Oluruz tradutor Espanhol
8,443 parallel translation
Root alınma ama seksisin, silahlarla aran iyi bunlar çok beğendiğim iki özellik ama ikimiz birlikte petrol rafinerisindeki büyük bir yangın gibi oluruz.
Root, sin ofender... estás buena. Eres buena con las armas. Esas son dos cualidades que admiro mucho.
Başarısız oluruz.
- Entonces habremos fallado.
Hep beraber oluruz.Soya loru da yapar.
Tenemos a muchos invitados. Ella cocina pavo de tofu.
Müdahil oluruz Bayan Dunbar.
Nos involucramos, Sra. Dunbar.
Çok memnun oluruz.
Nos encantaría que vinieras.
O döndüğünde biz çoktan ekmiş oluruz. Böylece bizi kovamaz.
Cuando vuelva ya estaremos sembrando, y no podrá echarnos.
O zaman kendi yaptıklarımızı geri almış oluruz.
Habremos desecho nuestro propio progreso.
Flash kostümündeyken sana dokunursa, sana dönüşecektir. Maskenin altındaki kişinin Barry Allen olduğu bilgisini onun eline vermiş oluruz.
Si te toca cuando eres Flash, y se transforma en ti, corremos el riesgo de que exponga que Barry Allen es el hombre tras la máscara.
Şimdi etmiş oluruz.
Lo haremos ahora.
Birkaç gün burada güvende oluruz.
Aquí estarás seguro durante unos días.
Bir şeyler bulana dek sessiz oluruz. İmge gördüm.
Podemos mantenerlo en secreto hasta que tengamos algo.
Eğer birleşirsek onlara da yardım etmiş oluruz.
Si nos unimos podemos ayudarlos.
Salgını durdururlar, biz hiç tanışmamış oluruz Sam hiç doğmamış olur.
Entonces detendrán la plaga y nunca nos conoceremos. Sam nunca nacerá.
Ve Kyle Green'in eline bir malzeme daha vermiş oluruz.
Y estaremos dando más munición a la Senadora Kyle Green.
Yoksa kaplumbağa çorbası oluruz.
Luego seremos sopa de tortuga.
Evet, biz... ekstra insan gücünden dolayı cidden minnettar oluruz.
Sí, bueno, nosotros, realmente apreciamos toda la mano de obra adicional.
Eğer bunu yaparsak, Nina'dan daha kötü olmuş oluruz.
Si hacemos esto, seremos aún peor que Nina.
Bu mücadeleyi kazanmış oluruz, savaşı değil.
La batalla, pero no la guerra.
Whelan olarak adımızı hukukla kirletmiş oluruz, değil mi
Dios libre a los Whelans de mancillarnos a nosotros mismos con la ley, ¿ verdad?
Onu zaptedebilirsek biz kahraman oluruz dostum.
Si podemos capturarle, seremos... lo seremos, tío.
Onu zaptedebilirsek kahraman oluruz lan.
Si podemos capturarle, seremos jodidos héroes.
Eğer deneyleri anlatırsanız sizi bir daha tehdit etmeyeceklerinden emin oluruz.
Si nos habla del ensayo clínico, nos aseguraremos de que no vuelven a amenazarle.
Elbette, memnun oluruz.
Sí. Seguro.
Kulübeye gelin, çatıda güvende oluruz.
Vengan al cobertizo. Subiremos al techo.
Bir B-52'ye kağıttan toplar atan karıncalar gibi oluruz. - Başkan, bizim- -
Seríamos hormigas disparando bolitas de pulpa de madera a un B-52.
Eğer Holly Tommy kulüpteydi derse yalanını yakalamış oluruz ve bu şekilde onu tanıklık etmeye zorlayabiliriz.
Si Holly dice que Tommy estaba en el club sabremos que miente... y la podremos forzar a que trabaje con nosotros como testigo.
Ama eğer ondan ayrılırsan, biz beraber oluruz.
Pero si lo dejas, entonces vamos a estar juntos.
Bugün desek çok mu şey istemiş oluruz?
Sí, por favor... ¿ para hoy sería...? ¿ muy pronto?
Ona üzgün olduğumuzu söylersek doğru yapmış oluruz, ve kendimizi daha iyi hissederiz.
Si nos disculpamos con él... haríamos lo correcto y yo me sentiría mejor.
Emekli oluruz herhalde.
¿ Colgar las armas?
Evet. Umarım yakında oluruz.
Espero que pronto.
Bu sayede ölmemiş oluruz.
De esa manera nos nos matarán.
Telefonum bir gazetecinin eline geçerse Palo Alto Emniyet Müdürü Ed Gaskins bu arada samimi arkadaş oluruz gidip telefonu nerden aldıklarını sormak zorunda kalacak.
Si mi teléfono termina en las manos de un periodista, Palo Alto jefe de policía Ed Gaskins, que, sin venir a cuento, pasa a ser un amigo personal mío, tendría que ir y pedir a esta persona de dónde sacaron mi teléfono.
Yalan beyanda bulunmuş oluruz.
Eso sería cometer perjurio.
Yeminliyken yalan söylermiş oluruz.
Eso sería mentir bajo juramento.
Memnun oluruz. Ama yine de kızı bulmamız gerek.
Apreciamos eso, pero todavía necesitamos encontrar a la chica.
İstediğin sürece birbirimizle dalaşırız ve süper krepler oluruz. Eğer istersen kriptonit dolu sıkı şekilde kapalı olan kurşun kutunu tutabilirim Bruce Wayne.
Y a menos que quieras que ambos caigamos y nos convirtamos en súper panqueques yo mantendría tu caja de plomo llena de kriptonita bien cerrada Bruno Díaz.
- Uğrayabilirseniz çok mutlu oluruz.
Nos encantaría si pudieras ir.
Demir Şirketi geldiğinde bu madencilerin yanında oluruz ve onlara öyle bir zarar veririz ki bu gezegeni işgal etmeden önce 2 kere düşünürler.
Nos quedamos con los mineros y, cuando llegue Ferrous Corp., les hacemos daño, tanto daño que se lo pensarán dos veces antes de meterse con este planeta.
Bu sayede komiserin şikayetlerinide kapamış oluruz.
De esa forma, eso cubre la denuncia para el teniente.
Son kalanlar sadece biz oluruz!
¡ Nosotros somos los que quedamos!
- Sessiz oluruz.
- Estaremos callados.
Dip dibe park ederiz. Onları geri çekmiş oluruz.
Vamos a dibujar a la basura.
Birbirimize göz kulak oluruz.
Nos cuidaremos el uno al otro.
Önümüze geleni katlederek lüzumsuz ilgi çekmiş oluruz.
Así que sacrificaremos a todos los que veamos que pudiesen atraer más atención de la debida.
Bir aile oluruz.
Seríamos una familia.
Her şeyi etiketleyeceğiz ve kutulara koyacağız. Yüzme dersine kadar halletmiş oluruz.
Mira, lo etiquetaremos todo, lo pondremos en tubos, y podremos llegar a tiempo para las clases de natación.
Eğer şimdi çıkarsak, dört saate evde oluruz.
Si nos vamos ahora, podemos estar en casa en cuatro horas.
Eğer bana yalan söylediysen, ve oraya gittiğinde çatışma yine başlarsa o zaman kötü oluruz işte.
Si me mentiste y las balaceras empiezan de nuevo, tú y yo tendremos un problema.
Saldırırsak diğer beş baronla savaş başlatmış oluruz.
Si atacamos, estaremos empezando una guerra con los otros cinco Barones.
- Bar benim zaten, buradayız. - Oluruz tabii, buradayız. Takılırız.
- Sí, ¿ pero que te hicimos?