English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ P ] / Piloto

Piloto tradutor Espanhol

7,995 parallel translation
Pilot gemiyi çevirmeyi reddettiğinde, onu vurmaktan başka bir şansım kalmamıştı.
Cuando el piloto se negó a dar la vuelta a la nave... no tuve otra opción que dispararle.
Gerçek manada bunu yaşadığımızı bildikten sonra pilotu vurduğunu inkar edemezdi.
No podía negar haber disparado al piloto. No cuando literalmente lo hemos vivido.
Castor, isyanınızı durdurmak için pilotu vurmuş.
¡ Castor disparó al piloto para detener tu motín!
- Castor onun ve pilotun- -
- Castor dijo que ella y el piloto...
Dünya'ya inip, çok gelişmiş teknolojimizi kullanarak orayı işgal etmemiz için pilotu ikna etmeye çalıştım.
Intenté convencer al piloto de... aterrizar en la Tierra, que podríamos usar la tecnología superior... para colonizarla.
Ama pilot babanın emirlerine karşı gelmedi.
Pero el piloto no desobedecería las órdenes de tu padre.
Bu arada, senin için yeni bir yardımcı pilot var.
Por cierto, te tengo un nuevo co-piloto.
Ben bir pilotum ve uçamıyorum.
Soy un piloto... y no estoy volando
- Reaper otomatik pilotta.
El "Destripador" está en piloto automático.
Pontius'tan önce pilot olmalıydım.
Debí ser piloto en la época de Poncio Pilatos.
- Pilot olmak için hepsini bilmen mi gerek?
¿ Sí necesitas saber esto para ser piloto?
Bryce'ın pilotu aradığını ve uçağı hazırlamasını söylediğini duydum.
Oí a Bryce llamando al piloto y diciéndole que preparara el avión.
O hazineyi ne kadar çabuk bulursak Jeff Britta konusu da o kadar biter.
Y cuanto antes encontremos el tesoro, antes se derrumbará el piloto Jeff-Britta.
Neden bir casus ya da bir pilot değildi?
¿ Por qué no espía o piloto o algo así?
Pilota göre, binmeden hemen önce bir telefon almış.
De acuerdo al piloto, recibió una llamada justo antes.
Ama Alex kendine o kadar yetiyor ki onu seyir kontrolüne koydum gibi oldu.
Pero Alex es tan auto-suficiente, que como que lo puse en piloto automático.
Sen... sen bir pilottun.
Tú... Tú eras un... Tú eras un piloto.
İnsansız Gözlem Aracı operatörü.
Era piloto de drones.
İnsansız araçlarımızın her birinin uçmak için bir operatöre ve milyonlarca dolar değerinde yazılıma ve ekipmana ihtiyacı vardır.
Todos nuestros drones requieren de un piloto y varios millones de dólares dólares en software y equipación.
Angelus İnsansız Hava Aracı'nın ele geçirilip yeniden düzenlendiğini ve Birleşik Devletler pilotunun öldürdüğünü düşünüyoruz.
Creemos... que el dron Angelus de la Marina fue capturado, reprogramado y usado para matar a un piloto de drones.
Pasifik kıyılarında bazı uyuşturucu kaçakçasıları için pilot olarak işe alındığına inanıyoruz.
Creemos que trabajaba como piloto contratado por traficantes de droga de la costa del Pacífico.
Hep pilot olmayı istemişimdir biliyor musun?
Sabes, siempre quise sacar mi licencia de piloto.
- Neden yalnızca karı koca olmuyoruz?
Piloto, veterinario, plomera.
Pilot veya günlükçü olmadığı için çok şanslıyız.
Tenemos suerte de que no sea piloto de aviones. O leñadora.
Pilota haber vermeliyim. - Ya uyanırlarsa?
Debería notificárselo al piloto.
- Uçuş lisansım vardı.
Tenía licencia de piloto. ¿ Y?
Ne olmuş? - Neden pilot olmuyorsunuz o zaman? Bir doğum uzmanı olarak, dünyaya hayat getiriyorsunuz.
¿ Por qué no ser piloto? Como obstetra, puedes traer vida a este mundo.
Pilot ile hiçbir iletişimin olmadığı söylendi.
Nos informaron que no hubo comunicación por parte del piloto.
Senin, Joe Carroll'un, onun uçağına binmeye çalıştığına ikna olduğunu söyleyen özel bir pilotla görüştüm.
Entrevisté a un piloto privado que dice que estás convencido de que Joe Carroll intentaba subirse a su avión.
Stratford'daki pilotla konuşmuş.
Habló con el piloto en Stratford.
Her şey otomatik pilotta.
- Todo está en piloto automático
Yalnız pilotum onun gelmediğini söyledi. İster misin, eşyasını almaya gelsin?
Aunque mi piloto dijo que nunca apareció, así que... no sé. ¿ Crees que tal vez va a volver?
Başka bir siktiğimin felaketini kurtarmamı veya deneme bölümü yazmamı isteyeceklerdir.
Me pedirán que trate de salvar algún otro jodido desastre o que escriba otro piloto.
Lanet olası ayarlayıcı söndü ve ne zaman açsam bütün sistem kapanıyor.
El maldito piloto se apagó, y cada vez que lo enciendo, todo el sistema se apaga.
Bu çıkış CBS kanalının dizisinin deneme bölümü olmalı.
Y ese sería el piloto de TV para la cadena CBS.
Bakın, her pilotun kendi kayıt defteri var ve her bir uçak için de birer tane.
Verá, cada piloto tiene su propio registro... y hay uno para cada avión.
Lawson, Baxter'ı içeri almadan önce, hangi pilotun tütün getirdiğini öğrenmeliyiz.
Lawson, antes de que traigas a Baxter, deberíamos averiguar cuál piloto está entregando el tabaco.
Yarışmacı ilk şoförümüz Audrey MacMurray.
Nuestra primera concursante- - piloto, es Audrey MacMurray.
Mükemmel bir sürücüydü.
Era una excelente piloto.
Black Hawk pilotuydunuz değil mi?
Era piloto de un Black Hawk, ¿ correcto?
Pilot hazır bulunacak.
El piloto estará preparado.
Batwing'i otopilota alıyorum.
Pondré al Bati-avión en piloto automático.
Otopilot mu?
¿ Piloto automático?
Lütfen otopilot kontrollerini tekmelemekten kaçının.
Por favor, abstente de patear los controles del piloto automático.
Otopilotu devre dışı bırak.
- Desconectar piloto automático.
Otomatik pilot çalıştı.
Piloto automático acoplado.
Bilgiyi bir pilota teslim etmem.
No pienso entregar esa información a un simple piloto.
13 kayıtlı saatlik pilotluğum var. Senin var mı? - Bunu sevdim.
Tengo 13 horas certificadas como piloto. ¿ Y tú?
Pilotum.
Soy piloto.
'Ona, şoför değil, pilot derler, seni aptal! '
Se llama piloto, no conductor, ¡ tonta!
Pilotu tanıyorum.
Conozco al piloto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]