Sara tradutor Espanhol
7,871 parallel translation
Sara'nın gülüşünün sesini hatırlıyor musun?
¿ Puedes recordar cómo era la risa de Sara?
Sara, babamın önüne ilk getirildiğinde çırak mı olacak yoksa öldürülecek mi karar verirken onun gücünün örneğine tanıklık etti. Ondan öncekilerin hepsinde teröre yol açan bir güç.
Cuando Sara fue llevada al principio ante mi padre, el momento en que él determinó su aprendizaje o su ejecución, ella fue testigo de una demostración de su poder, una que inspiró el terror en todos los que habían llegado antes,
Ama Sara güldü.
pero Sara... se reía.
Bak, burada yaptıklarını takdir ediyorum bana bunu göstermeni ama polis ve Sara...
Mira, aprecio lo que estás haciendo aquí, mostrándome esto, pero el policía y Sara...
Biliyorum, Sara'yı öldürdüğümde değil ama Malcolm'ı Birlik'e takas verdiğimde. Onu hayatıma aldığımda tam olarak kim olduğunu biliyordum ne olduğunu.
Lo sé, no cuando maté a Sara, pero cuando entregué a Malcolm a la Liga, cuando lo dejé entrar a mi vida, sabía exactamente quién era, lo que era.
Sen de inandın... Sana Malcolm'ın Sara'yı öldürdüğünü söylediğimde.
Y te lo creíste... cuando te dije que Malcolm mató a Sara.
Sara ve Lyla gitmişken komşular dedikoduya başlamasın.
Con Sara y Lyla fuera, lo último que necesito son a los vecinos hablando.
Sara'yı ben öldürdüm.
Yo maté a Sara.
Sara'yı Malcolm'ın öldürdüğünü söyledim. Onu öldürmeyi Malcolm istedi. Fakat okları göğsüne saplayan kişi benim.
Cuando te dije que Malcolm Merlyn mató a Sara, él la quería muerta, pero yo fui la que disparó esas flechas a su pecho.
Ağabeyin beni Sara'yı kendisinin öldürdüğüne inandırmaya çalıştı.
Tu hermano intentó convencerme de que mató a Sara.
Sara'nın güvendiği birini.
Alguien en quien ella confiaba.
- Sara'yı ben öldürdüm! Öldür beni.
¡ Maté a Sara!
Arrow'un Sara'ya olanları bildiğini ve ona söylemediğini biliyor.
Sabe que Arrow sabía lo de Sara y no se lo dijo.
Sara...
Sara...
Tommy, Sara.
Tommy, Sara.
Aslında Sara'yı hatırlatacak bir şeyler iyi olabilir.
¿ Sabes qué? Podría necesitar también un recuerdo de Sara.
Sara.
Sara.
Sara, babasından sevgiyle bahsederdi.
Sara habló con tanto amor de su padre.
Sara, kızımla tanışmamış olsaydı Lian Yu'nun kıyılarında, açlıktan ölürdü.
Si Sara no hubiera conocido a mi hija, se habría muerto de hambre en las orillas de Lian Yu.
Sana Lian Yu'da Sara ile beraber olmadığı yalanını söyleyen adam.
El mismo hombre que mintió, diciéndole que no estuvo con Sara en Lian Yu.
Sadece Sara'nın ölümünü senden sakladığı için kızdın.
Estás cabreado porque mantuvo en secreto la muerte de Sara.
Ama sonra fark ettim ki Sara'nın ölmesinin sebebi o.
Pero luego me di cuenta, que es la razón por la que Sara fue asesinada.
Sen, Harper, Sara... Central Şehri'ndeki ucube, Huntress.
Tú, Harper, Sara, los raros en Central City, la Cazadora ;
Sara da sadece bunlara dahil olduğundan dolayı öldü.
Y Sara murió solo porque era parte de todo eso también.
Sara'nın neden öldüğü hakkında hiçbir fikrin yok.
No tienes ni idea de por qué Sara fue asesinada.
O tekne battığında ve Sara'nın öldüğünü sandığımızda Queen'i suçladım.
¿ Sabes? , cuando ese barco se hundió y nos... nos enteramos que Sara estaba muerta, Culpaba a Queen.
Lyla, Sara'yı annesine götürdü.
Lyla llevó a Sara a casa de su madre.
Bu, Ra's denen herif... Bana Sara'nın seninle beraber adaya vardığını söyledi.
Este tal Ra's, me dijo que Sara estuvo en la isla contigo.
Benim şu anki durumumla Sara'nın Oliver'la Lian Yu'da geçirdiği zamandan sonraki durumu arasında çok fark var.
Hay poca comparación entre mi situación actual y la de Sara tras su tiempo con Oliver en Lian Yu.
Onun ne olduğunu bilseydi bile, veya ben bilseydim bile bence Sara henüz tavuk yemek için fazla küçük.
Incluso si supiera lo que era eso, incluso si yo supiera lo que era eso, creo que Sara todavía es un poco joven para el Cacciatore de pollo.
Sara'yı hatırlıyor musun bari?
¿ Te acuerdas de Sara?
Yap hadi! Ölürsem Sara'yla aynı yerde ölmüş olacağım.
Si muriera, me gustaría hacerlo en el mismo suelo que Sara.
- Sara'ya bir şey yapacaklar sandım.
Pensaba que iban a por Sara.
- Her şey yolunda, Sara iyi.
Todo está bien, Sara está bien.
İşleri düzeltene kadar buradan gidiyorlar.
Lyla tiene a Sara.
Bazılarımız sırf iş buldu diye Sara'nın ölümünü atlatamıyor.
Hace falta más que un lujoso trabajo en un despacho de abogados para que algunos superemos la muerte de Sara.
Sara... Sara... Sara...
Sara...
Sara'nın ismini sayıklayıp durdun.
No parabas de decir el nombre de Sara.
- Sara'nın öldüğünü?
¿ Que Sara murió?
Slade'den sonra Sara Suikastçılar Birliği'ne döndü.
¿ Por qué? Después de todo lo que pasó con Slade Sara volvió a la Liga de Asesinos.
Bana neden Sara'yı anlatmadın?
¿ Por qué no me dijiste lo de Sara?
Sara öldüğünde, dünyayı daha iyi bir yer yapabilmek için.. ... hukuk okumak istediğini söylemiştin.
Cuando Sara murió, dijiste que querías estudiar Derecho porque querías hacer del mundo un lugar mejor.
- Bana Sara'yı neden anlatmadın?
¿ Por qué no me contaste sobre Sara?
- Sara'yı Malcolm öldürdü.
- Malcolm mató a Sara.
Hayır. Sara...
No, ¿ Sara?
Sara'ya olanlar senin hatan değildi.
- ¡ Lo que le pasó a Sara no es tu culpa!
Sen de Sara'ya böyle yapmadın mı?
¿ No es eso lo que hiciste por Sara?
Sara nerede?
!
İyi mi?
¿ Dónde está Sara, está bien?
Sara'yı sen öldürdün.
Tú mataste a Sara.
- Bunu Sara'ya anlat sen.
- ¡ Sí, dile eso a Sara!