São tradutor Espanhol
84 parallel translation
Cape de São Roque yakınına bir rota çiz.
Ponga rumbo hacia el Cabo San Roque.
Hadi gidip Rio-São Paulo yolunda çalışalım.
Ahora vamos a volver y entrenar más en la Rio-São Paulo.
Şuradaki kilise, São Jorge.
Esa de allí es la Iglesia de San Giorgio.
"Sâo Vicente'de Fransızların düşmanları olan Portekizliler yerleşmişti."
"En São Vicente vivían los portugueses, enemigos de los franceses."
Sâo Vicente'ye varana kadar bizden yana savaşmak zorunda kalacak.
Tendrá que luchar de nuestro lado... hasta que lleguemos a São Vicente.
- São Pedro. Seni oraya götüreyim mi?
- São Pedro. ¿ Quieres que te lleve?
St. James der ki,
São João, disse :
Sao Paulo'daki mücadelelerinde kazandıkları tecrübelerini bu operasyonda bize yardımcı olmak üzere beraberlerinde getirdiler.
Traen su experiencia de la lucha en São Paulo... para ayudarnos en nuestra operación.
Yoldaş Jonas, Sao Paulo'daki çok riskli operasyonlarımızda olağanüstü cesaret örnekleri göstermiştir.
Compañero Jonas ha demostrado corage extraordinário... en arriesgadas operaciones en São Paulo.
Pekin, Roma, Sao Paulo, Kahire, Berlin.
Pekín, Roma, São Paulo, El Cairo, Berlín.
İşte, yeni yerleşim bölgesindeki evinin adresi.
Esta es la dirección donde él vive hoy. Queda en Vila São Jõao.
Sao Bento do Una'daki Josefa Maria da Silva'ya.
Josefa Maria da Silva, en São Bento do Uma.
Evet ama Sao Paulo'daki heykeli işittim ve incelemeye gittim.
Sí, pero en São Paulo escuché de la estatua y decidí investigarlo por mi cuenta.
Ben Sao Paulo'ya gittim.
Me enviaron a São Paulo.
Para, pasaportlar, São Paulo'da yeni kimlikler...
Dinero, pasaportes, una nueva identidad en São Paulo...
São Paulo için.
São Paulo.
80'lerin sonlarında, hapishanelerde AIDS'i önleme çalışmaları beni São Paulo Tutukevi'ne götürdü.
A finales de los años 80 el trabajo de prevención del sida en la población reclusa me llev ó hasta el centro de detención de São Paulo.
2 Ekim 1992'de, São Paulo Tutukevi'nde 111 adam öldü.
El 2 de octubre de 1992, 111 hombres murieron en la prisión de São Paulo.
Senden yardım istiyorum çünkü São Paulo'da kimseyi tanımıyorum.
Te imploro, Alice. No conozco a nadie más aquí en Sao Paulo.
yarın biraz zor, Paris den Sao Paulo gideceğim.
Mañana va a ser difícil, hubo rotación de Paris para São Paulo.
Sao Paulo çok büyük bir şehir!
¡ São Paulo es una ciudad tan grande!
İnkar edememem
No voy a negar "OLIMPIA" - SÃO PAULO - 2005
SÃO PAULO Şehri
SÃO PAULO
São Paulo çok büyük, dünyanın her tarafından tüm takımları destekleyen... insanlar var.
São Paulo es tan grande que... entra gente de todos los tipos y de todas las hinchadas del mundo.
Cris, Sao Paulo'daki işi hatırlıyor musun?
Cris, recuerda el trabajo en São Paulo?
Sanırım bir yıllığına Sao Paulo'ya gidebilirim.
Creo que podría ir a São Paulo por un año.
Cris, Sao Paulo'ya gitmek istiyor.
Cris quiere ir a São Paulo.
Sao Conrado'nun oralarda bir yerde.
Más en São Conrado.
Sâo Paolo daha puslu.
São Paulo es nublado.
SÃO GONÇALO STATE OF RIO
SAN GONZALO ESTADO DE RÍO
Saat zaten 10 : 57.
São 10 : 57.
Sao Paolo bekliyor.
São Paulo espera.
ve São Paulo konserinde 60,000 kişi vardı o zamana kadarki en geniş seyirciye çaldık tek başımıza imkansız çoklukta insan ve vahşi bir karmaşa vardı ama öylesine birleştirici bir şekilde kilitlenmiştik ki büyüleyiciydi.
La audiencia con diferencia más grande ante la cual habíamos tocado. Podíamos sentir el tumulto salvaje de las masas, pero unidas de una manera mágica. Nos elevamos.
São Paulo'dan bir buçuk saat sürüyor.
Está a una hora y media de Sao Paulo.
São Paulo'ya gelmeden önceydi.
Fue antes de llegar a Sao Paulo.
São Paulo'lu değil.
No es de Sao Paulo.
Seni ilgilendirmez, fakat Sao Paulo'ya, sizden uzaklara gidecek.
No es de tu cuenta pero va a São Paulo, lejos de ustedes.
Sao Paulo, fakat sürücüde bir adres yok.
Según el motorista iban a São Paulo.
Hâlâ Sao Paulo'da iz arıyorlar.
Los policías buscan pistas en São Paulo hasta hoy.
Sao Paulo'da PCC çetesini ben araştırıyordum.
El problema es que estaba en São Paulo averiguando el PCC.
São Paulo'ya bile kumaş gönderiyorduk.
Incluso vendíamos telas en Sao Paulo.
Tek bildiğim onun Sao Paulo'da aileme en yakın kişi olduğu.
sólo sé que es la persona que está mas cerca de mi familia... que vive aquí en São Paulo.
- Londra, Japonya, Brezilya, Sao Paulo.
- Londres, Japón, Brasil, São Paulo.
Bir tanesi Londra'da Tate Nodern sonbahar sergisi Diğeri São Paulo Bienali.
Una es para la TATE de Londres durante este otoño, la otra es para la Bienal de São Paulo.
Sao Paulo'daki bir arkadaşa ufak bir ithalat ihracat işinde yardım ediyordum.
Estaba ayudando a un amigo brasileño con... -... un pequeño negocio en São Paulo.
- São Fernando'yu biliyor musun?
- ¿ Conoces San Fernando?
Buradan 2 saatlik araba mesafesinde São Pedro Hastanesi var.
- El hospital de San Pedro está a dos horas de aquí.
Bu olay São Paulo ya da Belo Horizonte'de olmadı.
Ni São Paulo ni Belo Horizonte, fue aquí mismo, tío.
- Sao Paulo.
- São Paulo.
- Sao Paolo mu?
- ¿ São Paulo?
- Şu Sao Paulo'lu adamlar.
De São Paulo.