Onu yakaladık tradutor Espanhol
1,086 parallel translation
Onu yakaladık, tuzağa düştü.
¡ Lo tenemos, está acorralado!
Onu yakaladık sayılır. 5 metre arayla yan yana yürüyeceğiz.
Lo tenemos. iremos en fila, a 1 5 m los unos de los otros.
Artık onu yakaladık.
¡ Ya lo tenemos!
- Bu kez onu yakaladık.
- Esta vez le hemos cogido.
Yani onu yakaladık Burada kapana kısıldı.
Así lo tendremos acorralado
Onu yakaladık.
Lo tenemos.
Sanırım onu yakaladık.
Creo que le dimos.
onu yakaladık.
¡ Lánzalo!
Sanırım onu yakaladık.
Supongamos que lo pillamos.
- Onu yakaladık.
- Ahí lo tenemos.
- Lütfen, buyurun. Kuzmich, canım, onu yakaladık!
Querido Kuzmich, la hemos alcanzado.
Ben bir Senatör eşiyim! Wadsworth, onu yakaladık.
Wadsworth, la atrapamos.
Şimdi onu yakaladık.
Ahora lo tenemos.
Şimdi onu yakaladık çocuklar.
Ahora lo tenemos, chicos.
Onu yakaladık.
Ya la tenemos.
- Bu imkansız, onu yakaladık...
Es imposible, lo atrapamos.
Bunu öğrenirsek, onu yakaladık demek.
Si lo averiguamos, le cogeremos.
Onu yakaladık!
¡ Lo tenemos! ¡ Muévanse!
O geldiğinde onu yakaladık ve duşa soktuk.
Cuando entra, le agarramos y lo metemos en la ducha.
- Onu yakaladık.
- Ya lo tenemos.
Onu yakaladık, gizlice çalılara sokuluyordu.
Le tenemos. Espiaba detrás de la maleza.
Onu yakaladık.
Él en bolsas.
Onu yakaladık. Her şey elimizde.
Creo que es nuestro...
Onu yakaladık.
¡ Lo tenemos a tiro!
Onu yakaladık!
¡ Le tenemos!
Onu yakaladık mı?
¿ Tenemos al asesino?
- Huh? - Onu yakaladık! Kocaayak'ı biz yakaladık!
¡ Capturamos a Pie Grande!
- Onu yakaladık. - Evet.
- Lo tenemos.
Bay Weiss, galiba onu yakaladık.
Sr. Weiss, creo que ya lo tenemos.
- Onu yakaladık.
- Lo tenemos.
Onu yakaladık.
Lo tengo.
Ama onu artık yakaladım ve onun bir daha parmaklarımın arasından kayıp gitmesine izin vermeyeceğim.
Pero ahora ya le tengo, y no pienso dejar que se me vuelva a escurrir de las manos.
Janet ile şu köşede tanıştılar, şurada tam da önümde ona evlenme teklif etti burada evlendiler, piyanonun yanında ilk kavgalarını ettiler kız onu bilardo odasında başka bir kadınla yakaladı, koridorda silahla vurup öldürdü.
Conoció a Janet en esa esquina, se declaró aquí, delante de mí, se casaron allí, su primera pelea fue junto al piano, lo pilló en los billares con una tipa y lo mató de un tiro en el callejón.
Rita, onu yakaladık.
Lo tenemos.
Yakaladık onu.
Ya lo tenemos.
Onu okuyla yakaladık.
La atrapamos con un arco.
Kirby, ha? Galiba geçen hafta onu da yakaladık.
Creo que nos lo cruzamos la semana pasada, ¿ verdad?
Yakaladık onu.
Lo tenemos.
Her zamanki kurnazlık ve cüretkarlığınla onu yakaladın.
Con su usual mezcla de inteligencia y audacia lo ha cogido.
Pekala, şimdi yakaladık onu.
Ya lo tenemos.
Ama onu 3 saat önce yakaladık!
Pero le capturamos hace 3 horas.
Onu kıskıvrak yakaladık.
Lo tenemos cogido por las bolas.
Bir kaç ay sonra, bir balıkçı balığı yakaladı, onu kesti ve midesinde küçücük, minnacık bir kız çocuğu buldu.
Meses después, un pescador atrapó al pez lo abrió y halló en su estómago a una niña diminuta...
Yakaladık onu.
Ya es nuestro.
İşte bu hikayenin devamı Yakaladık onu.
así es como va la historia lo tenemos.
Poirot, onu kordondan geçmek üzereyken yakaladık.
Poirot. Intentaba eludir el cordón.
Onu kırmızı ellerle yakaladığınızı söyleyebilirsiniz.
Se podría decir que lo encontró con las manos en la masa.
Yakaladık onu!
¡ Joder, lo tenemos!
Onu parktan kaçarken yakaladık. Memurlardan birine ateş ederken, vuruldu.
Murió en un tiroteo con los oficiales.
Onu yakaladık.
Lo atrapamos.
Yakaladık onu!
¡ Ya lo tenemos!