English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ T ] / Tükendi

Tükendi tradutor Espanhol

1,118 parallel translation
Sabrım tükendi.
¡ Toda paciencia se acaba!
Bütün zamanımız tükendi.
Se acabó el tiempo por hoy.
Ama yanlız kadınlar tükendi, yani kendi beynini yıktı ve dul bir kadın olarak çıkageldi... benden 15 yaş daha büyük, çürük dişleriyle ağır basıyor.
Pero Iris ya no conoce a ninguna otra soltera para presentarme... de modo que se devana los sesos y piensa en esta viuda... que tiene 15 años más que yo, gorda y con los dientes podridos.
Senin türünün soyu tükendi.
Tu especie está extinguida.
Erkeklerin nesli yıllar önce tükendi.
Los hombres se extinguieron hace años.
Ne demek nesli tükendi Biz mamut değiliz ki!
¿ Que quiere decir con "extinguidos"? No somos mamuts, ¡ he!
Biletler tükendi.
- Ah, ese sitio enorme de las afueras.
Biletler tükendi ha? !
¡ Son veinte mil asientos!
Kabilesinin soyu tükendi.
Y su tribu ha desaparecido.
Zaman tükendi ve onlar bizim burada olduğumuzu bile bilmiyorlar, değil mi?
Ya no tenemos tiempo y ni siquiera saben que estamos aquí abajo, ¿ o sí?
Ekoseli ( Değişikliklerle dolu ) bir aile diyebilirsin. Soyumuz tükendi, sen hariç.
En un cuadro familiar se podria decir, que sobrevivi a todos excepto a ti.
Adam tükendi. Aynen öyle!
- Es un hombre acabado.
Kelimeler tükendi ha?
¿ Te quedaste sin palabras?
Tamamen tükendi.
Está exhausto.
İyiler tükendi, bitti
Los buenos se fueron hace tiempo.
Zamanın tükendi Calvin!
¡ Tu tiempo se acabó, Calvin!
Zamanın tükendi.
Se acabó el recreo.
O bana hala aşık. Ama benim ona karşı olan sevgim artık tükendi.
Está loca por mí, pero en algún momento me desenamoré de ella.
21. asırda soyları tükendi.
Se extinguieron en el Siglo XXI.
Şu tüm sığır köfteleri bugün erkenden tükendi gibi geldi bana, ha?
¿ Qué pasó aquí? ¿ Saliste temprano de la guardería?
Komutan, zamanımız tükendi.
¡ Se nos ha acabado el tiempo!
- O zaman kredin tükendi.
- Entonces se acabó el crédito.
Tanrının lütfu tükendi.
La gracia divina se ha acabado.
Burada da zamanın neredeyse tükendi.
Y ya casi cumplo mi condena y salgo de prisión
Komutan, zamanımız tükendi. Gemi patlamak üzere!
¡ Comandante, esta nave está estallando!
Zamanımız neredeyse tükendi.
Ya casi no queda tiempo.
Ama Okinava'da Yukie'ye ev yaptığımız için... para stoğu tükendi.
Pero desde que construimos la casa de Yukiei en Okinawa... el dinero es producto escaso.
- Adamdan çok kelimeler çekebilirsin fakat saatlerin tükendi.
Palabras de desdén de un hombre en la hora de su muerte.
Yıllar önce Doğu'da nesli tükendi ve o zamandan beri durumu gözden geçirmiştik.
Murió en Oriente, hace muchos años, y nos hemos estado ocupando desde entonces.
Peder, sabrım tükendi.
Padre, tengo un problema
Poirot, tükendi.
Poirot está acabado.
Benimki tükendi.
I'He tenido suficiente.
- Tükendi mi?
- ¿ Extinguidos?
Zamanımız tükendi.
No hay tiempo. Contramedidas.
Çünkü peri tozum tükendi.
Me quedé sin polvo de hadas. habría volado.
- Kaputum tükendi.
Se me acabaron los condones.
Hiç soru tükendi.
Usted nunca se queda sin preguntas.
Şansım tükendi.
Mi última oportunidad.
- Nesilleri tükendi.
- Se extinguieron del todo.
Kelimeler dahi tükendi.
Hasta se me agotaron las palabras.
Soyları tükendi, mahvoldular.
Se extinguieron, kaput.
Çünkü yabani dikenli gülün nesli neredeyse 5 yıl önce tükendi, efendim yani korkarım...
Porque esa rosa esta extinta desde hace 5 años.
Eğer dış üniteleri yok etmeden kaptanı ve Geordi'yi kurtarmanın bir yolu olsaydı hemen atlardım ama zamanımız tükendi ve elimdeki tek çözüm bu.
Si hubiera forma de salvarles sin destruir los exocomps, lo haría, pero no encuentro otra solución.
Yüzyılın davasını izlemek için insanlar, mahkemeye akın akın geliyorlar. Biletler tükendi.
Es el no va mas de toda la ciudad, la batalla judicial del siglo.
Alan, bu Veriforman'ların nesli... Kretase döneminde tükendi.
Alan, esta especie vermiforme dejó de existir desde el Período Cretáceo...
Yanıldın. Hepsinin nesli tükendi.
- Nah, estas equivocado.
Nesilleri tükendi.
Extinción.
Belki de gücü tükendi ve sular onu yuttu.
¿ O se debilitó y fue tragado por las aguas?
Yakıtın mı tükendi?
¿ Se te acabó la energía, Pinker?
Bir daha geri dönmemesiydi.. Az evel zamanın tükendi, yaşlı adam..
Se nos está acabando el tiempo, viejo.
Artık tükendi.
Ahora lo están.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]