Söylüyorum tradutor Espanhol
25,370 parallel translation
Evet, komik. Herkese havalı olmayan halim olduğunu söylüyorum.
Sí, siempre digo que eres mi versión no genial.
Ramona, sana söylüyorum!
Ramona, lo que digo...
Söylüyorum sadece, Lion'ların maç kaybetmeden playoff'lara kaldığı yıldayız.
Tan solo digo que este es el año en que los Lions se meten en playoffs con un récord de derrotas.
- Tekrar söylüyorum, Erlich Bachman.
Repito, me llamo Erlich Bachman.
Bir de yine söylüyorum, Erlich'i yakıyorsun.
Pero estás incendiando a Erlich. ¿ Y qué?
Sadece söylüyorum. Herkes ölüyor.
Solo digo que todos murieron.
Samimi söylüyorum başka bir şey düşünmedim bile.
En serio, olvídalo.
Kafanızda şüphe kalmasın diye söylüyorum. Millet "dosyalarım nerede" diye meraklandı. - " 0 kilobayt mı kullanıldı?
Para que sepan la gente se pregunta dónde están sus archivos buscan un botón de descarga.
Affınıza sığınarak söylüyorum efendim ama bana bu durumu tüm gerçekliğiyle anlattığınıza emin değilim.
Con el debido respeto, señor, no creo que me haya contado toda la verdad sobre esta situación.
- Anne, senin için endişelendiğimi söylüyorum.
- Mamá, digo que me preocupo.
Şartlarını kabul ediyorum, ama, suç işleme geçmişine bakarak söylüyorum, lütfen bunun geçici olduğu konusunda bana güvence ver.
Muy bien, Me arrepentiré de tus terminos, pero teniendo en cuenta tu historial de reincidencia, dame una garantía que este arreglo solo será temporal.
Size sürekli söylüyorum, işe yaramaz bunlar.
Sigo diciéndote que no valen nada.
Tamam, gerçeği söylüyorum ; ama önce bir soru soracağım.
Está bien, te voy a decir la verdad - la siempre y cuando se contesta a una pregunta primero.
Sana söylüyorum, hiç onunla konuşacak cesareti bulamadım, sadece...
Créetelo, nunca me he atrevido a hablar con él. - Es que...
Yüzyıllar boyu yaşadığım tecrübeye dayanarak söylüyorum aşırı ruhsal ızdıraba karşı tek ilaç ham fiziksel gaddarlıktır. Acıyı hissetmek mi istiyorsun Damon?
Mi experiencia durante siglos ha sido que el único remedio de verdad contra la angustia mental extrema... es la cruel brutalidad física. ¿ De verdad quieres sentir dolor, Damon?
Üzülerek söylüyorum ki bu benim son hikâyem olacak.
Me apena decir... que esta será mi última historia.
Ona şarkı söylüyorum.
Le canto.
Ona şarkı söylüyorum, o da dışarı çıkıyor.
Le cantaré. Vendrá.
Dinle ben bile bak ben bile bunun hata gibi geldiğini söylüyorum.
Escucha, hasta yo, vale, hasta yo digo que parece un error.
Tanrım, söylüyorum sana.
Dios, déjeme decirle.
Bütün saygımla söylüyorum, kilise kutsal bir mekan
Con todo respeto, esa iglesia es suelo sagrado.
Şimdi, sırf herkes anlasın diye söylüyorum bu arazide bir gece saldırısı olacak yüksek mevzide konuşlanmış uzman bir nişancıya karşı yani bilirsiniz fazlaca su için.
Vale, para que todo el mundo entienda, este será un asalto nocturno en campo abierto contra un tirador experto en una posición elevada, así que... ya sabéis... bebed mucha agua.
Ben keçilerin sadece yarısını kaçırdığını söylüyorum.
Yo digo que solo estás medio loco.
Gelenlere Dali'nin eseri olduğunu söylüyorum.
A los invitados les digo que es de Dalí.
Bu yüzden sana söylüyorum, kendine hakim olman gerekiyor.
Por eso te digo que tienes que mantener la distancia.
Altınları kadar iyi biri ki üzülerek söylüyorum buna çok ihtiyacımız var.
Tan bueno como su oro, el cual siento decir que necesitamos muchísimo.
Bunları tüm ailelere söylüyorum ama çok azı bunları dinliyor.
Sí, bueno, se lo digo a todos los padres y hacen caso muy pocos.
Son kez söylüyorum, Candace'in babasıyla dışarıya çıkmayacağım.
Por última vez, no voy a salir con el padre de Candace.
Sana söylüyorum işte, hiç bir şey hatırlamıyorum.
Te lo digo, no me acuerdo de nada.
Söylüyorum sana, Trailer Park'ta çıplaktı.
Te lo digo, trasero desnudo a través del parque de casas rodantes.
Direk söylüyorum.
Te lo digo, directo...
Bunu tüm kalbimle söylüyorum.
Y lo hago de todo corazón.
Affınıza sığınarak söylüyorum ki bunun için çok geç.
Con todo respeto, señora, es un poco tarde para eso.
Ben söylüyorum bunu.
Te lo estoy diciendo. Yo.
Başından beri söylüyorum, ben bu söze inanmıyorum.
Te lo dije desde el principio. No creo en ello.
Kutsal sözümüzü söylüyorum.
Me gustaría que recitemos nuestro mantra.
Söylüyorum işte, Jones'u öldürmedin.
Mira, te digo que no has matado a Jones.
Ne ben yalan söylüyorum, ne de siz bana.
No mentiré ni vosotros tampoco.
Ben de o zaman şunu söylüyorum sonunda buraya uyum sağladın.
Te voy a decir una cosa : al final has encajado en este sitio.
Size söylüyorum, Retro Girl o akşam orada değildi.
Os lo digo, Retro Girl no estuvo allí aquella noche.
Kayıtlara geçsin diye söylüyorum, çalıştığım İç Güvenlik müdürleri içinde... -... en sevdiğim sendin.
Bueno, para que conste, de todos los directores de Seguridad Nacional con los que hemos trabajado, eras mi favorito.
- Tamam. Bil diye söylüyorum, bu geçirdiğim en kötü buluşma değildi... - Walter?
Y que conste, esta no fue la peor cita que he tenido... ¿ Walter?
Bir yetiştirici olarak söylüyorum, çoğu yönden iyi bir eşleşme olurdu.
En muchos sentidos, y hablo como criador, seríamos una buena pareja.
Âşık bir eşin koruma hislerine sahibim ve o adamın bir suikastçı olmadığını söylüyorum.
Tengo el instinto protector de una esposa que te quiere, y te aseguro que no es un asesino.
Doğruyu söylüyorum, istersen beni öldür.
Se fue en el primero que salió, lo juro por Dios, o me mate.
Çünkü ne zaman onunla karşı karşıya kalsam aptalca şeyler söylüyorum.
Porque cada vez que abro la boca delante de él. Digo alguna idiotez.
Baracus'e her şeyi söylüyorum.
Le diré todo a Baracus.
Hayır, sadece iş hakkında konuştuk, samimi söylüyorum.
No, Ana. Te lo prometo, fue estrictamente negocios... aunque compartimos un aperitivo de taquitos.
Ana, ciddi söylüyorum, neredeyse senden hoşlandığımı falan düşüneceğim!
Ana, puedo honestamente decir que casi me atraes en este momento.
- Söylüyorum sana, herkes çıldırac...
- Lo digo en serio, irás directa...
Şimdi de sana bunun sadece parayla ilgili olmadığını söylüyorum.
Y te aseguro que no se trata de dinero.