nada más que poner flores en una tumba.
Wayward Pines'ın bu kadar üretken bir üyesi olduğun için de.
Y por ser un miembro tan productivo para Wayward Pines.
Kankam olman babam olduğun anlamına gelmiyor.
La cosa de ser mi compañero de ala es que no puede ser también mi padre.
Eğer bu adamın sen olduğunı düşünüyorlarsa ikimiz de biliyoruz ki çok derin bir hayal kırıklığı yaşayacaklar.
Si creen que ese eres tú, ambos sabemos que van a terminar muy decepcionados.
Görevde olduğun sürede şu sandalyede oturursun ve hiçbir şeyden anlamazsın.
A menos que sustentes el cargo, y te sientes en esa silla, no puedes entenderlo.
Ve acıya dayanıklı olduğun için, sen ve ben imkansız olduğunu düşündüğümüz şeyleri
Y, porque podemos soportar el dolor, tú y yo, sí, aquí somos capaces de cosas que...
Ölümün gölgesinin vadisinde yürürken, benimle olduğun için korkmayacağım.
A través del valle de la sombra de la muerte, no temeré al mal.
Merhaba Penny. Bana yardımcı olduğun için çok sağ ol.
Gracias por ayudarme, Penny.
Umutsuz vaka değil en azından, deneyen biri olduğun belli.
No está todo perdido, se ve que lo intenta.
Buradan kurtulmak için birini ele verebileceğini ancak ona borçlu olduğun için yapmadığını söyledin.
Le dijo que podría haber encendido un chico para salir de aquí, Pero usted no porque usted le debe.
- Olduğun yerde kal!
¡ No se mueva!
O ve Jared birkaç gece önce dışarı çıktıklarında, Harbi Vanilya'sını önceden uyuşturucu doldurmuş olduğun tozla mı değiştirdin?
¿ Pudo cambiar su Mucha Vainilla con alguna que tenía ya cargado con la droga mientras él y Jared salieron un par de noches atrás?
Asker olman Japon olduğun anlamına mı geliyor?
Si te conviertes en soldado, ¿ significa que te conviertes en japonés?
Çok derin bir uykuda olduğun için Il-gyu ahjussi seni alıp buraya getirdi.
Estabas en un sueño profundo, así que el tío Il-gyu te ha traído aquí.
Senin olduğun takımda amigo kız olmak istediğimi kim söyledi?
¿ Quién dice que yo quiero animar con alguna de ustedes?
- Berbat biri olduğun için!
- ¡ Y porque das asco!
Hayır, şanslı olduğun için.
No, tuviste suerte.
Beni uyandırırsın. Böylece Tuck'la ilgilenmem gerektiğini bilirim. Bütün gece ameliyatta olduğun için sabahleyin hastaneye gitmek için aceleyle evden çıkmamam gerektiğini bilirim.
Me despiertas para que sepa que tengo que atender a Tuck... para que sepa que no tengo que irme corriendo de aquí al hospital por la mañana pensando que tú ya has hecho las cosas y que tenías una operación temprano... para que no deje a nuestro hijo en casa durmiendo en su cama
Ne yapmak üzere olduğun hakkında bir fikrin var mı?
¿ Tienes idea de lo que estás haciendo?
İhtisas programının başında olduğun için disiplin işlemini senin yapmanın daha iyi olacağını düşündüm.
Como jefe del programa de residencia me pareció que una acción disciplinaria sería más apropiada viniendo de usted.
Sevgi hepimizi aptallaştırıyor, şu an senin de şahit olduğun gibi.
El amor nos hace estúpidos a todos, como ves ahora.