Solunda tradutor Espanhol
432 parallel translation
Tatlım, bak. Loganshire Düşesi, hemen solunda.
Mira, la duquesa de Loganshire, a tu izquierda.
Yahudi milletvekili Landsberg, solunda Schneidemann ile birlikte.
El representante judío Lansberg, con Schneidemann a la izquierda.
Solunda olacağım. Anlaşıldı mı?
Yo estaré a tu izquierda. ¿ De acuerdo?
Yolun solunda.
A mano izquierda.
Riling, ağaçların solunda diğer ikisi ağılın yanında.
Riling, en los árboles a la izquierda los otros dos están cerca del corral.
- Solunda su olduğunu söylüyor.
- Dice que hay agua a su izquierda.
Dışarıya açılan kapının sağında ya da solunda.
A la derecha e izquierda de la entrada.
Kızın solunda mı, sağında mı yoksa arkasında mı duruyordu?
¿ Y el ladrón estaba a un lado de la víctima o detrás de ella?
- Solunda derin sular var.
- Hay aguas profundas a tu derecha.
Tam şuraya, yolun solunda kumarhane yapacağız... çamları da otel için koruyacağız.
Construiremos el casino a un lado del camino justo aqui... y salvaré los pinos para el hotel.
Kütüphane holün solunda.
La encontrará a la izquierda de la sala.
Bir adım ileri çıkarsan, tam solunda tepenin üstünde görürsün.
Si te asomas, lo tienes a tu izquierda, en lo alto de la loma.
Bay Biegler'ın solunda oturan... sanığı tanıyanınız var mı?
¿ Alguien conoce al acusado, que está sentado a la izquierda del Sr. Biegler?
Orta tarafta, yolun solunda bir fırın var.
Hay una panadería.
- Ön sırada, en uçtaki sütunun solunda.
- Primera fila, a la izquierda de la columna.
Petrov, tankların saldırı hattında. Vasilyev'in solunda dere yatağı var.
Un barranco protege el flanco izquierdo de Vasíliev, los tanques no pasarán.
Solunda.
A tu izquierda.
Koridorun solunda arkadan onuncu sırada Hughie isimli bir genç bekliyor.
A la izquierda del pasillo, en la décima fila por el final, encontraréis a un joven, Hughie.
Führer'in solunda Profesör Speer.
A la izquierda del Führer, Profesor Speer.
Sağında mı solunda mı?
¿ A la derecha o a la izquierda?
Hayır, hayır, madam hep babanızın solunda otururdu.
La señora siempre se sentaba a la izquierda.
Gördünüz mü? O ikinci karanlık kayalığın solunda.
¿ Ve ahí arriba, a la izquierda del segundo risco?
Yani sonuna kadar yanındayım, hep solunda kalacağım.
Estoy contigo hasta el final, siempre a tu izquierda.
Sağ kulağında biraz ağır işitme sorunu var, bu nedenle solunda durun.
Es un poco sordo del oído derecho, así que háblele por el izquierdo.
Bir keresinde onun solunda oturdum.. ABD Başkanı... onun sağındaydı... Anayasa Mahkemesi'nin iki üyesi de önündeydi... 12 yaşındaydım.
Una vez me senté a su izquierda... con el Presidente de los Estados Unidos... a su derecha... y dos jueces de la Suprema Corte a sus pies.
Solunda kalırsanız, kazanır ve günü kurtarırsınız.
Mantente a su izquierda y lo vencerás.
Hitler kanepenin solunda oturuyordu. Yüzü yavaşça öne düşmüş ve sağa doğru sarkmıştı.
Hitler estaba sentado a la izquierda del sofá con su rostro se inclinó un poco hacia delante y colgando hacia abajo a la derecha.
Yani, onca yolu geçip, buraya gelmen tereyağından kıl çeker gibi sağında solunda kim varsa üstesinden gelip, beni alman.
Regresas aquí, por estos caminos... haces algo como esto... y luego les ganas a los policías sin esfuerzo.
Votka onun solunda.
Vodka. A la izquierda.
- Moon, solunda.
- Moon, a tu izquierda.
Şu anda ekranın solunda karşınızda endüstriyel mutfağın imparatoru hazır yemeğin Napolyon'u Bay Tricatel var.
Entrando, a la izquierda el emperador de la comida rápida... El emperador de lo listo para comer... : ¡ Tricatel!
Trenin solunda ise gergedan ve zebraları görebilirsiniz.
A la izquierda del tren, el rinoceronte blanco y la cebra.
Oda banyonun solunda.
Está a la izquierda del baño.
Döndükten sonra, sahnenin solunda duracaksın. ... öne doğru eğilecek, seyirciye dönüp onlara selam vereceksin.
Después de dar unas vueltas, te paras, vas hacia la izquierda, te inclinas, te pones de cara al público, saludas...
" Sağında Toplar, Solunda Toplar,..
" Cañones a la derecha, cañones a la izquierda.
- Berbat likörün solunda.
- Tu repugnante licor está ahí.
Düşman tepenin solunda!
¡ Enemigos en la ladera izquierda!
Nasıl olur da- - - "Sahnenin solunda!" " Bir şömine.
A la izquierda hay una Chimenea
Karpuzların solunda bolca panç var.
Aún queda mucho ponche en esos melones.
İki yüz metre, tepenin üstünde, ağacın solunda.
200 metros, sobre el cerro, a la izquierda del árbol.
Solunda kapıya yakın yerde bir kutu var.
A la izquierda hay una caja cerca de la puerta.
İkimiz, kapısının sağında ve solunda dikilip selam verdik.
Nosotros, que estábamos a la derecha y a la izquierda de la puerta, saludamos.
Solunda! Sıyrılalım!
Tu izquierda!
Erkekler tuvaleti alt katta yürüyen merdivenin solunda.
El servicio está abajo, a la izquierda de las escaleras.
Solunda senin için bir yer var.
Hay sitio a tu izquierda.
Solunda ki ilk koridordan yukarı çık.
Es el primer corredor a tu izquierda y luego por la escalera.
Büyük Ayı'nın solunda.
- A la izquierda de la Osa Mayor.
Solunda bir MiG var.
Tienes un MiG a tu izquierda.
Porta Pinciana ve solunda Villa Borghese'yi düşün.
Porta Pinciana... Villa Borghese a la izquierda.
Akropolis'in solunda, Kahin mağarasının girişi var.
A la izquierda de la Acrópolis está el rincón de la Sibila.
Bumblebee, solunda! Hounde, eğil!
Bumblebee, el lado izquierdo.