Sahtekar tradutor Espanhol
1,879 parallel translation
Ben sadece resepsiyonisttim ama ben bile sahtekar olduğunu farkedebiliyordum.
Sólo era el recepcionista, pero lo que pude ver era fraude.
Ve tam olarak Mangopian Sigorta'da bir sahtekarın bulunduğunu nasıl farkettiniz, Bay Wandell?
Y... como se dio usted cuenta de que era fraude en Seguros XXX, Mr Wandles.
sahtekarın birisi pisuara b.k... düşürdüğünde temizlemesi gereken kişi!
¡ El es la persona que tiene que limpiar cuando algún gracioso deja una plasta en el retrete equivocado!
Sahtekar.
Mentiroso
Sahtekar bir devekuşu teknemi batırdı.
"Un avestruz malicioso Hundió mi barco".
"Sahtekar bir cüzzamlının kalbi kadar kötü bir kalp daha yoktur" bunu duymuş muydun?
No hay un corazón tan negro como el negro corazón del falso leproso?
O Kral sahtekar!
¡ El Rey es un impostor!
Bir sahtekar!
¡ Es un impostor!
Tutuklayın şu sahtekarı!
¡ Arresten a ese impostor!
Senatör bir sahtekar.
El senador es un fraude.
Kendimi sahtekar gibi hissettim.
Me siento como una impostora.
Betty Suarez sahtekarın teki.
Fue un error. Betty Suarez es una tramposa.
- Sahtekar olduğunu duydum. - Ne?
- Oí que eres una tramposa.
Hile var! O bir sahtekar
¡ Ese premio es un fraude!
Frank, bakım evlerine bir sürü sahtekar pislik gidiyor, tamam mı?
Ocurren muchas cosas turbias en las residencias de ancianos.
O sahtekar?
¿ El Trickster?
- O bir sahtekar, Chuck.
- Es una renegada, Chuck.
Bir o, bir de, Nixon'ın televizyonda "sahtekar değilim" konuşmasını izledik.
Eso y ver el discurso de Nixon titulado "No soy un ladrón" en las noticias.
Sammy bir sahtekar... ve sen de tam kıvamına gelmiş bir..
Sammy es un fraude - y tú eres un blanco fácil...
Hangi sahtekar erkek karısını aldattığı bir kadına yalan söyler?
Quiero decir, ¿ qué tipo de hombre sería tan falso como para mentir a la mujer con la que está engañando a su mujer?
Bu adamın sahtekar olmadığını kanıtlayana kadar, tek yapmak istediğim adamın iyi olduğundan emin olmak.
Todo lo que quiero es asegurarme que esté bien.
Sahtekar.
Basura.
Bay Cooper, o bir sahtekar ve yalancı. Hatta bir suçlu.
El Sr. Cooper, es un fraude, un mentiroso, quizá hasta un criminal.
Sahtekar orospu çocuğu.
Ese jodido hijo de puta.
Sahtekar.
Gracias.
Sanırım en çok seni özleyeceğim, komik yaşlı sahtekar.
Creo que te extrañaré más que a nadie "Viejo embustero ridículo".
İçimizden birinin gerçek doktor olmadığını söyledin ve ona sahtekar dedin.
Usted dijo que uno de nosotros no era médico, y lo llamó "fraude".
Ya ona bir şeytan çıkarma reçete et ya da Smith'in azgın bir sahtekar olduğunu kabul et.
O le prescribes un exorcismo o me admites que Smith fue un fraude.
Şu senin tanıdığın sahtekar Bingo denen herife gideceğiz. Bilirsin işte şöyle söyleyeceğiz ;
Iremos a ver a ese tal Bingo que conoces.
Özür dilerim ama sahtekar bir insan kaçakçısı üzerinde hak iddia edebileceğini sanmıyorum. Bunu yapamazsın.
Lo siento, no puedes tener el monopolio de una persona sórdida.
Bu kadar çok sahtekar Çar'ın olmasına şaşmamalı...
Mas veo algo extraño, que se multiplican los zares... falsos...
Daha fazla sahtekar olmayacak.
No un impostor.
Ben bir sahtekarım.
Soy un fraude.
Hükümete tüm para birimini faizli borç olarak veren özel bir bankadır, ve bu ülkenin Amerikan İhtilali'nde bağımsızlığını ilan ederek kaçtığı sahtekar merkez bankası modeliyle tamamen aynıdır.
Es un banco privado que presta dinero al gobierno, con intereses del cual el país buscó escapar cuando declaró la independencia en la guerra revolucionaria americana.
Sahtekar Federal Rezerv Bankası tarafından üretilen paranın, faiz borcunu ödemeye harcanıyor, aslında var olmayan bir sisteme.
Se usa para pagar los intereses de las moneda que produce el fraudulento Banco de la Reserva Federal. Un sistema que no tendría por qué existir.
Bize ne yapmamız gerektiğini söyleyecek bir sahtekar mı çağıracaksın?
¿ Y que un charlatán nos diga qué hacer?
Onlar sahtekar.
- Son falsificaciones.
Ya bahsi kabul edin ya da sahtekar olduğunuzu kabul edin.
Acepte mi reto, o dese a conocer como un fraude.
Sahtekarın teki o.
Es un fraude lleno de pegamento.
SAHTEKAR KOVULDU Fotoğrafçı kovuldu, Bugle özür diledi
FALSIFICADOR DESPEDIDO Clarín Se Disculpa
Bazıları sahtekar çıktı, bazıları tembel.
Algunos eran deshonestos, otros holgazanes.
Julius ve ben yeni bir başlangıç yaparız diye düşünmüştüm, ama sen ve Lucy evde olduğunuz sürece asla olmazdı, bana bir sahtekar gibi davranarak, biliyorum bu bir mazeret değil, ama lütfen olaylara birde benim açımdan bak.
Creí que Julius y yo podríamos comenzar de nuevo, pero eso nunca sucedería contigo y Lucy en la casa tratandome como una impostora, y se que no es excusa, pero por favor solo trata de ver las cosas desde mi perspectiva.
Ne diyorsun, bir sahtekar gibi mi görünüyorum?
- ¿ Qué? ¿ Parezco un chiflado?
Ne sahtekarı?
- ¿ Un chiflado?
Sahtekar gibi görünüyorum.
Parezco un chiflado.
Sahtekar gibi görünmek istiyorsan Marty sen giyin bunu.
Si quieres parecer un chiflado, póntelos tú.
Harry, herkes sahtekar olmuş.
Harry, todo el mundo miente.
Deion sahtekar. Seninle paran için evleniyor.
Deion se está casando contigo para llevarse tu dinero.
Bu sahtekarlar, bu dört sahtekar yaktı.
Sí, fueron estos cuatro impostores, aquí.
Dört adam, 50 motorcuya kafa tutuyor ve sahtekar diyorsun.
¿ Cuatro hombres pararon a 50 motociclistas y ellos son los impostores? Sí, quemaron el bar que construiste.
Sahtekar değildi.
No fue falso...