Television tradutor Espanhol
280 parallel translation
Restorasyon sırasında, Sony Film Şirketi ve Kaliforniya Üniversitesi Film-Televizyon Arşivi, en iyi kalite için son laboratuvar teknikleriyle dijital teknolojiyi kullandı.
En la restauración, Sony Pictures Entertainment, UCLA Film y Television Archive han utilizado un laboratorio moderno y tecnología digital para obtener la mejor calidad posible.
Televizyon.
- Por television.
- Televizyondan Ed Harrison mu?
El Ed Harrison de la television?
Hepiniz çıkıp neden bütün gösteriyi televizyonda yapmıyorsunuz?
? Por que no retransmitis todo el espectaculo por television?
Çocukların bu gösteriyi televizyona çıkarmak istediğini biliyor musun?
Los chicos van a retransmitir el espectaculo por television.
Televizyon görüntü girmiş.
Parece que la television esta por medio.
Generali televizyona yaklaştırma.
No dejes que el General se acerque a la television.
Buraya dönelim sen de televizyon izleyebilirsin.
Volveremos a la sala y podras ver la television.
VGIK ve "Central Study of the Television" yapımı ( 1958 )
Una producción del VGIK y del Estudio Central de la Televisión ( 1958 )
Yatakta televizyon izlediğim her gece elime aldım.
Cada noche, cuando veo television en la cama, lo tomo en mis manos.
Bir FUJI TELEVISION TOKYO EIGA yapım
Una producción FUJI TELEVISION TOKYO EIGA
- Televizyon doktoru? - Yok, hayır.
- ¿ En la serie "Television Doctor"?
Dostum, karakolda bir televizyonumuz olsaydı... hiçbir güç bana sizin programınızı açtıramazdı.
Amigo, si tuviesemos una television en el cuartel, me rompería un brazo antes de escuchar su programa.
Biliyor musunuz, ben onu televizyonda görmüştüm. Karımla ben, Madison Square Garden'da bulunduğunuz sırada.
Ah, lo vi en television con mi esposa cuando estaba en el Madison Square Garden.
Televizyon senin mi?
La Television es suya?
It has an arm, and I believe it's television-equipped, isn't it?
Tiene un brazo y va equipado con un monitor ¿ no?
Televizyona çıkmak istemiyorum!
'¡ No quiero salir en la television! '
- Film, televizyon gibi şeyler.
- Algo sobre la television, o el cine.
Hangi takım bilmem ama beni televizyonda izlersin...... ve dersin ki ben bu adamı tanıyorum.
No se en que equipo, pero tu me veras en television......... y diras, "yo conozco a este tipo".
Sizin televizyonda bu tarz bir konuşma yapacağınızı sanmıyordum.
No puedo creer que use esa clase de lenguaje en television.
- Dixon, Karını televizyonda gördüm.
- Dixon, vi a su mujer en television. - Si?
Sanırım çok fazla televizyon izliyorsun.
Creo que ves mucha television.
Başkan televizyona çıkıp vaatlerde bulunuyor, Tanrı aşkına.
Tengo al presidente en la television, prometiendo resultados, por Dios Santo.
Ve 3.000 dolarlık televizyon ses sistemi.
Y ese es el estereo de 3000 dolares. Y la television
Babanız kampanyası için televizyon karşısına çıkacak.
su padre esta pronto saldra en television por su campaña.
Televizyon yüzünden.
Asi que la television es la responsable.
Bart, bu odadaki çocuklar televizyondan, filmlerden ve yasal ortamlar gördükleri şeyleri uygularken yaralandılar.
Estos niños se hirieron haciendo acrobacias que vieron en television, peliculas y en teatros.
Bu çocuğa kardeşi televizyondaki bir güreş maçını taklit ederken İngiliz anahtarıyla vurdu.
Su hermano lo golpeo con una llave, copiando una lucha de la television.
- Televizyonda görmüştüm.
- Lo que he visto en television.
- TV'de mi gördün?
- Lo que viste en television?
Ben Ivan Little, Ulster Televizyonu, Dungannon.
Les ha informado Ivan Little, Ulster Television, Dungannon.
- "Televizyon", 300'lük.
- "Television" por 300.
- TV müptelası mısınız siz?
- ¡ Zoom! - ¿ Fueron destetados con la television Uds.?
Tatlım, bütün ekibi yetecek kadar var!
Dulce, tenemos como para alimentar a toda la cadena de television!
İnsan davranışında uzman olarak yarın ulusal televizyona çıkıyorum, ve çocukların her ikisi de uzakta.
Mañana salgo en television nacional como un especialista en comportamiento humano, Y en la ultima hora, mis dos hijos me dijeron que me odian.
Leo, tatlım, yarın sadece televizyona çıkacağın için... bu sana kibirli olma hakkını vermiyor.
Leo, amor, solo porque salgas en television mañana no te da ningun derecho a ser tan brusco!
Şimdi açıkça, ulusal bir televizyonda canlı yayına... bir hastayla gelmeniz, metodunuzun güven... tutarlılığını gösterir.
Ahora claramente, salir en television nacional en vivo con un paciente, demuestra una remarcable muestra de confianza en sus metodos.
Bart... Günde kaç saat televizyon izliyorsun?
Bart ¿ cuantas horas al día ves Television?
Sabah haberlerini arar haberi sızdırırım. Hemen atlayacaklardır.
No, yo llamare a la television y dejare filtrar la informacion.
Televizyona çıkmak istiyorlar.
Les gusta salir en la television.
- Sanmıyorum, televizyon olmalı.
- Nah, es la television.
Hey, bak televizyona çıkmışız.
hey, miren, saldremos en la television!
Dinleyin, bu hafta "Television Special" a çıkacağım ve gerçekten stili olan bir ayakkabıya ihtiyacım var.
Me contrataron para hacer un especial de televisión este fin de semana Y necesito unos zapatos muy funky.
Şimdi TV'ye bakıyor.
Ahora solo mira television
I could never watch television.
- tenían tele? - No podía ver televisión.
Onda çok sevimli bir yarışma sunucusu hali var. Kendi yarışma programı var mı?
Tiene apariencia de conductor de programa de television. ¿ Tiene el suyo?
Televizyonda gördüm.
Vi esto en la television.
Hayır. Kablolu TV sektörü, böyle bir tehlikeyi önlemek için tüm önlemleri almıştır.
No.La industria de la television tiene todos los recursos para asegurarse de que no pasen ese tipo de cosas.
Televizyona çıkan ilk başkan?
- Sí. El primer presidente en aparecer en la television?
Evi çok güzel, televizyonu da var.
Bonita casa, con television.
Televizyon ekranına doğru.
La pantalla de television.