Shep tradutor Espanhol
488 parallel translation
Shep Huntleigh.
Shep Huntleigh.
Bu adam Shep Huntleigh değil!
Este hombre no es Shep Huntleigh.
Shep bu.
Es Shep.
- Kim bu arkadaş, Shep?
- ¿ Quién es éste, Shep?
Ben, Shep Horgan.
Yo soy Shep Horgan.
Shep dün gece getirdi sana onları sen uyuduktan sonra.
Shep se la trajo después de que se durmiera.
Shep, bana bir şeyler kırdırtacaksın.
Shep. Vas a hacer que rompa algo.
Bilirsin bir zamanlar... bir süre önce...
¿ Sabes? Hace... hace un tiempo, no hace mucho... cuando Shep no estaba, como ahora.
Shep bunu öğrenseydi seni öldürürdü.
Si Shep te pilla haciendo eso, te matará.
Shep uzaktayken, buraya ben göz kulak olurum.
Mientras Shep no esté, yo vigilo la zona.
Üstünden gelirsin çünkü Shep o kadar iyi bir insan ki... ona kötülük yapıyormuş gibi hissedersin.
Se acostumbra porque Shep es tan buen hombre... que a uno le duele jugársela.
- Bu, seni ilgilendirmez... ama Shep beni eve, akşam yemeğine çağırdı. - Nedenmiş o?
- ¿ Por qué?
Shep seni eve, akşam yemeğine mi çağırdı?
¿ Shep te ha invitado a cenar en su casa?
Sana Shep'ti dedim, değil mi?
Te dije que había sido él, ¿ no?
Tamam, Shep.
Vale, Shep.
- Bu Shep'in yeni ustabaşı.
- Es el nuevo capataz de Shep.
Shep'in arazisindeler değil mi?
Están en la tierra de Shep, ¿ no?
Pekala, Shep'in arazisindeler.
Vale, ahora están en la tierra de Shep.
Bakalım Shep ne diyecek.
A ver qué dice Shep.
- Shep, lütfen, beni yanlış anladın.
- Shep, por favor, no me has entendido.
Shep, neden Jube'e beni Mae diye çağırmasını emretmiyorsun.
Shep, ¿ por qué no le mandas a Jube que me llame Mae?
- Ben Shep'im.
- Me llamo Shep.
En azından Shep için.
No por él.
Shep?
¿ Shep?
Bir gün Shep sığır almaya Calgary'ye geldi.
Entonces Shep llegó a Calgary a comprar ganado.
- Shep yüzünden.
- Por Shep.
- Başka yollar da var, Shep.
- Hay otras maneras, Shep.
O zamandan beri de hiç durmadım... Shep bana bu işi verene kadar.
No he dejado de correr desde entonces... hasta que Shep me dio este trabajo.
Bu doğru Shep.
Así es, Shep.
İçimde bir zerre merak ve dev gibi bir inanç var... seni görüyorum Shep.
Tengo un poco de curiosidad y una montaña de fe... a ver lo que sale, Shep.
- Shep.
- Shep.
- Şansın döndü ha, Shep? - Hem de çok.
- ¿ Crees que tu suerte ha cambiado, Shep?
Ardından Shep senin lider olmanı istedi, nasıl olduğunu biliyorsun.
Cuando Shep te pidió que fueras su capataz, ya sabías cómo iba la cosa.
Shep bana kendimi önemli hissettirdi.
Shep me hizo sentirme alguien.
- Shep yaşama amacı verdi bana.
- Shep me dio una razón para vivir.
- Shep. Ya biz?
- Shep. ¿ Y nosotros?
Seninle dövüşmeyeceğim Shep.
No te voy a golpear, Shep.
Ona aldırma Shep.
No le hagas caso, Shep.
Biliyorsun bunu Shep.
Eso ya lo sabes, Shep.
Ne yapmayı planlıyorsun Shep?
¿ Qué vas a hacer, Shep?
- Shep'e ne diyeceksin?
- ¿ Qué vas a decirle a Shep?
Bekle bir dakika.
Espera, Shep.
Tamamen yanlışın var Shep.
Te equivocas.
Shep'in dediğini duydun mu?
¿ Oísteis lo que dijo Shep?
Shep'in mi yoksa Troop'un mu? Çünkü iki tarafta birden yer alamazsınız.
El de Shep o el de Troop, porque no se puede estar en los dos.
Yani başından beri, ben Shep'in tarafındaydım.
Yo he estado con Shep desde el principio.
İnsanın sahip olabileceği en iyi şeflerden biriydi bence o.
Creo que Shep era uno de los mejores jefes que nadie haya podido tener.
Shep sandalyesine oturduğunu görürse ne olur biliyor musun?
Si Shep te ve sentado en su silla, ¿ sabes lo que va a pasar?
Shep öldü.
Shep está muerto.
Shep'i öldürmesini mi istedin ondan?
¿ Le pediste que matara a Shep?
Çünkü Shep'i öldürdü.
Porque mató a Shep.