Unuttunuz tradutor Espanhol
1,174 parallel translation
Atkınızla berenizi unuttunuz.
Que se ha olvidado la bufanda y la gorra.
Çantanızı unuttunuz.
Señor, olvida saco.
Belki unuttunuz ya da olanları farklı hatırlıyoruz ama ayrılacağımıza dair sinyalleri ilk önce siz vermiştiniz.
Quizá lo hayas olvidado o quizá lo recordemos de forma diferente, pero fuiste tú el que inició la ruptura.
Şapkanızı unuttunuz.
Olvidó su sombrero.
Mösyö Hamil, Kuran'ı almayı unuttunuz. Hayır, unutmadım.
Usted se olvidó de tomar el Corán, Jamil señor.
İçkinizi unuttunuz Bay Bond.
Olvidó su bebida.
Broşürünüzü unuttunuz.
Se ha olvidado el folleto.
Beni unuttunuz mu?
¿ Intentas dejarme fuera?
Bu ülkede bulunma izniniz bile yok. Unuttunuz mu?
No interfiera...
Aması yok, unuttunuz mu?
Sin "peros," ¿ recuerda?
Siz beni kurtaran... bir şey unuttunuz.
Tú eres el hombre que... Olvidó algo.
Nasıl ateş edildiğini unuttunuz mu?
¿ Se han olvidado como disparar?
Bu gece çalışmıyorum, bugün cuma unuttunuz mu?
- Esta noche no trabajo, ¿ recuerda?
Bayan Havercamp, bunu unuttunuz.
Srta. Havercamp, necesita esto.
Birinin karınızı tehdit ettiğini unuttunuz mu?
¿ Alguien amenaza a su esposa y usted se olvida?
Tabii, 2 yıl önce küçük Anne'i ormana götürdüğünü unuttunuz mu?
Seguro, ¿ recuerdan cuando hace 2 años llevó a la pobre Anne en el bosque?
Beyaz Saray " ı unuttunuz mu?
¿ Y la Casa Blanca?
Paranızın üstünü unuttunuz!
¡ Olvida el cambio!
Kardeşleriz, unuttunuz mu?
Hermanos, ¿ lo recuerdan?
- Gazetenizi unuttunuz.
Olvidó su diario.
Şeyi unuttunuz Bay... Bay...
Han olvidado al Sr...
Üniversitemizde giderek artan bir şüphe var - bunu hepimizi sevindiren başarılarınızı kınamak için söylemiyorum - ama, başarma heyecanıyla, belki bu idealleri unuttunuz.
Siento decir que existe una creciente sospecha en el seno de esta universidad, y se lo digo sin, de ninguna manera, menospreciar sus logros, por los que todos nos regocijamos, de que en su entusiasmo por lograr el éxito tal vez haya perdido de vista algunos de estos ideales.
Sizin derdiniz ne? Öğrendiğin iz her şeyi unuttunuz mu?
¿ Habéis olvidado todos lo que habéis aprendido?
Valizinizi unuttunuz.
Has dejado tu valija.
Kızınızla birlikte onu görmeye geldiniz zamanı unuttunuz mu?
Cuando Ud. vino a verlo con su hija. ¿ No lo recuerda?
Eniştenizi unuttunuz mu siz?
¿ Os habíais olvidado de vuestro tío?
Unuttunuz mu?
¿ Se lo olvidaron?
- Yeşil kuponlarımızı unuttunuz.
- Se le olvidaron los sellos.
Resminizi kurtarmayı başardım ama arbedede, imzalamayı unuttunuz.
Conseguí salvar su foto pero con la prisa olvidó el autógrafo.
Bu adamın kızıl ejderlerinize ne yaptığını unuttunuz mu?
¿ Has olvidado lo que este hombre les hizo a tus dragones rojos?
Talon kaç defa kıçımızı kurtardı yoksa unuttunuz mu?
Más de una vez Talon nos ha salvado el pellejo, ¿ lo has olvidado?
Kulübede gördüğümüz, ölmekte olan adamı unuttunuz mu?
Bueno, ¿ recordáis a aquel hombre moribundo de la cabaña?
Sizin yönettiğiniz, "Durak" oyununda garson olarak oynadığımı unuttunuz.
Se le olvida que jugué una camarera en su producción de "Parada".
Kaleminizi unuttunuz.
Se le olvidó su pluma.
Aynı şekilde yeni çıkarttığım ayakkabı serisinden de bahsetmeyi unuttunuz :
De la misma manera que te olvidaste de mencionar mi nueva línea de calzado :
Nasıl konuşulduğunu mu unuttunuz?
No saben hablarse.
Bir şey unuttunuz.
Se ha olvidado algo.
Dişinizi fırçalamayı unuttunuz.
Y ha olvidado lavarse los dientes.
Bayım, bunu unuttunuz!
¡ Señor, se le ha olvidado esto!
Durun bakalım, bizi unuttunuz.
No tan rápido, eres nuestro viaje a casa.
"Ortolani Belirtisi." Kalça çıkığıyla doğmuş. Bunu konuşmuştuk unuttunuz mu?
"Signo de Ortolani." Es la subluxación que tenía... en la cadera recién nacida.
Sanırım seçeneklerimden bazılarını unuttunuz.
Creo que se le olvidaron algunas de mis opciones.
Sanırım bir şeyi unuttunuz.
Creo que olvidó algo.
Bayım, kuponları unuttunuz!
Disculpe, señor. ¡ Olvidó sus estampillas!
Bu köpeklerin yaptıklarını unuttunuz mu?
¿ Y qué? ¿ Acaso olvidaron lo que ellos hicieron?
Biz boşandık unuttunuz mu?
Estamos divorciados, ¿ recuerdas?
- Bunu unuttunuz. - Oh, teiekkür ederim.
- Se le olvido esto.
- Bay Poirot, kitabınızı unuttunuz.
- Sr. Poirot, olvido su libro.
İsrail'e gidiyoruz, unuttunuz mu?
Vamos a Israel que se le ha olvidado?
Unuttunuz mu?
¡ No puedo!
Unuttunuz mu?
¿ Se le olvidó?