English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Seref

Seref tradutor Espanhol

2,989 parallel translation
Söylemeliyim ki, şeref duyuyorum ve minnettarım...
"Debo decir me siento tan honrado y muy agradecido de ser..."
# Ne kadar şeref duyduğumu ve minnettar olduğumu belirtmeliyim...
"...
O kadar süre sonra giden ilk kişi olmaktan şeref duyuyorum.
Me siento ahm, muy orgulloso de ser uno de los primeros en volver luego de tanto tiempo...
Şeref çağında yaşıyoruz.
Ciertamente vivimos en tiempos de honor.
Şeref ise görev ve fedakarlık gerektirir.
Con el honor viene el deber. Y el sacrificio.
Bu kahramanca görevde yer alarak Koreliler şeref bulacaktır.
Los Coreanos deberían estar orgullosos de ser incluidos en esta heroica misión.
Beni seçmiş olmanız gerçekten büyük bir şeref... Gidiyor olduğumuz seminer için tabii.
Me siento honrada de que me haya elegido a mí... para ir al seminario al que vamos.
Şu görevi gördün mü? Ona şeref madalyası kazandırmış.
Ese enfrentamiento le ganó una condecoración.
Şeref duyarım.
Sería un honor.
Bir kez daha, bu şeref bana verildi.
Una vez más, me tocó a mí.
Şeref duyarım!
¡ Será un honor!
Sizinle tanışmak büyük şeref, Sör Ridley.
Es todo un honor conocerlo, Sir Ridley.
Ve bu ödül tarafından hem şeref duyar hem de çok duygulanırdı.
Y nos honró con este regalo.
Nobel Derneği'nden şeref ödülü almış.
Consiguió una mención honrosa de la Fundación Nobel.
Büyük şeref duydum.
Qué placer conocerte.
Bu ne şeref.
¡ Qué honor!
Şeref salonu burası mı?
Knock, knock. ¿ Esta es la sala V.I.P.?
Sizinle tanışmak büyük şeref.
" Es un honor conocerlo.
Şan ve şeref senin olmalı ama her şeye gücü yetecek şekilde.
Que prefieres tu fama que la voluntad del Todopoderoso.
Sör Ilyn, şeref sizindir.
Sir Ilyn, hágame el honor.
Bayan Bellefleur, şeref duydum.
- Sra. Bellefleur, es un honor.
Bu benim şeref sözümdür.
Qué es una promesa que honraré.
Şeref duydum.
Es un honor.
Daha önceden köyümüzdeki birinden bunu yapmasını istemiştim, ancak kralımızın bunu yapmasından daha büyük bir şeref duyarım.
Hice arreglos para que un anciano de la villa lo haga pero significaría mucho más si el Rey lo hiciera.
Sonunda seninle tanışmak bir şeref.
Es un placer al fin la encuentro
" Şeref bir adama... Buraya kadarmış!
"La gloria viene al hombre..."
Ve kitap fuarında şeref bölümünde!
Y un lugar de honor en el Salón del libro!
Bu çok özel günde, yeni okulumuzun açılışına varlığınızla şeref verdiğiniz için hepinize teşekkür ederim.
Me gustaría daros las gracias a todos por venir a esta ocasión tan especial, la inauguración de nuestra bonita escuela nueva...
Bu çok özel günde, yeni okulumuzun açılışında şeref verdiğiniz için hepinize teşekkür ederim.
Quisiera agradecer a todos por venir en esta ocasión especial, la dedicatoria de nuestra hermosa escuela nueva.
- Şeref sözü. Bozarsam çürürüm.
- Palabra de honor o que nos pudramos.
Şeref duyarım efendim.
Será mi honor, Señor.
- Elbette, bu benim için bir şeref.
- Sería un honor. - Muy bien.
Yani, "şeref" kelimesinin ne anlama geldiğini biliyorsundur.
Así que... comprende el concepto de honor.
devrimciler bana böyle bir şeref bahşettiğinden beri, küstah ve kanuna aykırı biri oldum.
Desde que Uds. Revolucionarios me han otorgado tal honor a mí, he sido impertinente y he infringido a la ley.
- Gelmenizle şeref verirsiniz.
Es más que una bienvenida...
Şeref duydum efendim.
Nos honra con su presencia.
Bu kadar sıcak bir misafirperverliğe denk geldiğim için asıl ben şeref duydum.
El honor es mío, por encontrarme con tan cariñosa hospitalidad.
Bu şeref bir gladyatör eğitmenine düşmez.
El honor no le queda a un propietario.
Tullius tarafından davet edilmek büyük bir şeref.
Un gran honor haber sido invitados por Tullius.
Bana şeref verir.
Sería un honor.
Belediye Başkanı Polis Vakfı şeref nişanı saat 17 : 00 ile 18 : 30 arası bir kabul töreninde.
La Fundación de la Policía condecora al alcalde de 17 a 18 : 30 horas.
Bazılarımız için hakiki şeref, kişisel başarılardan ibaret değil.
Para algunos de nosotros, la verdadera gloria no trata sobre logros personales.
Şan şeref getirin!
¡ Tráeme la gloria!
Benim için bir şeref.
Es un honor.
Bu odadaki hanımlar ve beyler kurtarılma operasyonunuzda aktif rol oynadı. O yüzden sizi ağırlamak bizim için bir şeref.
Muchos de los hombres y mujeres en esta habitación estuvieron involucrados en la operación en la que terminó siendo rescatado, así que nos sentimos más orgullosos de darle la bienvenida.
Bu bizim aramızdaki şeref sözü.
Es un código de honor entre nosotros.
Şeref tam olarak neresinde?
¿ Dónde está exactamente el honor en esto?
Sizinle tanışmak bir şeref.
Es un honor conocerlos.
- Şeref duydum hanımefendi.
- Mis saludos.
O şeref bana ait.
Sería un honor.
Lojistik ve stratejide üstün şeref ödülü almış.
Con honores en logística y estrategia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]