Topu tradutor Espanhol
9,353 parallel translation
- Bana bir pinpon topu ver şimdi.
Pásame la pelota de ping-pong. Está bien.
Topu topu bir dosyayı Voight'in üzerine yıkacaktın.
Se supone que tenías que construir un caso en contra de Voight.
Ve topu yakaladı!
¡ Intercepción!
Topu hem aynı bardağa iki kere hem de diğer bardağa soktum. Yani tüm bardakları içmek zorundasınız. Hem önünüzde duran hem de bizim olanları.
puse una pelota en el mismo vaso de la otra pelota eso significa que tienen que tomarse todo, sus vasos y los nuestros.
Labutlara vuran bowling topu sesi.
Esos son bolas de bolos golpeando pinos.
Bowling topu ve bowling topu.
Bola de bolos y bola de bolos.
The Knick'ler periyota topu kontrol ederek başladılar.
Los Knicks tien el control de la bola.
Ses topu.
Es como un cañón acústico.
Ne yapacaksin, ona bir deste kart ile bilardo topu mu alacaksin?
¿ Qué hiciste, le pagaste una prostituta y algo de drogas?
Baş topu hazırlayın.
Luz apagada montaje 5-1.
Baş topu hazırlayın.
Preparen el 5 pulgadas.
Çek şu topu!
¡ Saca una bola!
Topu hazır konumda bekletin.
Guías montadas 5-1 listas.
keyifli bir gün sayılmazdı ama sana söylüyorum, Rusty topu parkın ta dışına yolladı.
lo hiciste excelente.
- Topu alabiliyor mu?
- ¿ Consigue coger la pelota?
Her gece gözlerimi kapatıp, kendimi topu saha dışına vururken hayal ettim.
Cada noche, yo cerraba los ojos... e me imaginaba bateándola tan fuerte que la sacaba del estadio.
Etkisi geçince savaş topu çarpmış gibi olacaksın.
Cuando empiezas, terminas como un cañón.
Sekiz topu gördün.
Has visto al bola ocho.
Thomas Ford, Vega'nın en büyük şampiyonlarından biri bir savaşta sadece bıçağıyla 22 sekiz topu öldüren bir efsane.
Thomas Ford quien es uno de los más grandes campeones de Vega, una leyenda por haber matado 22 bolas ocho en combate sin nada más que su puñal.
Üç topu soktum şimdi.
Acabo de meter la bola 3.
Şimdi havan topu menzilindeler.
¡ Están a distancia de mortero!
Bu bir havan topu saldırısı.
¡ Es un ataque con morteros!
Kimse Jago'ya ateş topu atamaz.
¡ Nadie le tira bolas de fuego a Jago!
Hani şu turuncu zıplayan topu olan.
Es el de esa pequeña bola inflable naranja.
Daha once 5 hiz topu almistim, sikinti yoktu.
Yo me he metido 5 chutes de cocaína antes y no tuve problemas.
Pekâlâ, lâfı fazla uzatmayacağım çünkü işemem gerekiyor. Çünkü altı dakikada bir işemem gerekiyor. Çünkü karnımda mesanemi yumruklayan bir plaj topu taşıyorum.
Vale, bueno, no voy a hablar mucho, porque tengo que ir a hacer pis otra vez, porque tengo que hacer pis cada seis minutos, porque tengo una pelota de playa en mi estómago que golpea mi vejiga.
- Yürütmüşsün topu işte. - Ona dokunmam bile, umurumda değil.
- Me has robado mi pelota. - ¡ Oye!
Yönetici stres topu.
La bola de estrés ejecutiva.
Aslında, Ronny'e Fatty'nin sembolik olarak tuttuğu topu vermek istiyorum.
De verdad, me gustaria darle a Ronny la pelota de Fatty para que sirva como símbolo de su aprobación.
Topu bana ver.
Dame la pelota.
- Topu mu istiyorsun?
- ¿ Quieres la pelota?
- Evet, topu ver.
- Sí, dame la pelota.
Topu ona verme kendini öldürebilir.
No le des esa pelota, se va a matar.
Bunu deniyecektim topu bana ver.
Yo estaba tratando de hacer esto, Dame la pelota.
Nur topu gibi bir yalanımız oldu!
¡ Hay una nueva mentira en la ciudad!
Sonra da birbirimize kar topu mu atıyorduk?
¿ Y al siguiente nos arrojábamos bolas de nieve?
Yürütecinden bir tenis topu düştü ve direkt kafasına sekti.
- Ya sé. Una de las pelotas de tenis se salió de su andador y rebotó en su cabeza. O sea...
5 sayı öndeler ve biteme sadece 10 saniye kaldı. Tüm Patriots takımı topla birlikte dizleri üzerinde çökmeli ve maçı- - Aman Tanrım, topu düşürüyorlar!
Con una ventaja de cinco puntos y faltando diez segundos los Patriotas sólo deben arrodillarse sobre el balón y el juego- - ¡ Dios mío, dejó caer el balón!
Buffalo Bills topu kapıyor ve maçı kazandıran sayıyı yapıyorlar!
¡ La tomaron los Bills y anotarán un touchdown ganador!
El topu değil ya bu.
No es que digamos un cañón de mano.
Beyzbol topu mu Noshiko?
¿ Una pelota de béisbol, Noshiko?
Yoksa, ben mi patronum? İkinci parça, dört delikli bir bowling topu.
El siguiente ítem es una bola de boliche con cuatro agujeros.
Affedersiniz, o topu hala kullanıyorum.
Aún estoy usando esa bola. Oh, lo siento. Siempre hago eso.
Dört delikli bowling topu. Ve bak!
La bola de boliche con 4 agujeros.
Topu Jeffords'a veriyorsunuz. O da içeriye koşuyor.
Le dan la pelota a Jeffords, y él corre con ella.
Obama'nın basketbol topu değilse...
Vale, si fue la pelota de Obama...
- Peki ya kayrak taşı? Kayrak taşı bir topu engeller ama iki top için zor.
La laja detendrá una bola pero no dos.
O esnada topu ateşlemeniz gerek.
Y en ese momento le dispara con cañones.
300 topu hazırladık efendim.
Hemos preparado más de 300 granadas de mano. Todo está listo.
Toothless, plazma topu.
Desdentao, explosión de plasma.
Sen tam anlamıyla,'kuşlar ve arılar'konuşmasının üzerine düşürdün topu.
Tú habías abandonado por completo la conversación de "la semillita".