Restore tradutor Espanhol
338 parallel translation
Kontrol sistemi restore edildi!
¡ Sistemas de control restaurados!
Gorki Film Stüdyoları merkezinde restore edilip, müzik eklenmiştir.
El film fue restaurado y la sonorización añadida en el central Gorky filmstudio.
Bu film 1973 yılında "MOSFİLM" stüdyolarında restore edildi.
El film ha sido restaurado en los estudios "Mosfilm" en 1973.
Bu film 1968 tarihinde Gorky Film Stüdyosu tarafından restore edilmiştir.
El film ha sido restaurado por el Gorky Film Studio en 1968
Bu sürüm Alman Film Enstutusunde Restore edildi ( DIF ) Ciddi hasarlar goren film
El negativo original de dicha versión se conservó en el Instituto de Cine Alemán ( DIF ), pero sufrió graves daños.
Bu nedenle, DIF koleksiyonundan kopyalari alinarak restore edilip cogaltildi.
Por ello, un duplicado positivo de 1951 de la colección del Instituto de Cine Alemán sirvió de base a la restauración.
Dairem tamamen restore edildi.
Mi departamento completamente restaurado.
Tabii sizi daha yakından tanıyabilirsem, benzerliğinizi sembolizm kaybı yaşamadan restore edebilirim.
Al conocerla mejor puede que sea capaz... de restituir su parecido sin perder el simbolismo.
Tabloyu restore etmişsin.
¿ Has vuelto a pintar el cuadro?
Şimdi de Werner restore etmiş.
Y Osso la ha estado arreglando.
Şehrin eski kısımlarında görülmesi gereken yerler vardır. Mesela restore etmeye çalıştığımız müzemiz.
Hay muchas cosas bonitas que ver en la parte antigua de la ciudad, museos que tratamos de reconstruir.
Bir ressam bazı sanat eserlerini restore ediyor.
Sí, pero es el pintor que está restaurando la iglesia. - Pero si es urgente...
Ben... Evinizi baştan aşağı restore edeceğime dair... Teşekkürler... baştan aşağı...
acuerda encargarse por la presente de la restauración del suelo al techo...
Hayır, bence restore ederler.
No, creo que la van a renovar.
İskoç Anıtlarını Koruma Derneği tarafından restore ediliyor. Çok yazık.
Lo está restaurando la Sociedad... para la Preservación de Monumentos Escoceses.
Artık Palmer yok... Amerikan'ın demokratik kurumları restore edildi.
Palmer ya no está... han ganado las instituciones de la América democrática
Birkaç yıl önce kale restore edildiğinde, pek çok gizli oda buldular.
Cuando restauraron el castillo hace unos años, hallaron varias habitaciones ocultas.
- Öyle, restore ediliyor.
- O sea, la están restaurando.
Polisi yeniden organize ediyorduk. Ve düzeni restore ediyorduk.
Reorganizábamos a la policía y restablecíamos el orden.
Ya taklit olanı restore edeceğiz ya da denize gömülecek.
Las opciones son restaurar la falsificación o dejarla hundirse en el mar.
Restore ettiği pencerelerle orjinalleri arasındaki farkı anlatamam.
Sus reparaciones no difieren de las originales.
Benim kocam burayı restore ediyor.
- Mi esposo está restaurando esta iglesia.
Önce savaşta yandı kül oldu. Bay Brown restore etmişti. Ama şimdi yine gitti.
Se quema en la guerra de independencia, el Sr. Brown la restaura... y ahora es sólo escombros de nuevo.
Sutunları beyaz boyalı restore edilmiş bir evim olacak.
Haré que restauren esa columna y la pinten de blanco
Atımdan indiğim zaman, yat ve Cap D'Antibe'de restore etmekte olduğumuz bir 13. yüzyıl şatosu var.
Cuando bajo de mi caballo, me espera un yate y... un palazzo del siglo XIII que reconstruimos en el Cabo de Antibes.
Öncelikle, tüm kiliseyi restore etmem gerekli.
Primero, debo restaurar toda la capilla.
Ardından içerideki ikonu restore etmeliyim.
Y después, restaurar los íconos del interior.
Temizleyip de Daddi'nin mükemmel eserini yok ederek... ilk kaba çizimlerden birini mi ortaya çıkarmalıydılar? Ya da orijinali restore edip... altında ne olduğunu asla bilememeli miydiler?
¿ Debían eliminar y destruir un gran retablo de Daddi... para dejar al descubierto lo que parece ser un borrador debajo... o debían restaurar el original... pero sin saber nunca con seguridad lo que hay debajo?
- Eski resimleri restore mi ediyorsun?
- Restaura cuadros antiguos, ¿ eh? Sí.
Bir gün bir başka fırtınanın geleceğini bilmelerine rağmen burası onların memleketiydi ve tekrar inşa edip, restore edeceklerdi.
Esto era su hogar e iban a reconstruir su comunidad sabiendo que algun dia, vendria otra turbonada.
Filmi restore eden :
Han participado en esta película :
Burasi bir zamanlar kütüphanenin bir uzantisiydi, ve daha sonra restore edilerek yapilan, ve tapinak olarak kullanilan Serapeum idi.
Está en el Serapeo, un anexo que originalmente fue templo y luego se consagró al estudio.
Yeni projem Morgantown mezarlığının restore edilmesi.
Mi próximo proyecto. La restauración del cementerio de Morgantown Road.
Onu restore ettirdim.
La han restaurado.
Restore ettiğim takdirde motelden daha fazla para kazanabilirim.
Es que supuse que podría ganar más con el motel. Una vez que... una vez que esté en condiciones, claro.
Atlıkarıncayı restore ediyorum.
Estoy restaurando el tiovivo.
Bu yüzden, sanki bir yapbozun parçalarını birleştiriyormuşçasına modeli restore etmek için uzunca bir vakit ve emek sarf ettik.
Así que pasamos mucho tiempo y esfuerzo restaurando su modelo. Como si armáramos un rompecabezas
- Ev alıp restore eden birine satmış.
- A alguien que arregla casas.
Restore ediyoruz.
Estamos restaurando.
Bir tane bulup, restore etmenin iyi olabileceğini düşünüyoruz.
Queremos hallar una y restaurarla.
Dikkatlice, sanki bir Rönesans resmini restore edermiş gibi.
Con cuidado... Es mi coche.
"Restore edilmiş bir değirmen ama işçilik tümüyle dekoratif."
"Molino restaurado, pero... los trabajos son puramente decorativos."
Kurtarılıp restore edilebilir.
Puede restaurarse.
Kasabanın büyük kısmı restore edilip... Thames yeşiline boyanıyor.
Grandes áreas del distrito son decoradas... y pintadas de verde Támesis.
Demek kocanız avukat... siz de Hirshenson Koleksiyonu için tablo restore ediyorsunuz.
Así que su marido es abogado... y usted es restauradora de arte para la Colección Hirshenson.
Ev sahibi beni çıkarmak istiyor ama burayı satın alıp restore edeceğim
A mí quieren echarme, compro el local y lo reformo.
Buraya restore ederek harika iş çıkarmışsınız.
- Hicieron un gran trabajo de reforma.
Kırklı yıllarda biraz değiştirilmiş ama biz orijinaline sadık kalarak yeniden restore ettik.
Nosotros intentamos devolverla a su estado original lo mejor que supimos.
Ve restore edilen Girit Şapeli.
Y una capilla de Creta reconstruída.
Şatoyu restore edeceksiniz! Hangi şato?
- Tiene que restaurarme el castillo.
Bir taklidi restore ediyorum. Bu işi değiştirmemen inanılmaz bir şey.
Y no puedes cambiar el rumbo?