Tabikide tradutor Espanhol
173 parallel translation
Neden, tabikide korkmam.
- Claro que no.
Fakat bunlar bilmem gereken şeyler değil tabikide.
Pero eso es algo que yo no debería saber, por supuesto.
Vergisiz tabikide.
Libres de impuestos, claro.
Tabikide bir belaya neden olmak için fikrin var.
A menos, por supuesto que pienses causar más problemas.
Tabikide hayır.
Por supuesto que no.
Tabikide! Şimdiden iyileşmeye başladı.
Claro... ya va mejor
Tabikide.
Claro
Şey yıldız haritası tabikide mahvolmuş, ama korkarım başka çaremiz yok.
Bien, la carta astral se perderá por supuesto, pero temo que no tenemos más alternativa.
Tabikide geldiğimiz yol!
La forma en que llegó, por supuesto!
Ve tabikide şeyler ile mücadele edemedik...
Y por supuesto, nosotros... no podíamos competir con...
Ve tabikide bütün otobüs terminallerini, Ve... tren istasyonlarını, havalimanını koruyoruz.
"Claro, estamos vigilando todas las terminales, estaciones y aeropuertos."
- Evet tabikide... ama işlerin ne kadar karışık olduğu hakkında hiçbir fikrin yok.
- Claro que puedo. ¿ Tiene idea del trabajo que da?
- Evet tabikide.
- Sí, claro.
- Ah, tabikide.
- Por supuesto.
- Tabikide.
- Por supuesto.
Jabu, bana itaatsizlik mi edeceksin? H-Hayır, tabikide.
¿ Acaso has olvidado mi rostro, Mu?
Ve, tabikide, çanta turbulansta çok işine yarayacak.
Y por supuesto, la bolsa estará a mano en caso de turbulencia. En caso de turbulencia.
Tabikide. Sadece unutmuşum.
simplemente me olvidé
Evet, tabikide Kağıtlar hemen şurda olucak.
Si, por supuesto. Tengo los papeles justo aquí.
Mesajı tabikide.
Sobre el mensaje.
- Evet tabikide.
- ¿ Si? Claro.
Tabikide, bayım.
Seguro, señor.
Tabikide, hayatım.
- Por supuesto, querida.
Tabikide hayır.
Oh, cielos, no.
- Tabikide.
- Desde luego.
Tabikide.
- Seguro que lo haré.
Tabikide neden bahsettiğimi biliyorum.
Pienso que sé lo que estoy diciendo! - Dashiki, Yo-
'bugün ayrılan çocukların anneleri,'tabikide kalmanın gitmekten tehlikeli olduğunu düşünüyor.'
'Las madres de los niños que se marchan hoy'piensan que es más peligroso quedarse que irse.'
Tabikide.
Claro que sí.
Tabikide hayır.
- Claro que no.
Tabikide.... hayır.
Por supuesto que... No.
Tabikide ediliyor.
Por supuesto que soy.
- Tabikide.
- Claro.
Tatlım tabikide farkettik.
Cielo, claro que los hemos visto.
Hayır tatlım, tabikide değil.
No, cariño, claro que no.
Şey tabikide terfi ettirdiğiniz için minnettarım.
Claro que estoy agradecida por el ascenso.
Tabikide benim piç..
Claro que lo soy, imbécil.
Tabikide Andrew böyle davranabilir.
Claro que Andrew lo está exteriorizando.
Tabikide. Bu sana o bahsettiğim kadının kocası.
Es el marido de la mujer de la que te estaba hablando.
Tabikide. Neden, uh, yarın uğramıyorsun?
¿ Por qué no te pasas mañana?
Tabikide.
- Por supuesto.
Tabikide gelebilirsin.
Por supuesto.
Tabikide seviyorsun.
Por supuesto que sí.
- Tabikide.
Por supuesto.
Tabikide.
Por supuesto.
Tabikide hayır.
Claro que no.
Evet, tabikide sorabilirsiniz.
- Claro que puede.
- Tabikide severim...
- Sí, seguro.
- Siktir tabikide... efendim.
- La mierda que si.
Tabikide yok, başkan buna izin vermez.
Claro, la presidenta nunca va a admitirlo!
Oh, tabikide.
- Claro. ¡ Vaya!